Araf

1.1K 97 1
                                    

Bazıları bir şeyden korkup kaçar
Bazıları onların korktuklarını arzular
Ve diğerleri kasvet içinde kederle
Yürürler adına ölüm denen, kendi gölgeleriyle... (Alıntı)

Handan, Hazar'ın, yarasına basıyordu. Bir taraftan da annesi ile konuşmaya çalışıyordu.

"Lütfen, ambulansı arayın," diyordu ama yaşlı kadın, Handan'ı duymuyor gibiydi.

"Lan," diye bağıran Murat düştüğü yerden kalktı.

Deniz Yüzbaşı telsiz ile haber verdi karargaha.

"Komutanım bir patlama oldu."

"Yaralanan ya da şehit olan biri," dedi.

Bir Komutan için, askerlerin şehit olması çok bir durumdu. Sadece Komutan için değil, aynı şekilde şehit olan askerlerin, silah arkadaşları içinde zor bir durumdu.

"Komutanım ben içerde biri var mı, bilmiyorum."

"Derhal öğren!" diye bağırdı Ahmet Komutan.

"Emredersiniz Komutanım," dedi.

"Hayır, hayır." Hepsi şok olmuş gibiydi.

"Ali Komutan, Emir Komutan içerde kaldı."

Deniz Yüzbaşı'nın aradığı cevabı Haydar verdi.

Deniz Yüzbaşı elindeki telefon ile karargâhı aradı.

"Yüzbaşı Deniz Ersönmez. Bana derhal Ahmet Komutanı ver asker," dedi.

"Bana güzel bir haber ver Deniz," dedi.

Asker olmanın zor yanlarından biri de böyle durumlardı.

"Komutanım, içerde iki kişi kalmış," dedi.

"Kim?" diye sordu.

"Ali ve Emir," diye cevap verdi.

Murat içeriye doğru koştu. Diğerleri de peşinden gitti.
Deniz görüşme bittikten sonra içeriye gitti.

"Ali, Emir," diye bağıran askerin yanına gitti.
O da etrafa bakmaya başladı.
Etrafa düşen odunları yerden kaldırıp bakıyordu ama görünürde hiçbir şey yoktu.

Araf.
Cehennem ile cennet arasında ki yerin adı.
İnsanoğlu zaman zaman kendini arafta sıkışıp kaldığını hissederdi.
Böyle durumlarda sanki karabasan basıyormuş gibi olurdu.
Şu an hepsi böyle bir durumdaydı.

"Lütfen, beni bırakma!" Diye fısıldayan Ayla bu sözü son üç gündür ne kadar çok demişti.

"Gaye duygusal bir kişiliğe sahip olsa da güçlüdür. O istemeyeceği sürece kimse onun canını yakamaz."

Babasının mavi gözlerine baktı. Gülümseme belirdi yüzünde.
Telaş yapması anlamsızdı. O, Yaşar Çelik'in kızıydı. Ne kendisini, ne de babasını bırakırdı.

"Lütfen, geri çekilin," diyen sağlık görevlisi, Handan ile Hazar'ın, arasına girdi.

"Ben hemşireyim," dedi. Ambulansın bindirilen Hazar'ın yanına geldi.

"Hangi hastane?" diye soran uzun boylu, sarı saçlı, yirmi altılı yaşlarında gösteren kadına baktı.

"Özel Megakent Hastanesi," dedi.

Kadın anladığını belirtir gibi başını salladı.
Kadın ambulasın içini gösterdi.
Handan hemen ambulansa bindi.

"Peki ya o kim?" diye sordu aynı kadın.

Handan, kadının gösterdiği yere baktığında, Hazar'ın annesini gördü.

"O, onun annesi,"dedi.

Vatan SağolsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin