❗UYARI❗
Bölüm vahşetli sahneler içermektedir. Hassas olanlar Asya'nın rüya bölümünü geçebilir.
*******************
Yazarın Ağzından
Yaklaşık iki yıl önceydi. Karanlık bir gecede, ve sadece sokak lambalarının aydınlattığı sokakta tek başındaydı. Doğan başını ellerinin arasına almış ne yapacağını bilemeyerek etrafına bakınıyordu. Az önce tanıklık ettiği anlar beyninin en ücra köşesine kazınmış ve hiç bir zaman gitmeyecek gibiydi. Endişeyle sokak lambalarının aydınlattığı sokağa bakıyor ve hiç kimsenin olmadığını anlayınca önüne geri dönüyordu. Sürekli titrettiği ayakları onu daha da gererken düşünmeden kendini alıkoyamıyordu.
Belki o da birine iyilik yapmak istemiştir?
Bu soru beyninde dönmeye devam ederken birden önünde bir çift ayak görmesiyle yutkundu. Korkmamıştı, onun geleceğini zaten tahmin ediyordu. Tek yaptığı bir kaldırıma oturmak ve onun gelişini beklemekti. Başını ağır adımlarla kaldırdı ve karşısında ki kişiye baktı. Karşısında ki kişi önünde diz çöktü ve yüzüne gülümseyerek bakmaya başladı.
"Az önce gördüklerini unut" karşısında ki kişinin sözleri bir o kadar sert, aynı zaman da gözleri bir o kadar yumuşak bakıyordu. Doğan başını hiddetle iki yana salladı. O anı unutmayacaktı ve bunu karşısındaki kişi de biliyordu.
"Unutamam" karşındaki kişinin boş sokakta kahkaha sesi yankılandı. Doğan her ne kadar bu tepkisiyle tırsmış olsa da tam tamına korkmuş sayılmazdı.
"Olanları kimseye anlatmayacaksın" doğan bir kaç sefer gözlerini kırpıştırdı. Neden anlatmaması gerekiyordu? Yoksa karşısında ki kişide bir iyilik mi yapmak istemişti? Bu yüzden mi gizli kalması gerekiyordu? Doğanın küçükken annesinin söylediği ve hiç bir zaman unutmadığı bir söz vardı.
'her ne pahasına olursa olsun, yaptığın bir iyiliği böbünürcesine başkalarına anlatma, yoksa o iyiliğin bir anlamı kalmaz' demişti annesi. Peki doğan ne yapmıştı? Ailesini kız kardeşinin yanına göndermek için öldürmüş ve yaptığı bu iyiliği kimseye anlatmamıştı. Tıpkı baştan olması gerektiği gibi. Şimdi karşısında ki kişi de mi yaptığı bu iyiliğin bilinmemesini istiyordu?
"Sende mi birine iyilik yapmak istedin?" Doğanın sorusu karşısında ki kişinin dikkatli gözlerle onu incelemesine sebep olmuştu. Kaşlarını çattı ve doğanın yüzüne baktıktan sonra yüzünde bir gülümseme belirdi. Karşındaki kişi Doğanda bir anormallik olduğunun farkındaydı ve bu oldukça hoşuna gitmişti.
"Evet, ona yardım etmek istedim sadece. Ama bilirsin insanlar çok kaba bunu anlamayıp üzerime geleceklerdir" doğan aynı durumu yaşamıştı. Bu yüzden karşısındaki kişiye daha ılımlı bir yüz ifadesiyle baktı.
"Merak etme seni çok iyi anlayabiliyorum. Kimseye söylemeyeceğim" karşındaki kişi istediğine ulaşmıştı fakat o an aklında daha başka bir fikir belirmişti. Sinsice sırıttı ve doğanın gözlerinin içine baktı.
"Baksana, ben çok iyi bir insanım. Buradaki çoğu kişinin ne yaşadığını biliyorum. Onlara istediklerini vermemde bana yardım eder misin?" Doğan bir kaç saniye bu teklifi düşündü. Ardından aklına anne ve babasını öldürdüğü gün ne kadar huzurlu hissettiği geldi. Onlara bir iyilik yapmıştı ve kendini çok huzurlu hissetmişti. Şimdi bunu başkalarına yapma fikri ister istemez Doğanı heyecanlandırmıştı. Hevesle başını salladı.
"İsterim!" Karşındaki kişi mutlulukla gülümsedi. Doğan o gün o kadar mutlu olmuştu ki karşında ki kişinin aslında ne kadar karanlık düşünceli biri olduğunu anlayamamıştı. Aklında ki tek şey insanları öldürmek ve onları sevdikleriyle kavuşturmaktı. Bunu daha önce tek başına yaptığında başına neler geldiğini bildiği için yanında bir ortağının olması onu heyecanlandırmıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
ChickLitHerkes isterdi sevdikleriyle mutlu olmak. insan sevdiği biri yanındayken kendini mutlu ve huzurlu hissediyordu, Fakat hayat insanlara her zaman mutlu olmaları için bir şans vermezdi. katili bulduktan sonra hayatının bir düzene girdiğini sanan Asya...