İki-üç bölüm kaldı.
Sonrasında bir de özel bölümü olacak, atmak için kitabın bitmesini bekleyeceğim. Bölüm kitabın devamıyla ilgili olmayacak, Zade'in ağzından geçmişe dair bir bölüm. (Kaleye ilk geldiği gün gibi)
İyi okumalar!
**
2 ay sonra
Buna alışmalı mıydım?
Çoktan alışmıştım.
Kulelerde, sarayda verilen yemeklere katılmaktan yorulmuştum. Giyip süslenmekten bıkmıştım. Ama güzel tarafları da vardı. Shevrus dışarıdaysa mutlaka yanında ben de olurdum. Başta kimse benimle konuşmuyordu ama şimdi Irina bile -onca kaostan sonra- benimle geçen haftaki yemekte birkaç kelime etmişti.
Çok güzel göründüğümün üzerine basmış ve elbisemi övmekten yorulmuştu.
Shevrus'u elinden çaldığım için öfkeli değildi, hiçbir zaman elinde değildi.
Zade'in yanından koptuğumu ve artık Leratria'da istedikleri düzenin sağlandığını görüyorlardı. Shevrus'un benimle ilgili planları olduğunu çoğu tahmin ediyordu ama hepsi yanlış düşünüyordu. Onların gözünde ben aptal olandım, bir tanrıya inanmayı seçmiştim ve öbürünü bırakmıştım.
Hah.
Söz verdin.
Bu haftalarda Ren'i görmeye devam ettim.
Hatta kulesinde görüşebileceğimizi, yemeğe geleceğimi habercilerle bildirdiğimde şok geçirmişti. Shevrus'un kulesi hariç başka bir yere gitmeyeceğime inanıyordu. Zincirli olmadığımı ona da ispatlamıştım.
Ren, uğramadığı kulesine benim için dönmüştü. Onun evi başkaydı, Zade ile kaldığım ve güzel bahçesi olan o evdi.
Ren'in yanından ayrıldığımda Shevrus ne konuştuğumuzu bile sormamıştı. Yanımda güvenebileceğim birisi olsun istiyordu, Ren onu kötülemiyordu veya kötülemesine ben izin vermiyordum. Döngü de bunun farkına varmıştı.
Hatta bana alışmıştı.
Neredeyse üç aydır yan yana, dip dibeydik. Tanrılar için uzun sayılmayacak zaman dilimiydi fakat Shevrus varlığımı garipsemiyordu, beni birkaç saat görmezse bir yanlışlık varmış gibi odama geliyordu.
Çocuk konusu hâlâ açılmamıştı.
Açmayacaktı da.
İlişkimiz farklı bir yönde ilerliyordu.
Tanrı, ben ne istersem veriyordu. Gerçekten hoşlanmaya başlamıştım ama aynı zamanda bu durum normalim olmadığı için bilincim uyarı veriyordu, o korkunç çanları çalıyordu.
Bu ay içinde, uyarı çanları da susmuştu.
Shevrus buradaydı, ben onunlaydım. Bu kadar.
Başka bir şey düşünmeye gerek yoktu.
Güzel bir elbise giymiştim. Örgü askıları vardı, güneşin kızıllığını taşıyordu. Kumaşı hafifti, Min'in elinden çıkma bir elbiseydi. Sevgili Min, beni kendisi giydiriyordu ama Shevrus'un yanındaki kız olduğum için değil, elbiselerini en güzel şekilde taşıyacağıma inandığı içindi. Dolgun göğüsler ve kalçalar onu çok memnun etmişti. Bu kez verdiği elbise rüzgar estiğinde havalanıyordu ve göğüs dekoltesi yeterince cüretkardı, rahatsız edici değildi.
Ondan tek bir ricada bulunmuştum, elbiselerin hepsinin omuzlarının açık olmasını istemiştim veya askılı olmalıydı.
Giyinmiştim, saçlarımı örmüştüm. Shevrus kulesinde değildi, saraydaydı. Aylar sonra yapılacak bir balo için Döngü'yü çağırmışlardı. Muhtemelen nefret dolan tanrıları ne yapacağız, çağıracak mıyız diye konuşuyorlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖTEKİ
FantasíaSisin kenarındaki kalede büyüyen Mira, herkesin aksine karanlıkta onu yutmayı bekleyen canavarlardan korkmuyordu çünkü asıl canavarlar kalenin içinde yaşıyordu. Ruh emici insanları öldürüyordu, çocukların korunmaya ihtiyacı vardı. Fakat Mira'nın ası...