Bir Sevda Düştü İçimize

315 33 0
                                    

Ölüm bir nefes uzağımda sanki.

****
Hayat öyle karmaşık bir kavramdır ki biz ne hâle geleceğimizi bilemezdik Serdar Yüzbaşı 'kardeşim' dediği adamın kanlar içinde yere yığılışını tekrar tekrar yaşıyordu bir türlü gözünün önünden gitmiyordu o hali. Burak Başçavuş helikopter ile Ankara'ya tahliye edilmişti.

"Yüzbaşım iyi misin?" Serdar Yüzbaşı, Ayla Yüzbaşı'nın kahverengi gözlerinin içine baktı başını iki yana salladı.

"Kardeşim ne halde bilmiyorum bile ama ant olsun ki Ferdinand denen o soysuzu yakaladığımız an derisini yüzeceğim."

Selda haberi alınca hastaneye kaldırıldı zaten zor bir hamilelik geçiriyordu üstüne Burak Başçavuş'un vurulduğunu öğrenince düşük tehlikesi geçirdi genç kadın.
Ufuk iki arada bir derede kalmıştı bir tarafta karısı ve doğmamış bebeği, bir taraftan da can dostunun hayatı tehlikedeydi.

"Bir sakin ol üçü de sapasağlam çıkacak bu kapıdan." Ateş'de korkuyordu ama yıllar ona soğukkanlı yaklaşmayı öğretmişti.

"Sakin filan olamam ağabey, bir taraftan karım ve kızım, bir taraftan can dostumun hayatı ince ipliğin üzerindeyken sakin filan olamam."

Hayat ancak zorla kazanır verilmesi gereken kararı vermezsen ölüm bir nefes kadar uzaklığında olurdu. Bazen düşmanını yenmek için cesarete, onura, irade gücüne ve saf olmaya ihtiyaç vardır çünkü düşmanı yenmek için gereken budur.

Ferdinand oyuna devam ediyordu, Bozkurt timini tuzağa düşürmüştü. Serdar Yüzbaşı karşısında Ferdinand'ı görünce gözü döndü. Menzilinden çıktı.

"Yüzbaşım ne yapıyorsun," diye bağıran Ayla Yüzbaşını duymuyordu.

"Av avcıya geliyor," diyen Ferdinand gülmeye başladı.

"Kimse ateş etmesin." Ferdinand emri verdikten sonra Serdar Yüzbaşının kendisine yaklaşmasını bekledi.

Serdar Yüzbaşı, Ferdinand'a yaklaşınca silahının kabzası ile yüzüne geçirdi. Ferdinand aldığı darbe ile yere düştü. Deli gibi gülmeye başladı.

"Koruma ateşini açın," diye bağıran Ayla Yüzbaşı koruma ateşi açıldığı an Serdar Yüzbaşına doğru koşmaya başladı.

Ateş hızla yerinden kalktı. Aklı bir taraftan Burak ve Selda'da iken, bir taraftan da Serdar'daydı.

"Çorum'a geri dönüyorum, Selda ve Burak'tan bir haber alırsan bana haber verirsin." Umman ve Gölge'de, Ateş'in yanına geldi.

"Bizde seninle geliyoruz." Umman'ın itiraz kabul etmeyeceğini belirtmek ister gibiydi.

"İyi gelin." Ateş son kez ameliyathanenin kapısına baktı hastaneden çıktı. Umman, Gölge, Elif arabaya bindi yola koyuldular.

Gökhan Yüzbaşı dünden beri havyarda bekliyordu. Artık aklını kaybetmek üzereydi. Askerlik böyle bir şeydi işte. Kan kardeşlerinin başının dertte olduğunu bildiğin halde elin kolun bağlı durmak insanın aklını kaybetmesine neden oluyordu.

"Astsubayım, Bozkurt'tan bir haber yok mu?" Selçuk Astsubay, Gökhan Yüzbaşının gözlerinin içine baktı.

"Bilmiyorum Komutanım ama Kozan Komutan ve Yıldırım Komutan telaşla hareket merkezine girdiler." Gökhan Yüzbaşı hızla oturduğu yerden kalktı.

"Hiç bu kadar ölüme meraklı birini görmedim Yüzbaşı," diyen Ferdinand gülmeye başladı. Serdar Yüzbaşı, Ferdinand'ın yakasından tutup ayağa kaldırdı.

"Yüzüme iyi bak şerefsiz, son gördüğün yüz benim yüzüm olacak." Serdar Yüzbaşı kafa attı, Ferdinand aldığı darbe ile yere düştü. Ağzındaki kanı yere tükürdü.

Vatan SağolsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin