Raiden

Bölüm 51 Ruhlar Diyarı İmparatoru Raiden

Raiden ışık hızıyla bir gelişim göstermiş ve ruhların imparatoru olmuştu. Bunu gizli tutmalı mıydı yoksa herkese duyurmalı mıydı. Önceki imparator yani Touya olabildiğince az kişiye duyurmuştu bilenlerde birkaç kişiydi 312 yıl önce birini öldürmek için uğraşanlar 50 kişiymiş ve Touya'nın sayesinde rahatlıkla onu öldürebilmişler çünkü Touya haricinde kalan 49 kişi hareket edemiyormuş. Touya da onu mor yıldırımı kullanarak öldürmüş. Herkes onun kim olduğunu merak ederken Touya tek bir cümle söylemiş
"Ben ruhlar diyarı imparatoru beni görmeniz bile sizin için bir şeref savaş arkadaşı olduğumuz için önümde eğilmek zorunda değilsiniz" demişti bu durum oradaki diğer 49 kişi tarafından çok garip karşılanmıştı ama 1 yıl sonra aydınlık tarikattan 49 kişinin içinde olan kişi hastalanmış yada zehirlenmişti Raiden onu anlayamamıştı şu anda imparatorun bir anısını görüyordu. Ruhlar Diyarı imparatoru da ona yardım amaçlı gitmişti. Mor yıldırımı onun bedeninde gezdirip zehri bulmuş ve mor yıldırımla vücuda zarar vermeden zehri yok etmişti. Ama bu durum Aydınlık tarikatın liderine gidince öfkelenmişti sonuçta iyileştirme özelliği olan tek element aydınlık olarak biliniyordu ama bilmiyordu ki o iyileştirmemişti yıldırımla zehri yok etmişti. Lider de İmparatorun olduğu alana gittiğinde Touya
"Arkadaşımın halini görmene rağmen yardım için basit kişileri göndermişsin. Onlar işini yapamıyorsa bizzat sen geleceksin görüyorum ki işini yapmıyorsun, o zaman sana ihtiyaçları yok demektir." demişti, tarikat lideri öfkelenmişti ve karşısındaki haddini aşarak konuşan kişi onu aşağılamıştı üstelik kendi topraklarında, hakaret eden ruh ölmeliydi saldırı için hazırlandığında kendisini kendi başsız vücuduna bakıyorken buldu. İşte böyle başlamıştı aydınlık tarikatıyla savaşı konuyu bilseler de liderlerini öldüren birini affedemezlerdi. Touya liderin ruhunu almış ve kaybolmuştu. Birkaç günden sonra benzer bir durum karanlık tarikatta meydana gelmişti. Tarikat lideri Ruhlar diyarı imparatoruna davet yollamıştı aydınlık tarikatın liderini öldürdüğü için. Touya da gelmiş herkes onun diz çöküp lidere saygısını sunmasını beklerken o diz çökmemişti. Karanlık Tarikat istediği an herşeyi yok ederdi düşünceleri buydu
"Eğilip bana saygını sunmazsan öleceksin ruh parçası benim Karanlık Kral olduğumu bilmiyor musun?"

Touya
"Kibirli velet Ben Rular Diyarı İmparatoruyum, senin benim önümde eğilmen gerekirken ben mi bir kralın önünde eğileceğim?" demiş ve tahtta oturan liderin kafasını kesmiş, ayağının altına almış ve ezmişti.
"Senin gibi bir böcek ancak ezilmeye mahkumdur" kimse liderlerinin bu kadar çabuk öleceğini bilmiyordu ama intikam istiyorlardı. İşte karanlık tarikatla da bu şekilde başlamıştı kavgaları ama Touya kendi topraklarına dönmüş ve ruhları bütün insanların üzerine salmıştı ama beklemediği bir şey olmuştu ruhların bazıları diz çökmüş, bazıları kılıç uzatmıştı işte bu şekilde de Ruh çağıran ve ruh savaşçıları ortaya çıkmıştı.

İki tarikat da ruhların her yere yayılmasıyla imparatorun öldüğünü düşünmüşlerdi ve tarihe aydınlık ve karanlık tarikat ateşkes yapıp öldürmüşlerdi şeklinde geçmişti. Ruhlar genellikle karanlık tarikata gidiyordu. Bu durumu kıskanan Aydınlık tarikat karanlık tarikatla savaşa girmişti. Touya da tam olarak istediği gibi olmasa da iki taraftan da ölenlerin olduğunu bileceği için mutluydu ve izlemeye başlamıştı. Taa ki 50 yıl önce birden savaşmayı kesene kadar 2 tarafta birbirine saldırmıyordu.

****
Şimdi de Raidenleydi ve Gin Krallığına girmek üzerelerdi. Raiden her yanı zırhlı bir şekilde içeriye girince bütün kraliyet askerleri etrafına üşüştü çünkü karşılarındaki zırhlı kişiden güç hissetmiyorlardı ve yaydığı hava yabancı birisine ait gibi düşündürüyordu. Raiden onlara aldırmadan odadan içeriye girmişti ve miğferi yüzüğüne girmişti sonuçta o da ruhtu. Kraliyet askerleri de birden içeri dalmış ama bütün hepsi şok olmuştu 1 ay önce canavar gezegenine giden tanıdık yüzü görmüşler ve hepsi diz çökmüştü