Boynumdan göğüslerime doğru akan kan kurumuştu.
Omuzlarıma battaniyeyi almıştım, geceliğim yatağın altında bir yerde paramparça haldeydi. Bacaklarımı kendime çekip kollarımı etrafına sarmıştım ve örtünün altında küçülebildiğim kadar küçülmüştüm. Saçım başım dağılmıştı, karmakarışık bir haldeydim.
Komodinin üzerindeki erimeye yüz tutan mumu izliyordum.
Zade ise sırtını yatak başlığına dayamıştı. Arkam ona dönüktü ama en son onu öyle görmüştüm ve birbirimizde on beş dakikadır konuşmuyorduk. Sadece nefes alışlarını duyuyordum ve o da aynı şekilde benimkini takip ediyordu.
Ettiği küfürlerle bacaklarımın arasına kendisini bıraktıktan sonra bir dakika boyunca beni öpmüştü, yanıma geçmişti ve sonra battaniyemi almıştım, bu şekilde kalakalmıştım.
Ne yapacağımı bilmiyordum.
Ne diyeceğime dair de bir fikrim yoktu.
Konuşmadan bu odadan çıkmana izin vermeyeceğim dediyse bunu yapardı.
Kendime çektiğim dizlerime çenemi yasladım ve mumun alevini takip etmeye devam ettim. "Sisi patlatacak mısın? Udan böyle yapacağını söyledi."
Derin bir iç çekiş duydum. "Hayır."
O sisi ben yaymadım dememesi bile mucizeydi. Kendisini kafamda aklamak için böyle bir yalan bile sallayabilecek potansiyeli olduğunu biliyordum.
"Niye yapmayasın? Shevrus'u böyle öldürecekmişsin."
"Yapmayacağım."
"Bu kadar mı?"
"Bu kadar. Shevrus için o kadar ruhu Çukur'a kapatmanın adil olmadığını düşünmeye başladım. Onu başka bir şekilde öldüreceğim."
Vay canına.
Rhuzhar adalet kelimesinin ne demek olduğunu biliyor muydu?
"Çığlığın anahtarın gücü olduğu yalanını o an mı buldun, yoksa bir gün fark edeceğimi bilip önceden mi planladın?"
"Yapabileceğini bile bilmiyordum." Belki de başka bir zamanda başka bir konudan konuşuyor olsaydık bu ses tonu kafamı onun göğsüne koymak istememe sebep olurdu. "Jeff'i kurtarmak için yaptın. Kontrolsüz çığlık yüzünden ölebilirdin. Bunu nasıl yaptığını soracağını biliyordum."
Ağzım kuruyordu. Can alıcı soruyu sordum ama cevabını çoktan vermişti. "Neden bana söylemedin? Eldora'nın kızısın, bu yüzden anahtarımsın diyebilirdin. Annen seni eşim yaptı, Çukur'daki işkencelerin tadını yaşarken alayım diye böyle bir yol açtı diyebilirdin."
Emindim ki kaşları çatılmıştı. "Ne fark edecekti?"
"Bu durumda olmayacaktık."
"Ne hissettiğimi biliyorsun. O ipliğin kalın bir tutuşa dönüştüğünü çok iyi biliyorsun. Sana bunları söyleyemezdim. Cusca, yüzündeki o bakışın hiç farkında değildin ki."
Başımı kaldırdım. "Ne bakışı?"
Sessizlik çöktü.
Bu kadar uzun süre cevapsız kaldığım için oturuşumu neredeyse bozuyordum. "Sana sisin içindeki en tehlikeli şeyin ben olduğumu söylediğimde bile bana ne kadar yakınsan o kadar güvende hissediyordun. Ama bu ruh bağından kaynaklı değildi. Bir draak olsam bile, kaledekilerden daha çok bana ve Jeff'e güveniyordun. Gözlerindeki o bakışı o gün çözdüm, sana her zaman kendini ele verdiğini söylemiştim M'rea. Bana güveniyordun. Rhuzhar olduğumu öğrendiğinde de hiçbir şey değişmemişti. Sana söyleyemezdim. O güveni kıramazdım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖTEKİ
FantasiSisin kenarındaki kalede büyüyen Mira, herkesin aksine karanlıkta onu yutmayı bekleyen canavarlardan korkmuyordu çünkü asıl canavarlar kalenin içinde yaşıyordu. Ruh emici insanları öldürüyordu, çocukların korunmaya ihtiyacı vardı. Fakat Mira'nın ası...