Dünyayı renklere ayırsaydım beyaz ve siyah derdim. Bazı insanlar beyaz kadar masumken, bazıları siyah kadar karanlık.
#####
"Serdar'ın nasıl öldüğünü bilmek istemez misin?" Bir soru ancak bu kadar yakardı insanın canını.
"Sen yaptın değil mi cani yaratık?" Ferda yüzünde hissettiği yanma hissi ile sözleri yarım kaldı.
"Lan." Burak Başçavuş, Alp'in kolundan tuttu. Başını yüzüne gömdü. Alp aldığı darbe ile yere düştü.
"Ferda polisi ara." Burak'ın uyarısıyla Ferda polisi aradı.
Ayla Yüzbaşı ve Gaye Üsteğmen mezarlığa geldi. Ayla Yüzbaşı, Uğur Astsubay'ın mezarına giderken, Gaye Üsteğmen, Selim Üsteğmen'in mezarına geldi. Beton zemine oturdu. Yüzünde buruk bir gülümseme belirdi.
"Selim ben geldim. Uzun süredir gelemediğimin farkındayım. En son ziyaretine geldiğimde hayatımı sarsacak gerçeği öğrenmiştim." Gözleri buğulandı, başını gökyüzüne kaldırdı yağmur birdenbire şiddettini arttırmıştı.
Selda, Ufuk'un gökyüzü misali mavi gözlerinin içine baktı. Genç adam artık alışmıştı. Dile kolay karısı üçüncü çocuklarına hamileydi.
"Canın ne çekti ve nereye gitmek istiyorsun?" Selda kocasının gözlerinin içine yavru kedi misali baktı.
"Hatay usülü dürüm istiyorum. Birde İtalyan usülü spagetti istiyorum." Ufuk artık karısının isteklerine şaşırmıyordu. Birden gülmeye başladı.
"Ne oldu niye gülüyorsun?" Şaşkınlıkla kocasının gözlerinin içine baktı. Ufuk zar zor gülmesini durdurdu.
"Hatırlıyor musun, Barış'a hamileyken gecenin 03.00'ünde beni kaldırmıştın. 'Benim canım Adana Kebap çekiyor hadi Adana'ya gidelim' demiştin. Gecenin üçünde yollara düşmüştük." Selda o günü nasıl unuturdu?
"Barış'a değil, Hatice'ye hamileydim o zaman. İnanmıyorum nasıl unutursun?" Ufuk ile Umman göz göze geldi. Umman 'yandın sen' der gibi bakıyordu. Selda daha fazla uzatmak istemediği için konuşmaya başladı. Ufuk derin bir nefes aldı.
"Hatırlıyorum. Gecenin üçünde yollara düşmüştük. Adana'ya vardığımızda muradıma ermiştim. Ankara'ya dönüş yolunda meslektaşlarımızdan kaçtığımızı da hatırlıyorum." Ufuk, Selda'nın o günleri hatırladığı için strese girdiğini fark edince konuyu değiştirmeye çalıştı.
"Peki polislerden kaçarken ne olduğunu hatırlıyor musun?" Selda'nın yüzünde buruk bir gülümseme belirdi.
"Nasıl hatırlamam canım Maraş usülü dondurma çekmişti. Kahramanmaraş'a gitmiştik üç kutu dondurmayı bir oturuşta yemiştim tabi sonunda hastalanmıştım. Ama her şeye rağmen o günün sonunda Anıtkabir'e gitmiştik yani güzel bitmişti." Ufuk gülümsedi.
"Ufuk sen bunları hatırlatarak unutmamı bekliyorsan yanılıyorsun hadi İtalya'ya gidelim." Ufuk başını iki yana salladı.
"Önce Hatay'a gitsek olmaz mı?" Selda başını iki yana salladı.
"Olmaz önce İtalyan usülü spagetti istiyorum, sonra Hatay usulü dürüm yerim. Hadi İtalya'ya gidelim." Selda, Ufuk'un elinden tuttu. Umman ikilinin konuşmalarına daha fazla kayıtsız kalamayıp gülmeye başladı.
"Ne oluyor ya niye gülüyorsun?" Umman gülmekten konuşamıyordu, Selda hassas bir hamilelik geçirdiği için ağlamaya başladı.
"İnci tanem ne oldu neden ağlıyorsun?" Umman zor da olsa sustu ama Selda'ya baktıkça gülesi geliyordu. Hızla ayağa kalktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vatan Sağolsun
ActionEledim eledim höllük eledim, Aynalı beşikte canan bebek beledim. Büyüttüm besledim asker eyledim, Gitti de gelmedi canan buna ne çare, Yandı ciğerim de canan buna ne çare. Bir güzel simâdır aklımı alan, Aşkın sevdasını canan sineme saran. Bizi kınam...