52. Bölüm

1.6K 284 108
                                    

Kader, Rennala.

Gözlerinin çevresi kırışmıştı lakin boynu ve teni pürüzsüzdü. Daena duyguyla bakıyordu fakat Rennala'nın gözlerinde yaşanmışlığın izleri vardı. Bir insanı yaşlandıran geçirdiği günler olmalıydı. Bu tanrıça Döngü'den ve birçok tanrıdan gençti, ona rağmen hepsinden milyonlarca yıl fazla yaşamış gibi görünüyordu.

Gözleri, evet... her şeyi barındırıyordu.

Zincirlerim boğazımı sıktı, kendi kendimi ben boğdum çünkü kaderim onun parmaklarının ucundaymış gibi hissediyordum. Benim kaderim Zade'e bağlıydı. Rennala adım attığı an bu düşünce beni ele geçirdi. Kelepçelerim onda değildi, Rhuzhar'daydı.

Kader bize birkaç adım attı, bakışını asla Döngü'den ayırmıyordu. "Buna karşı çıkmam gerekir Shevrus. Rhuzhar'ın değil, Çukur'un ve kalan herkesin yazgısını değiştirirsin ve geleceği mahvedersin çünkü bir tanrı, eşini kendisine denk bilir. Hakaretin bedelini Çukur'daki ruhlar öder."

"Canavarı bir insanın gözlerine sıkıştırması yazgıyı bozmuyor mu Rennala? Bu kabul edilemez bir şekilde döngünün dışına çıkıyor."

Rennala'nın dudakları hafifçe kıvrıldı, oralarda da insani kırışıklıklar göründü. "O bir insan değil, o bir eş. Tüm Kader'in geçmişi benimle yaşasa da, daha önce benim bile görmediğim bir zincir Leratria'da kutsal kabul edilir." Hatırlatmak istedi. Üzerine basa basa söyledi.

Shevrus dişlerini sıktı. Kader'i ilgiyle inceledi. "Seni evinden çıkaracak şeyin bu olduğunu bilmiyordum."

"Bazen merakımı dizginleyemiyorum." Kadının çimen yeşili gözleri bana döndüğü an irisleri menekşe moruna boyandı ve tekrar yeşile dönüştü. "Herkesin kader kelepçelerinin anahtarı bendedir ama anahtar elimden kaydı gitti. Gözlerimle görmeliydim."

Zade'in suratında hiçbir ifade yoktu. Hatta Rennala'ya bakmıyordu bile. Bir yere odaklanmıştı, boşluğu izlerken çenesi kasılıyordu.

Ben ise Rennala'nın sözlerine anlam vermeye çalışıyordum. "Rhuzhar ve sevgili Mira'nın anahtarı bendeydi." Adımı biliyordu. "Fakat eşi aynı zamanda kader eşi demektir. Anahtarları eşler birbirinin eline tutuşturur, bazen ben bile göremem." Başını Zade'e kaldırdı. Yine gözleri değişti, kaşlarını çatarak inceledi. "Bana saygı duyduğunu sanıyordum Rhuzhar."

"O kelimenin anlamını asırlar önce unuttum Rennala."

"Yollarını hâlâ görebiliyorum." Zade ona Çukur'a hapsedecekmiş gibi döndüğünde parmaklarına parmaklarımı geçirdim. "Ruh eşinin bağını senden koparacağımı mı sanıyorsun?"

Panikle nefesimi tuttum. "Bu mümkün mü?" Gözlerim bir Zade'e bir de Rennala'ya döndü. İstekle sormadığım sesime yansıdı, korkuyla fısıldamıştım.

Hem de fark etmeden.

"Kalkışamaz." dedi Zade. "Böyle bir şeye kalkışamaz. Yasak. Ama evet, kader onun ellerinde."

Rennala onu duymazdan geldi. Zaten böyle bir şeyi yapmak istiyor gibi durmuyordu ama Zade kendisinin karşısında durabilecek her güce karşı nefret besliyordu. "Zincirin yangını beni de yakardı." dedi Rennala. "Bağı doğrulamak istedim ve görüyorum ki, İlk Kader'in bahsettiğinden daha sağlam bir bağ. Ul'na aramızda mı Rhuzhar?"

Onun adını kullanan nadir kişilerdendi.

Zade başını eğmek yerine kaldırdı, ona dik dik baktı.

Rennala'nın gülümsemesi derinleşti. "Rhuzhar," Söze başladı lakin Zade elimi bırakıp Rennala'ya doğru koca bir adımla yaklaştı. Döngü bile tek kelime etmeden onu izledi.

ÖTEKİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin