Gaye, Ayla'nın gözlerinin içine ifadesizce bakıyordu. Tekrar tokat attı.
"Sana bir soru sordum. Burada yazan sayılar ne anlama geliyor?" Diye bağırdı.
Ayla, Gaye'nin kolunu büktü.
"Bende, sana ne sana, ne de yanındaki it sürüsüne bir şey demeyeceğimi söyledim." Dedi.
O sırada arkasından sinsice yaklaşan terörist, başına elindeki keleşle vurdu.
Ayla, Gaye'yi bıraktı. Elini başına götürdü.Fulya, Doktorun yanına geldi. O askeri kaybettiği ağabeyinin yerine koymuştu.
"Doktor, asker nasıl?" Diye sordu. O askeri dağda öyle görünce ağabeyini görmüş gibi olmuştu.
"Durumu ciddiyetini koruyor. Çok kan kaybetmiş."
"Benden ne kadar gerekirse alabilirsiniz. Yeter ki onu kurtarın." Dedi. Gökhan biraz ağabeyi Hasan'ı anımsatıyordu.
Belki de bu yüzden onunla aralarında bir kan bağı varmış gibi hissediyordu. Doktor gülümsedi.
"Senden gerekli kanı aldık. Bundan sonrası Allah'a ve askere kalmış." Diyen Doktor ile düşüncelerini noktaladı.
Derin bir nefes aldı.
"Bakın o, benim için çok önemli. Ne pahasına olursa olsun onu kurtarın." Dedi.
"Onu tanıyor musun?" Fulya tam bir cevap verecekken, Ceylin'in sesi ile sustu.
"Doktor, bizi biraz yalnız bırakır mısın?" Doktor odadan çıkınca Ceylin, Fulya'nın karşısına oturdu.
"Fulya neler oluyor, o, Hasan ağabeyi değil." Dost acı söyler derler. Ceylin'de, arkadaşına acı gerçekleri söylemişti.
Fulya'da bunun farkındaydı. Yine de ağabeyine benzeyordu. Belki de ağabeyiydi. Ağabeyi yine kendini öldü diye göstermiş olabilirdi.
Bunu anlamının tek yolu o askerin kendine gelmesiydi.Yaşar Komutan aldığı istihbarat ile askerlere gerekli açıklamayı yapıyordu.
Aklında ise kızı ve Gökhan Yüzbaşı vardı.
Onlardan iki gündür haber alamıyorlardı.Gaye ablasının karşısına geçti. Sonunda ikisi tek başına kalabilmişti.
"Onları nasıl gönderdin?" Gaye gülümsedi. Ablasının aklında bu sorunun olmadığını biliyordu.
"Gaye gibi davranıp seni konuşturabileceğimi söyledim." Dedi.
"Senin kanına zehir enjekte etmişlerdi. Eğer panzehrini bulamazsak ölecektin. Şimdi nasıl?" Diye aklındaki soruyu sordu.
"Bütün bunlar oyunun parçasıydı." Dedi.
"Ne oyunu?" Diye soran Ayla kardeşinden mantıklı bir açıklama yapmasını bekliyordu. Zira beyni iflas etmiş gibiydi.
"Bunların arasına girmek için birçok badire atlattım. Şu an bunlardan bahsedemem. Biliyorsun görev bizim için kutsaldır. Neyse dağda teröristlerin eline düşmem benim için bulunmayan Hint kumaşı gibiydi. Aslında onlar sadece işkence ettiler. Bunu koz olarak kullandım." Ayla, Gaye'yi susturdu.
"Lütfen, daha açıklayıcı anlat. Zira beynim kabahat işleyen küçük çocuğun korkusundan dolayı hiçbir şey anlamaması gibi çalışıyor." Bu seferde Gaye hiçbir şey anlamamıştı. Yine de sözlerine devam etti.
"Uzun lafın kısası emir aldığım Komutan ile benimle ilgilenen Doktor'tan, sizlere kanımda bilinmeyen bir madde tespit ettiklerini eğer panzehiri bulamasanız öleceğimi söylemesini istedik." Ayla ellerini başının arasına aldı. Bütün bunlar oyundan ibaretti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Sağolsun
ActionEledim eledim höllük eledim, Aynalı beşikte canan bebek beledim. Büyüttüm besledim asker eyledim, Gitti de gelmedi canan buna ne çare, Yandı ciğerim de canan buna ne çare. Bir güzel simâdır aklımı alan, Aşkın sevdasını canan sineme saran. Bizi kınam...