Alvin ve Alysia sesin geldiği yere baktıklarında aynı anda şok olmuş ifadeyle kırılan kılıca bakıyorlardı.
Alysia
"Raiden'in yüzüğü ve kılıcı kırıldı."Alvin dehşet içindeydi Raiden uyandığında ona ne diyecekti. Alysia'ya bakarak
"Onlar sadece yüzük ve kılıç değildi onlar Raiden'in ruh kılıcı ve ruh yüzüğüydü."Alysia
"İyi de bildiğim kadarıyla, ruh yüzüğü ve ruh kılıçları asla kırılmazlar."Alvin
"Ben de öyle biliyordum. Saldırdığım bir ruh çağıran vardı ben de sadece yüzüğü kırmak için saldırdım çok ufak bir gücümü kullandım ama adam biraz uçtuktan sonra bir dağa çarparak güzelim dağda kırmızı kocaman bir leke bıraktı sadece yüzük sağlamdı. Halbuki sadece yüzüğe saldırmıştım demek birazcık fazla güç uygulamışım."Alysia birazcık kediden korkmuştu
"Birazcık güç uygulamış halin buysa tam halini merak etmiyorum. Dağ yakınmıydı bari?"Alvin
"Yakın mı? Hmmm yakın sayılır şöyle bir düşünürsek adama vurduktan sonra adam kayboldu yani ses hızını biraz geçti ve 15 saniye sonra onun dağa çarpma sesi geldi yani ses hızında olduğunu düşünürsek yani 300m/sn 4500metre yapıyor."Alysia
"Şimdi sen buna birazcık güç uyguladım mı diyorsun? Tam güç uygularsan ne olur gerçekten merak etmemeye başladım. Neyse Raiden'i ne yapacağız dünden beri yatıyor, hala uyanmadı."***
Ruhlar diyarında 2 gün önce Raiden, Usta Astor ile konuşması sırasında Touya garip bir şey hissetmiş ve Raiden'e farkettirmeden Ruhlar diyarına ışınlanmıştı. Ruhlar diyarına vardığında her şey normal görülüyordu diğer hiç bir ruh bir şey hissetmemiş gibi görünüyordu. Beklemeye başladı ilk gün hiç bir gariplik meydana gelmedi hatta gezegeninin her yanına bakmıştı.İkinci güne geçtiklerinde havada tuhaf bir şekilde bulutlar toplanmaya başlamıştı. Bu bulutlar doğal yollarla oluşmuş gibi değildi. Touya daha da garip hissetmeye başladı ama buna rağmen hala bu tuhaf olayı hisseden yada bulutların tuhaf olmasından şüphelenen hiç bir ruh yoktu ama bulutlar tüm gezegeni sarmaya başlamıştı.
Üçüncü gün bütün Ruhlar tuhaf bir şekilde Ruhlar diyarına geliyordu. Resmen ışınlanıyorlardı ve belli ki bunu isteyerek yapmamış gibi görnüyordu çünkü şaşkınlardı. Gök yüzündeki bulutlar daha da çoğalmaya başlamış ve yavaş yavaş renk değiştiriyordu şu anda kızıl renkliydi bulutlar. Touya bulutlara baktıkça içini korku kaplamaya başlamıştı.
"Bazı şeyler kurucunun söylediği gibi gerçekleşmeye başladı. İlk aşama bulutlar tüm gezegeni kaplayacak. İkinci aşama bütün ruhlar geldikleri yere yani ruhlar diyarına dönecek. Üçüncü aşama Diyardan kimse çıkamayacak. Bunları yapabilecek tek kişi de imparatordu ama o başka bir gezegende sıkıştı. Yani uzaktan da bunları yapamaz, hele ki bu gezegene de ulaşamadığı düşünülürse. Bu daha da garip." diyerek düşünüyordu içinden. Tuhaf olansa bulutlar gittikçe mor renk almaya başlamıştı.İşte o anda bütün ruhlar dehşete kapılmıştı.
"Neler oluyor böyle?" "Mor yıldırım sadece imparatorumuza ait değil mi?" "Peki neden gök yüzünde toplanan mor yıldırımlar saldırı hazırlığı yapıyorlar?" ve bazılar daha yeni yeni anlıyordu ruhlar diyarından gidemediklerini.
İşte tam o anda gök yüzünde bir ses yankılandı ve hiç sakin bir ses tonu yoktu ve sesinden anlaşıldığı kadarıyla erkekti.
"İmparatorunuz olacak kişi nerede?"
Touya uzun bir zamandır bu kadar korktuğunu hatırlamıyordu ama bu sesten korkmuştu ve korkmasındaki bir diğer sebepse sesin öfkeli olmasına rağmen bağırmamış olmasıydı.Ses tekrar konuştu
"Küçük ruh parçaları bana aynı soruyu tekrar mı sordurmayı düşünüyorsunuz? İMPARATORUNUZ NEREDE?"Ruhlardan birisi gök yüzüne doğru bakıp
"Bilmiyoruz efendim." dediSes
"Şimdi 200 milyar ruhtan kimsenin imparatorunuzun yerini bilmediğini mi söylüyorsunuz?"Touya sonunda konuşabilmişti
"Doğrudur efendim imparatorun yerini kimse bilmiyor. Onu neden sormuştunuz?"Ses
"Sen de kimsin? Senden hala imparator olduğuna dair bir his alıyorum."Touya
"Bu imkansız efendim ben eski imparatorum. Ne yazık ki yeni imparatorun yerini kimse bilmiyor."Ses
"Eski imparator derken senden önceki imparatora ne oldu? Yoksa öldü mü?"Touya
"Doğrudur efendim peki bu imparatorla ne işiniz var?"Ses
"Onu ben öldürecektim ama kendisi ölmüş ucuz kurtulmuş. Onunla ne işim olduğuna gelince BENİM GÜCÜMLE ŞU ANDA ÜZERİNE BASTIĞIN GEZEGENİ OLUŞTURDU VE ZORLA KAYBETTİĞİM GÜCÜMÜ GERİ ALMAYA GELDİM."Touya
"Bu imkansız bu gezegeni Ruhlar diyarı kurucusu oluşturdu. Mor yıldırım kullanarak ruhunu ikiye böldü ve bir yarısıyla yeniden doğdu diğer yarısıyla bu gezegeni oluşturdu."Ses
"Siz ruhlar gerçekten aptalmışsınız. Sen benim kim olduğum konusunda bir tahmin yürüt bakalım tüm miras mağralarını senin imparatorun yok etti. Yetmedi beni mühürledi ve gücümü istediği doğrultuda kullandı. O mührü kırmak biraz zamanımı aldı. Gücümü tekrar kazanabilmek için senin imparatorunu bulmam gerek. O benden izinsiz olarak benim testimi geçmeden benim gücümü kullanıyor. Varis seçerken bile benim iznimin alınması gerekiyor. Şimdi söyle bana İMPARATORUN NEDERE?"Touya
"Bilmiyorum dedim. Onun yerini bilmiyorum."Ses
"Demek onu korumayı seçiyorsun. RUH PARÇASI SEN HALA BENİM KİM OLDUĞUMU İDRAK EDEMEMİŞSİN. BEN SANA SORU SORMADIM BEN SANA EMİR VERDİM BANA İMPARATORUNUN YERİNİ SÖYLE."Touya
"Bilmiiiiii.....yo..." sesi kesik kesik çıkmaya başlamıştı çünkü gök yüzünde Yıldırım Ankası ortaya çıkmıştı o kadar büyüktü ki sadece kafası gökyüzünü kaplıyordu ve bu hali onun gücünün azalmış haliyse tam halini Touya merak bile etmiyordu.Yıldırım Ankası
"Bana yalan söylüyorsun. İmparatorunun yerini biliyorsun. Öyle olsun. Bende bu gezegenden kalan gücümü toplarım gerçi çeyreğini bile doldurmaz."Fazlasıyla sakin bir ses tonuyla ve küçümseyici bir bakışla
"YOK OLUN" dedi. Gök yüzünden yağmur yağıyormuş gibi yıldırımlar düşüyordu ve düştüğü yeri toza çeviriyordu. Ruhlar bir bir yok olmaya başlıyordu.Touya
"O daha imparator olalı 10 yıl bile olmadı ve onun topraklarının başına gelene bak. Her şey Her yer yok oluyor ve bunu yapan varis değil bunu yapan senin zamanında mühürlediğin MOR YILDIRIM ANKASI yıldırım ankalarının kralı istediği an istediği yerde olabilecek bir hıza sahip olan o ankayı neden kızdırdın ve sonunda bu diyara düzgün bir imparator gelmişti ve bu sefer bizler onu kaybetmedik o bizi kaybetti. Üzgünüm Raiden senin güçlenmeni belki de yaşayıp yaşamayacağını göremeyeceğim. Üzgünüm. Üzgünüm. Üzgünüm. Ahhhhhh" Bir yıldırım da Touya'nın üstüne düşmüş geriye hiçbir şey kalmamıştı.BOOOOOOOOOM
İşte bu ses Ruhlar diyarından çıkan son ses olmuştu artık bir diyar bile yoktu.
Her şey yok olmuştu.
Mor Yıldırım Ankası
"Hmm demek imparatorunuz kızıl gezegende daha doğrusu yok olan diyarın imparatoru. Hahahaha benden kalabileceğini mi sanıyordu? Senin gibi bir çöpte azıcık mor yıldırım kalıntısı kalmamış olsaydı o da imparatoruna gitmeyecekti. ARTIK BENDEN KAÇAMAZSIN YOK OLAN DİYARIN İMPARATORU!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Raiden
FantasyBir imparator'un ihanete uğraması. Bir efsanenin bitişi. Şimdi o efsanenin başka bir dünyada tekrar doğuşuna yükselişine, bu efsanenin tarihe altın harflerle yazılmasına şahitlik edeceksin. "Ya karanlığa giden yolda git yada aydınlığa doğru giden...