79. Bölüm

1.2K 251 71
                                    

Buradan yanıt olayım, kaç bölüm kaldı ben de şu an çözemiyorum çünkü bölümleri birkaç parçaya bölüp kısa kısa atmayı planlıyorum. Üç-beş... bilemiyorum. Belki uzatırım, belki kısaltırım. Ama az kaldı, onu söyleyeyim. 

**

Tik, tak. Tik, tak.

Tik... tak...

Dur.

Durdu. Zaman o an benim için durdu.

Ve bir kere daha başladı.

Shevrus sabahın ışığını içine dolduran kulesinin en tepe katındaki sehpaya ilerleyip kendine bir içki doldururken zamanın sesleri benim için geçmişte kayboldu ve geleceğimi bir kere daha yazma fırsatını sundu.

Bitti.

O, benim için bitti.

Tıpkı diğerleri gibi.

Shevrus generaller gibi şişeden veya abartı derecede büyük bardaklardan şarap içmeyi sevmiyordu. Altın kadehi doldururken konuşmaya başladı. "Mira, seni buraya getirmemin sebebi..."

"Bana anlatacağın her şey yalan olacak. Tıpkı şu güne kadar olduğu gibi, bitmeyen iftiralardan oluşacak. Bu yüzden nefesini boşa harcama. Döngü olabilirsin ama benim bir tanrım yok. Benim bir kralım yok. Sana güvenmiyorum, sana asla güvenmeyeceğim. Beni oradan çekip çıkarmana ben izin verdim. Seninle gelmeyi istediğim için, kaçmak için değil. Bunu tercih ettim."

Shevrus şarap doldurmayı kesti ve yakıcı bakışlarını bana çevirdi.

Maskesi çatladı.

Karşımda Döngü duruyordu. Bunu unutmazdım.

"Udan'la evlenmeme izin verecek miydin?"

"Hayır." Dürüst, net bir cevap. Doğru olduğunu biliyordum çünkü planları olduğundan emindim.

Hızlı adımlarla ilerlemeye başladım. Başta üzerine yürüdüğümü sansa da hiç tepki vermedi ama karşısına dikilmek yerine o saçma şişeyi aldım ve dudaklarıma diktim. Ağzımı ıslatmak zorundaydım çünkü kum yiyormuşum gibi hissediyordum.

Şarabı içtim ama içimdeki kuruluk geçmedi.

"Planların umurumda değil. Leratria... umurumda değil ve daha önemlisi yeryüzünde nasıl bir sis patlıyor veya o sis yok mu oluyor... hiç önemsemiyorum." Şişeyi aramıza sertçe vurdum. Gözlerimi patlatarak ona tane tane konuştum. "Döngü sikimde değil."

Çenesini kaldırdı. Laflarıma hem alındı hem de çatlayan maskesi hepten yok olmaya başladı.

Artık içimde tutmayacaktım.

Bardağını kavrarken parmağını kaldırdı. "Partideki halinden farklı olduğunu görebiliyorum."

"O aylar önceydi. Ben daha ne olduğumu bilmeden. Şimdi ne düşünüyorum biliyor musun? İlk Kader'in çığlığı dudaklarımdan feryat gibi koptuğu an hem belli yarıçaptaki herkesi öldürürüm -tanrılar dahil- hem de kendi ruhumu yakmış olurum. Şu durumda ruhumu önemsemediğimi fark edebilirsin. Yani hayır, Shevrus... Udan ve Edan'ın yanındaki sessizliğim burada sökmeyecek. Oyuna gelmeyeceğim. Ben..."

"Özgürlük istiyorsun." deyip araya girdiğinde şokla dişlerim birbirine girdi çünkü sesi... neredeyse ikna ediciydi. "Seni hapsetmek istemiyorum ki Mira."

Zade gibi o da oyun oynuyordu. Ben seni hapsetmedim.

O beni en beter şekilde hapsetmişti. Hem de bana mezar yapacağı yere, kalbine.

ÖTEKİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin