Aslında hayat sadece acılarla dolu değildi. Hayat aslında insanlara her duyguyu yaşatırdı. Bu hayatta mutlu olan insanlarda vardı, sıkıntı çeken de, aynı zamanda duygu yoksunu insanlar da yer alıyordu. Bazen gülmek gerekirdi, bir insanın hayatta ki en büyük şansı bence arkadaşlarıydı. Çünkü bir insanı en çok güldüren şey yanında ki dostum dediği kişilerdi.
"Bana gelince insan içinde yaşamayın duygunuzu bilmem ne felsefesi, ya siz?" Yağızın hesap sorarcasıyla sorduğu soru sayeyle birbirimize bakmamıza neden oldu.
"Alt tarafı bir mesaj abartacak bir durum yok" özgür tek kaşını kaldırdı. Yaklaşık on beş dakikadır mesajlaşıyorsunuz. O kadar olduğuna eminmiyiz?
Saye omuz silkti ve telefonumu masaya sertçe koydu. Bende aynı şekilde telefonumu masaya koymuş ve bizimkileri dinlemeye başlamıştım.
"Katili bulmak için bence tüm verilen eşyaları ve şu karakteri anlatan kağıdı bir araya getirmeliyiz" Alperin önerisine hak vermiştim çünkü bu şekilde katili bulmanın daha kolay olacağını düşünüyordum. Yarım saat daha cafe de oturduktan sonra hepimiz kalkmıştık. Her ne kadar eve kendimiz gitmeyi teklif etsek de Alperler buna izin vermemişti. Sonuç itibariyle özgür bizi eve bırakmıştı. Üçünün de arabası vardı, nereden gelmişti bu arabalar Allah bilir.
Eve girdikten sonra Aden direk odasına kapanmıştı. Günlerdir aynı şeyi yapmıyormuydu zaten? Eve geliyor ve odasına gidiyor. Bende odama doğru ilerlerken sayenin peşimden geldiğini fark etmiştim. Odanın kapısını kapattı ve bana döndü, yüzünde endişeli bir ifade vardı.
"Ne yapacağız?" Yavuzdan bahsediyordu. "Yavuzun bu kadar takıntılı olduğunu bilmiyordum, ya özgüre cidden bir şey yaparsa?" Tek kaşımı kaldırdım ve sırtımı yatak başlığına yasladım.
"Kafedeyken o mesele kapandı diyordun?" Saye göz devirdi ve tam karşıma oturup yüzüme beklentiyle baktı.
"Hadi ama Asya, sen hep bir çıkış yolu bulursun. Zekisin sen bana bir fikir ver"
Sayeye verebileceğim bir fikir yoktu. Aklımdakini dile getirmiştim ama onu da tercih etmiyordu.
"Bak saye, sana bu konuda kesin bir fikir veremem çünkü karşımızda ki insan normal bir insan değil. Seni seven bir insan hiç değil. Sadece sana takıntılı, hem de oldukça. Onu polise şikayet etsen bile uzaklaştırma almak dışında bir şey yapılmayacağını sende biliyorsun. Bu onu daha çok başa bela yapar, özgüre söyle dememin nedeni de bu. En azından karşısından gelecek kötülüğü bilir" saye tedirginlikle derin bir nefes aldı.
"Onun korumasına ihtiyacım yok benim Asya" başımı salladım.
"Farkındayım. Burada maksat tek sen değilsin ama saye, özgür senden uzak durmazsa özgüre zarar verecek yavuz. Özgürü uyarmalısın" saye derin bir nefes aldı ve oflayarak yerinden kalktı.
"Bu yaşananlara inanamıyorum!" Kolunu sıvazladım.
"Korkmana gerek yok, çok da ileri gideceğini sanmıyorum" saye başını salladı ve yerinden kalktı.
"Ben gideyim öyleyse" başımı salladım sırada saye bir şey demeyi unutmuş gibi tekrar bana döndü.
"Asya...ben şey diyorum" yüzüne beklentiyle baktım.
"Ne?"
"Adenin morali bozuk gibi ya, yarın akşam şöyle felekten bir gece mi çalsak? Kafa dağıtsak falan?" Felekten bir gece ve ben? Kaşlarımı yukarı kaldırdım.
"Olmaz" saye yüzüme beklentiyle baktı.
"Ya ama neden?" Bara gitmek istemiyordum. Sarhoş olmak hiç istemiyordum çünkü sevmezdim böyle şeyleri. İçmek, daha önce deneyimlediğim ama hiç hoşuma gitmeyen bir kavramdı. Sevmiyordum içki içmeyi de içen insanların arasına karışmayıda.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
ChickLitHerkes isterdi sevdikleriyle mutlu olmak. insan sevdiği biri yanındayken kendini mutlu ve huzurlu hissediyordu, Fakat hayat insanlara her zaman mutlu olmaları için bir şans vermezdi. katili bulduktan sonra hayatının bir düzene girdiğini sanan Asya...