Böl ve Fethet

239 25 2
                                    

Dünya siyah ve beyazın etrafında dönmüyor.
*****
Bekleyiş.
İnsanoğlu var olduğu sürece hep bir şeyleri bekliyor. Misal trafikte trafiğin açılmasını bekler, sınav sonuçlarının açıklanmasını bekler bunların dışında hastane koridorlarında acı bekleyişlerde vardır. Bunun örneğini Yılmaz ve Açıksöz aileleri veriyordu. Korku ve acı içinde oğullarından iyi bir haber bekliyorlardı.

Doktor Serhan derin bir nefes aldı. Zorlu bir ameliyat olmuştu Gökhan Yüzbaşı yaşamaktan vazgeçmemişti. Doktor Eylem ile göz göze geldi. Serhan ameliyatın yarısında umudunu kesmişti ama Doktor Eylem baştan beri umudunu kaybetmemişti.

"Senin sayende dışarda bekleyen insanlara güzel haberi vereceğim." Eylem, kocasının bal sarısı gözlerinin içine gülümseyerek baktı.

"Nasıl bir zorlukla bir araya gelirsen gel sakın umudunu kaybetme," dedikten sonra ameliyathaneden çıktı.

Hüseyin Bey ameliyathanenin kapısı açılınca yirmi dokuzlu yaşlarında, su yeşili gözleri ifadesizce bakan kadının gözlerinin içine umutla baktı.
Eylem, Hüseyin Bey'in acıyla harmanlanmış yeşil gözlerinin içine baktı.

"Oğlum iyi mi Doktor?" Beklediği soruyu duyunca maskeyi çıkardı, karşısındaki adamın gözlerinin içine gülümseyerek baktı.

"Gerekli açıklamayı Doktor Bey yapacak efendim." Eylem'in hemen arkasından Serhan çıktı. Gülümseyerek yaşlı adamın gözlerinin içine baktı.

"Oğlum nasıl?" Serhan, yaşlı kadının gözlerinin içine baktı. Nur Hanım korkuyla karşısında duran adamın bal sarısı gözlerinin içine bakıyordu.

"Oğlunuz zorlu bir ameliyat geçirdi. Ameliyat sırasında iki kez kalbi durdu." Nur Hanım fenalaştı. Yere yığılan kadının yardımına Eylem koştu.

"Anne," diye bağıran Fulya, Nur Hanım'ın baş ucuna çöktü. Fulya ne yapacağını bilmez haldeydi. Bir taraftan annesi, bir taraftan ağabeyi vardı.

"Oğlum," diye bağıran Hüseyin Bey sandalyeye çöktü. Doktor Serhan'ın sesini tekrar duyan aile fertleri umutla Serhan'ın gözlerinin içine baktılar.

"Sakin olun, Gökhan Bey iyi yaşamaktan vazgeçmedi." Ezra, Doktorun sesini duyunca çöktüğü duvardan kalktı, yalpalayarak Doktorun yanına gitti.

"Yaşıyor değil mi aklım bana oyun oynamıyor duyduklarım gerçek değil mi?" Ezra'nın sesinde bir parçada olsa umut kırıntıları vardı.

"Dünya siyah ve beyazın etrafında dönmüyor." Genç kadın kollarını iki yana açtı. Lale Korkmaz, küçük yaşta kaçırılıp zorla dilendirilip, hayatın toz pembe olmadığını küçük yaşta öğrenen sayısız çoçuktan yalnızca biriydi. Şimdi televizyonda yeğeninin açıklamasını izliyordu.

"Sara Hanım neden dizinin sonu mutlu son ile bitmedi?" Muhabirin, yeğenine sorduğu soruyu duyunca yüzünde buruk bir gülümseme belirdi.

"Çünkü mutlu son diye bir şey yok," diye fısıldadı. Televizyona o kadar dalmıştı ki arkasında duran kocasının varlığını sesini duymadan fark edememişti bile.

"Mutlu son diye bir şey olmadığına bende katılıyorum ama mutlu sonu bu dünyada bir parçada olsa biz kendi ellerimizle yapmıyor muyuz?" Lale omzunun üzerinden kocasının koyu yeşil gözlerinin içine baktı, Alparslan'ın saçlarının arasında tek tük beyaz teller vardı. Elli yaşına merdiven dayamasına rağmen gençlere taş çıkartırdı. Dışardan bakan biri, Alparslan'ın elli yaşına merdiven dayadığına inanmazdı daha genç gösteriyordu adam.

"Ben bu proje ile adımdan söz edilmek için adım atmadım. Ben vatanı için ölüme giden Yüzbaşı Kemal Dalkıran'ın kızıyım. Babam, binlerce insanın hayatını kurtarmak için ölüme giderken, ben annemin karnındaydım. Babamı, fotoğraflardan tanıdım. Dalkıran olduğumu duyan insanlar üzerinden yıllar geçmesine rağmen babamın kahramanlığından bahsederken kalbimde buruk bir his geçerdi." Sara önündeki kalabalığa baktı.

Vatan SağolsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin