42.Bölüm

3 2 0
                                    

Her kız bir gün illa ki bir hayal kurardı. Evleneceği adamla ilgili veyahut düğünü ile alakalı. Doğruyu söylemek gerekirse ben hiç bir zaman düğün hayali kuran biri olmamıştım çünkü insanlara güvenmiyordum. Ne kadar formalite de olsa bir düğünün gelini olmak gerçekten çok garip bir hissiyattı. İçten içe hem heyecanlı hem de stresliydim. Heyecanlı olma sebebim Alperi dünkü konuşmadan sonra görecek olmamdı. İçimde kendiliğinden beliren bir heyecan vardı fakat bu iyi anlamda değildi. Gülümsemiyordum mesela, heyecanım gülümsememe sebep olmuyordu çünkü onu üzmüştüm. Bana nasıl bir tepki vereceğini bilmiyordum fakat eskisi gibi olmayacağını bildiğim için korkuyordum. Korkumun sebebi bana olan davranışlarında ziyade başka biriyle görüşecek olmasıydı.

Şuan aynadan kendime bakıyordum. Saat dört gibi kızlarla kuaföre gelmiş ve saçlarımızı yaptırmıştık. Saçlarıma maşa yapılmış ve hafif bir dalga verilmişti. Ardından alnımın iki yanından örgü örmüş ve saçımın arkasında birleştirmişlerdi. Gözlerime ise simli bir makyaj uygulamışlardı. Yanaklarım da da o simlerden vardı her ne kadar bunu abartı bulsam da saye zorla yaptırmıştı. Saye ve Aden de işlerini bitirdikten sonra bana dönmüş ve kocaman gülümsemişlerdi.

"Asya! Mükemmel olmuşsun" Adenin beni beğeniyle süzmesi üzerine bir şey demedim. O sırada saye de gülümseyerek bana bakmıştı.

"Zevklerim her zaman muhteşemdir!" Aden ona gülmekle yetinirken ben ise kaşlarımı kaldırıp gülümsemiştim.

Aden koyu yeşil bir elbise giymeyi tercih etmişti. Mini bir elbiseydi ve dar kesimdi. Askıları ise şeffaf sahte elmaslardan oluşuyordu. Ayaklarına giydiği açık gri stilettolar hoş bir hava katmıştı. Her zaman kısa tuttuğu saçlarını topuz yaptırmış ve kahküllerine maşa yaptırmıştı. Yüzünde fazla abartılı bir makyaj yoktu ve sempatik görünüyordu. Oldukça da güzel.

Saye ise açık mor bir elbise tercih etmişti. Straplez ve uzun bir elbiseydi. Aynı zaman da ince askılara sahipti. Diz kapağının bir tık üstüne kadar olan bir yırtmacı bulunuyordu. Fazla kabarık bir eteği yoktu ve üst tarafı dal ve dalların ucunda ki çiçeklerle tasarlanmıştı. Bir kaç sim de elbiseyi daha ihtişamlı yapmıştı. Altına giydiği bilekten bağlamalı şeffaf topuklu ayakkabılar ona yakışmıştı. Kumral saçlarını ise alt tarafından bırakarak üstten bağlatmış ve bir kaç saçı önünden bırakıp maşa yaptırmıştı. O da Aden gibi fazla abartılı makyaj yapmaktan kaçınmıştı.

Başıma takılan gelin tacı kar tanesi şeklinde taşlara sahipti. Oldukça parlak taşları vardı ve kesinlikle kaba durmuyordu. Duvağı saçımın arka kısımlarına taktıktan sonra artık hazır olduğuma kanaat getirmiştim. Gelin arabasını yağız kullanacaktı. Özgür ve saye şahid olacağı için arabayı kullanmak konusunda kararlı çıkmıştı. Çalan kornayla saye heyecanla bana baktı.

"Ay geldiler!" Niye bu kadar heyecan yaptığını anlayamamıştım. Hadi ben Alperi göreceğim diye heyecan yapıyordum fakat o niye heyecan yapıyordu? Sevgilisini göreceği için mi? Aden telefonundan başını kaldırıp bize baktı.

"Asya yağızlar gelmiş çıkmamız gerekiyor, saye seni de özgür arabada bekliyormuş" saye başını sallayıp beyaz çantasını eline almış ve kuaförden çıkmıştı. Aden ile kuaförden çıkarken zaman geçtikçe duvaktan daha fazla rahatsız olmaya başlamıştım. Gerçekten buna kim katlanırdı? Aden ön koltuğa geçerken ben de arka koltuğun kapısını açmış ve Alper ile göz göze gelmiştim. Yüzüme fazla bakmadan önüne geri dönmüştü fakat yutkunuşunu duymuştum. Arabaya bindikten sonra yağız dikiz aynasından bana bakıp gülümsedi.

"Peri kızı gibi olmuşsun ya kız! Acaba diyorum şu yanındakiyi bırakıp başka birini mi bulsak sana? Vallahi harcanıyorsun" Alper sinirle yağıza baktı.

OYUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin