Gözlerim ağlamaktan kızarmıştı fakat umrumda değildi. Alperi görmek için karakola gelmiştim ve önümde ki polisle birlikte nezarethaneye doğru yürüyorduk. Polis kapıyı açtı ve geçmemi bekledi, geçtikten sonra ise kapıyı kapattı ve beş dakika sürem olduğunu belirtti. Yavaş adımlarla demir parmaklıklara doğru yaklaştım. Alper oradaydı, oturuyordu ve kafasını ellerinin arasına almış yere bakıyordu.
Geldiğimi duyunca gözleri yavaşça ayaklarımdan yüzüme doğru tırmandı. Gözlerimiz buluştuğunda yutkundu ve gözlerini benden kaçırdı.
"Yüzüme bak" sesim o kadar yorgun çıkmıştı ki duyunca bende şaşırmıştım. Alper yüzüme bakmadı.
"Alper, lütfen yüzüme bak" Alper yavaşça gözlerini kaldırdı ve yüzme baktı. Yüzümün her yerinde onaylandı bakışları fakat gözlerime denk gelmedi. Gözlerime bakamıyordu.
"Neden susuyorsun? Konuşsana" susmaya devam etti. Gözlerim tekrar dolmaya başlamıştı. Ağlamaktan gözlerim kızarmıştı ve artık sızlamaya başlamıştı. Alper ağladığımı fark edince yerimden kalktı ve bana doğru bir kaç adım attı. Elini muhtemelen yüzümde ki yaşları silmek için kaldırmıştı fakat sonra birden eli havada kaldı ve geri indirdi.
"Ağlama" bakışları başka noktaya kayınca bir yumru boğazıma oturdu.
"Sen yapmadın biliyorum, yüzüme bak!" Yüzüme bakmadı.
"Eğer yüzüme bakmazsan teyzemi senin öldürdüğünü düşüneceğim!" Gözlerini acıyla kapatmıştı. Onun da gözleri dolmuştu fakat biliyordum, o yapmamıştı. Gözlerime baksın diye öyle demiştim fakat bakmamıştı.
"Neden yaptın?" Gözleri gözlerimle buluştu.
"Asya, lütfen buradan git" başımı şiddetle iki yana salladım.
"Neden yaptın ya neden? Ben seni seviyordum! Ben seni uğruna canımı bile verecek kadar çok seviyordum! Neden susuyorsun? Alper nolur konuş! İnkar et! Biliyorum sen yapmadın! Yapmazsın!" Demir parmaklıkların arasından bana üzgünce baktı. Gözlerinde pişmanlık yoktu çünkü o yapmamıştı. Ayriyetten yüzünde bariz bir şaşkınlık vardı çünkü onu sevdiğimi ilk defa itiraf etmiştim.
"Hanımefendi süre doldu" gözlerim umutla Alperin yüzünde gezindi. İnkar etmesini bekledim, yapmadım demesini. Beni sevmese de olurdu. Benden nefret etse de olurdu, yeter ki o cinayeti işlememiş olsun.
Konuşmadı
Yüzüme bile bakmadı
Bir adım geriledim ve ona son bir kez beklentiyle baktım, fakat o aylardır yaptığını yaptı ve sustu. Arkamı döndüm ve o kapıdan çıkmadan önce kendime bir söz verdim. Buraya bir daha gelmeyecektim. Aylardır Alpere yalvarıyordum fakat Alper susuyordu. Konuşmak yerine susuyordu ve bana tek bir şey söylüyordu 'buradan git' istediği olacaktı çünkü ben artık sürekli birilerinin peşinde koşup nezarethane köşelerinde sorguya çekmekten çok sıkılmıştım.
Ben artık sürekli sevdiklerimin cinayetten dolayı içeri alınmasından ve bana hiç bir açıklama yapmamalarından sıkılmıştım. Ben artık yaşamaktan da sıkılmıştım.
Durunun kolumu dürtmesiyle daldığımı fark ettim. Meraklı bakışlarla yüzüne bakarken kolumu Sıvazladı.
"Abine üzülüyorsan merak etme Asya, o sinirle çıkıştı size yoksa biliyorsun. Sizi kırmayı sevmiyor" Duruya cevap vermedim. Abimin teyzemin ölümünü yüzüme vurması ve Alpere katil demesi beni eskiye götürmüştü. Çok yalvarmıştım Alpere fakat o söylememekte ısrarcıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
أدب نسائيHerkes isterdi sevdikleriyle mutlu olmak. insan sevdiği biri yanındayken kendini mutlu ve huzurlu hissediyordu, Fakat hayat insanlara her zaman mutlu olmaları için bir şans vermezdi. katili bulduktan sonra hayatının bir düzene girdiğini sanan Asya...