Vatan Sağolsun

Bir Ölür Bin Diriliriz

Ayla

"Siz hepiniz ben Türk," sesim dağ başında yankılandı.

Yaşar Albay'ın yanıma geldiğini gördüm. Elini omzuma koydu.

"Ah be deli kız! Beni nasıl korkuttuğunun farkında mısın?" Yüzümde bir gülümseme belirdi.

"Sanırım tam da şu an farkındayım Komutanım," dedim.

"Lan kes sesini ecdadını siktiğimin dölü," Gökhan Yüzbaşı, sonunda canlı olarak yakaladığımız teröristin sesine dayanamamıştı anlaşılan. Bütün gözlerin kendi üzerine yoğunlaştığını fark eden Gökhan Yüzbaşı, Yaşar Albay'a döndü.

"Kusura bakmayın Komutanım ama bu şerefsizin," öksürmem ile Gökhan Yüzbaşı'nın sözü yarıda kesildi. Sonunda söylediği sözün farkına varan Gökhan Yüzbaşı cümlesini toparlayıp sözlerine devam etti.

"Yani bunun sesine daha fazla katlanamadım Komutanım." Diye sözlerine devam etti.

"Belli oluyor Yüzbaş'ım," Gökhan Yüzbaşı derin bir nefes alıp konuştu.

"Komutanım kusura bakmayın,"

Zaman akrep ile yelkovanın etrafında ilerlerken sonunda karargaha gelebilmiştik.

"Komutanım," Başımı gökyüzünün eşsiz manzarasından alıp karşımdaki askere diktim.

"Evet," dedim.

"Komutanım, Yaşar Komutan sizi odasında bekliyor,"

"Tamam sen gidebilirsin,"

"Emredersiniz Komutanım," derin bir nefes alıp Komutanın odasına doğru ilerledim. Kapıyı çaldım.

"Gel," kapıyı yavaşça  açtım içeriye girdim. Komutanın karşısına geçtim.

"Komutanım,"

"Ayla aldığımız istihbarata göre İdris Dağı çevresinde hareketlilik var,"

"Ama Komutanım orda Jandarma Komutanlığı var,"

Yaşar Komutanın yüz ifadesi hiç iç açıcı değildi bir sorun olduğu aşikardı.

"Biliyorum Yüzbaşım içerdeki adamımızın dediğine göre örgüt büyük bir eylem hazırlığındaymış hemen timi toplayıp belirtilen yere gitmenizi içerdeki adamımız ile irtibata geçmenizi istiyorum,"

"Ama Komutanım adamımız ile irtibata geçmemiz çok riskli olmaz mı?"

Sanki bilinmezliğin içerisine sürükleniyormuşum gibi hissediyordum. Sessizlik etten duvar örmüştü. Yaşar Komutanın bir şeyler düşündüğünü tahmin edebiliyordum.

"Ne diyorsam onu yapın Yüzbaşım,"

"Emredersiniz Komutanım,"

Komutanın odasından çıktıktan sonra yemekhaneye gittim. Beni fark eden Can ayağa kalktı.

"Dikkat!" Diye bağırdı.

"Bozkurt 5 dakika içinde bahçede içtimada ol,"

"Emredersiniz Komutanım,"

Gökhan Yüzbaşı ile karşılaştım.

"Yüzbaşım ne oldu ya Karadeniz de gemilerin mi battı?" Gökhan Yüzbaşı'nın sorusuna karşılık buruk bir şekilde gülümsemekle yetindim.

"Pekala sorunu tahmin edebiliyorum. Bu görevde bizde varız," Kaşlarımı çattım benim böyle bir şeyden haberim yoktu.

"Yusuf Komutanın kesin emri," diye açıklama yapan Gökhan Yüzbaşı düşüncelerime tercüme olmuştu.