34.Bölüm

2 2 0
                                    

Yazarın Ağzından

Özgür her ne kadar korkusuz görünse de korktuğu bir şey vardı. O şey ise Sayeden başkası değildi. Arkadaşlarının her ne kadar sayeyi vermek istemeyeceğini tahmin etse de sayenin Özgür için kendini öne atacağını tabiki de biliyordu. Hatta sayenin özgüre kızma nedeninin altında yatan nedeni de özgür çok iyi biliyordu. Saye ona aşıktı, Özgür her ne kadar bunu bilse de sayeye yaklaşamıyordu çünkü saye ne kadar aşık olursa olsun özgüre karşı hâlâ sert davranıyordu.

"Sayeyi sana vereceklerini mi sanıyorsun?" Özgürün keyifle sorduğu soru üzerine Yavuz sinirle ona bakmıştı. Sayenin neden kendi yerine özgürü seçtiğini bir türlü anlamıyordu. Yavuz kendini özgürden daha iyi olarak nitelendiriyordu. Sayeyi özgürden daha çok tanıdığına inanıyor ve bu yüzden sayeyi kendine layık görüyordu. Yavuz'a göre sayeyi hak eden taraf o olmalıydı.

"Sayem bana gelecek, onun kafasını karıştıran kişi sensin!" Yavuzun sözleri Özgürü her ne kadar sinir etse de özgür duygularını belli etmemek konusunda oldukça iyiydi.

"Sence de saye özgür ruhlu bir insan değil mi? Kimi sevip sevemeyeceğini ya da kimin iyi, kimin kötü olduğunu düşünemiyormu?" Özgürün bu sözleri üzerine Yavuz kafasını kaşıyıp düşündü. Sayenin kendi hür iradesi vardı fakat saye ona göre çok saftı. Özgür ise sayenin saflığından yararlanmıştı!

"Sen onun saflığından yararlandın!" Özgür Yavuzun bu sözleri üzerine kahkaha atmıştı.

"Saye saf bir kadın değil, ayrıca seni sevmemesi de benim suçum değil" Yavuz sinirle masanın üzerinde ki kahve bardağını yere fırlattı.

"Ölmek istemiyorsan kes sesini! Sayemi almadan bunu yapmak istemiyorum ama beni buna zorluyorsun!"

Özgür Yavuzun onu öldüremeyeceğini biliyordu çünkü Yavuz'a göre o sayeye giden yolun anahtarıydı.

Asyanın Ağzından

Merak ettiğim bir şey vardı. Neden tüm olaylar üst üste geliyordu? Şükriye babaannenin ölümünü daha atlatamadan Alperle ayrılmak zorunda kalmıştık. Sonra özgür kaçırılmıştı ve şuan onu kurtarmaya çalışıyorduk. Aklımda ise bir soru daha vardı. Oyun bir süre boyunca bana ilaçlar vermiş ve beni delirtmişti. Peki ne olmuştu da bir anda kesilmişti? Ben bunları düşünürken yavuzun sayeye gönderdiği adrese gelmiştik. Polislerle yağız konuşmuştu. Hepsi şuan gözle göremiyor olsak da saklanıyor ve burayı gözlüyorlardı. Burası eski terk edilmiş bir eve benziyordu. Tek katlıydı ve pencereleri yoktu. Kapıyı aralamak için bir adım atmıştım ki yağız kolumdan tutmuş ve beni durdurmuştu. Ona merakla bakarken Alper kapıyı aralayıp girmişti içeri.

"Kızım sen her şeye atlamak zorundamısın? Bir arkada dur gözünü seveyim"

"Arkada durunca ne oluyor yağız?" Yağız soruma tam cevap verecekti ki yavuzun sesini duymamızla ikimiz de eve dönmüştük.

"Oo misafirlerimiz de gelmiş, hoşgeldiniz millet!" Hepimiz içeri tek tek girdik. Eve girdiğim anda yavuzun arkasında sandalyeye bağlı bir özgürle karşı karşıya kalmıştık. Yavuz'un gözleri direk sayeye yönelirken saye rahatsızca yerinde kıpırdanmıştı. Bunun üzerine sayenin önüne geçerek yavuzun manzarasını kapatmıştım. Yavuz ise bana bakıp alayla gülmüş ve Alpere dönmüştü.

"Umuyorum ki yanınız da polisle gelmemişsinizdir" Alper kendinden emin bir iradeyle yağıza baktı.

"Polisle gelmiş olsak rahat olmamız gerekmez miydi?" Alperin sözleri üzerine Yavuz hepimize tek tek baktı. Ben her zaman ki gibi kayıtsızlığımı korurken Aden ve sayenin yüzünde endişe vardı. Yağız ise sinirliydi ve yumruklarını sıkıyordu.

OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin