Dosta Dost, Düşmana Eza

329 42 0
                                    

Eğer vazgeçersem acı içinde bitip tükenen ben olurum
***

Acı iki hece üç harften oluşan söz öbeği.
Bazı anlar gelirdi ki insanoğlu acının içinde yanıp tutuştuğunu hissederdi. Burak Başçavuş'da şu an böyle bir durumun içindeydi.
Burak Başçavuş daha on yaşındayken evlerinde çıkan yangın da anne ve babasını kaybetmişti. Hikayesi bundan sonra başlamıştı.
Yetimhanede tanıştığı, Serdar Yüzbaşı, onun kardeşi olmuştu. Ateş, Gülce, Selda ve Ufuk olmayan kardeşleri olmuştu.
Çiğdem hayatının aşkı olmuştu. Karısını ve doğmamış bebeklerini yanlış bir anlaşma yüzünden can kardeşinin ikizi tarafından vahşice öldürülmüştü.

Tam her şey düzeldi derken, Selda'nın arabasına yerleştirilen bombadan haberi olduğunu öğrenmişti. İşte o zaman karısının ve doğmamış bebeklerinin acısını yüreğinde hissetmişti yine yeni yeniden.
Şimdi de 'kardeşim' dediği adam cansız bir şekilde baygın yatıyordu.

"Serdar," diye bağırdı bir kez daha. Sesi pürüzlü çıkmıştı. Burak Başçavuş söz konusu sevdikleri olunca duygularına hakim olmakta zorlanıyordu.
Bunu fark eden teröristlerin elebaşı olan Deniz kod adlı teröristin yüzünde sinsi bir gülümseme belirdi.

"Uçurumun kenarında olan askerlere kimse dokunmasın," dedi.

"Tamam heval," diyen terörist anlam veremese de kabul etmişti.

Öte yandan Ayla ölümün pençesinde savaşıyordu Ayla'yı bulan yaşlı adam yardım çağırmak için köye inmişti. Ayla Yüzbaşı gözlerini açınca başta nerede olduğunu çözemedi zaten etrafı bulanık görüyordu yattığı sedirden kalktı elini ağrıyan karnına götürdü ayağa kalktığı an kendini yerde buldu.

"Ah!" Yerde acı içinde kıvranırken yaşlı adam ve Doktor kulübeye gelmişlerdi bile. Yaşlı adam, Ayla'nın yerde acı içinde kıvrandığını görünce yardıma koştu.

"Kızım iyi misin?"

Gökhan Yüzbaşı bir türlü yaşananlara anlam veremiyordu nasıl olmuştu da Ezra zehirlenmişti? O sırada gözü sehpanın üzerinde duran bardağa takıldı. Ezra'nın o bardaktaki suyu içince fenalaştığını hatırladı.

"Hedeflerinde ben vardım," diye fısıldadı o hemşire suyu kendisi için getirmişti ama kendisinin yerine suyu Ezra içmişti.

Gaye elini sıkışan kalbine götürdü hissediyordu kötü bir şeyler olmuştu Selim'in şehadet şerbetini içtiği günde kalbi bugünkü gibi sıkışmıştı.

"Anne, ablam nerede?" Aysima Hanım yaşlı gözlerle çaresizce çırpınan kızına baktı ne diyeceğini bilmiyordu ki daha kendisi bile kızının nerede ve nasıl olduğunu bilmiyordu?

"Allah aşkına bir şey söyle ablan iyi de." Gaye'nin canhıraş feryatlarını duyanlar sessizce gözyaşı dökmeden başka bir şey yapamadılar.

"Kızım ablan iyi." Gaye umutla babasının okyanus misali mavi gözlerinin içine baktı derin bir nefes aldı.

"Gerçekten iyi mi ablam?" Yaşar Albay başını olumlu anlamda salladı.

Burak Başçavuş bir taraftan ateş ederken, bir taraftan da can dostunu kontrol ediyordu. Teröristler etraflarını sarmıştılar. Burak Başçavuş kolundaki bandajını çıkarıp Serdar Yüzbaşı'nın omzuna sardı.

"Dayan kardeşim." Burak Başçavuş'un sesi fısıltı gibi çıkmıştı.

"Komutanım son iki mermim kaldı," diye bağıran Kerim'in sesi ile Burak Başçavuş derin bir nefes aldı. Onun da son beş mermisi kalmıştı.

"Eğer vazgeçersem acı içinde bitip tükenen ben olurum." Burak Başçavuş kendi kendine mırıldandı. Serdar Yüzbaşı'nın şarjörünü kontrol etti son yedi mermisi kalmıştı.

Vatan SağolsunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin