Hayat mı zordu yoksa ben mi kendi kendime zorlaştırıyordum? Gerçekten bunu çok merak ediyordum. Sabah sabah Pamir beni öyle bir germişti ki gün boyunca gerginliğim üzerimden hiç gitmemişti. Sanki biri bana selam verse ben ona patlayacak gibi hissediyordum. Oysa ki suçu bile yoktu ama bu gün ayda yılda bir kere olan ve mantığımın hükmünü sürdürmediği o evredeydik.
Asabi olunca mantık devre dışı kalıyordu bende.
"İnsanların adaletiyle, Adaletin adaleti çok farklıdır. Bunu sakın unutmayın arkadaşlar. Bazen mesleğinizde karşınıza gelen dava kendi adaletinize göre yanlış olsa da adalete göre doğrudur ve burada önemli olan sizin adaletiniz değil, adaletin adaletidir" herkesin adaleti değişirdi. Benim adalet anlayışımla başkalarının adalet anlayışı bir değildi. Ama ya doğru olan anlayışla Adaletin adaleti uyuşmuyorsa? O zaman ne olacaktı? Susacak mıydık? Adaletsizlik diye gezindiğimiz bu ülkede, bu sefer adaletsiz olma sırası bize mi geliyordu? Ön sıralardan bir kız parmak kaldırdı. Sanırım o da benimle aynı şeyi düşünüyordu.
"Hocam, peki ya biz de ki adalet değil de gerçekse ve adalet gerçeğe yatkın değilse? O zaman susacak mıyız?" Hoca hepimize baktı tek tek. Sonra gülümsedi ve aynen şunu dedi. "Dünya öyle bir gezegen ki, içinde bulunan her ülkenin farklı adalet anlayışları vardır. Mesela bazı ülkelerde hırsızlığın cezası elini kesmektir, ya da başka bir ülke de kadın tecavüzünün cezası idamdır. Peki biz ne yapıyoruz bu suçlarda? Bir kaç yıl hapiste yatırıyoruz sadece. Böyle bir ülke de ağzınızı açarsanız susturulursunuz. Adalet sağlamaya çalışırken bir bakmışsınız o adaletten sizi almışlar. İnsanlar kendi adaletlerini kendileri sağlayabilirler ama başkalarınınkini asla. Ben de isterim birilerini korumak, kollamak ama bu devirde başka birini korumaya çalışmak demek hayatın zindan olması demek" Seçimi bize bırakıyordu. İster kendi adaletiniz ister adaletin adaleti, buna siz karar verin ama olacakları da bilin diyordu sanki.
Çıkış saatinin gelmesiyle birlikte hoca eşyalarını toplamış ve derslikten çıkmıştı. O çıkar çıkmaz diğerleri de çıkmıştı. Yirmi dakika sonra tekrar bir dersimiz vardı ve onda da buradaydım. Bu yüzden başımı sıraya koyup dinlenmeye karar verdim. Tâ ki duyduğum sese kadar.
"Şimdi uyumanın sırası mı? Kalk kız kalk daha çok işimiz var" diye söylendi saye. Ne işimiz vardı?
"Ya saye kız uyuyor, gel biz çıkalım da uyusun. Son günlerde gözüne uyku bile giremiyor zaten" aynen Aden kesin uyuyorumdur şuan. Her zaman ki gibi düşünceli olmaya devam ederken bu sefer Saye atladı olaya. Tabi aynı zamanda da yanıma oturduğunu hissetmiştim.
"Aynen Aden, kız günlerdir yatağında uyuyamıyor. Gelip tahta sırada uyuyacak" kafamı kaldırdım ve ikisine de baktım. Aden önümde ki sıraya oturmuş bana bakarken saye de yanımda ve bana dönmüştü.
"Konu ne?"
"Durunun peşine düşmeliyiz" Aden sinirle Sayeye baktı ve omzuna vurdu. "Kız daha yeni yeni düzelmeye başladı! Yuh ya bari biraz bekleseydin" işte bu yüzden ben bir şeylere can sıkmayı ya da bir kaç gün üzülmeyi sevmiyordum. Bencillik gibi geliyordu çünkü, bir şey olduğu zaman uzun süre toparlanamayınca herkes p kişiyi toparlanana kadar beklerdi. İyi olsun öyle yaparız ne yapacaksak derdi ama öyle değildi.
Bazı şeyler bekletilemezdi. Bazı şeyleri gelen ilk fırsatta alt etmemiz gerekirdi.
Üzülen ben değilde bir başkası olunca bu şekilde düşünemiyordum. O kişinin mutluluğu için çabalar ya da iyileşmesini beklerdim ama kesinlikle şikayetçi olmazdım bu durumdan. Nedense konu bana geldiği zaman ben daha acımasızdım. Hatta en çok kendime acımasızdım bu hayatta. İstiyordum ki başkaları üzülsün, canını sıksın oyunu falan boşverip yanında olayım ama konu ne zaman bana gelecek olsa bu düşünce tarzı oluşmuyordu. Benim yüzümden diyordum, benim yüzümden geciktiriyorduk bir şeyleri,

ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
ChickLitHerkes isterdi sevdikleriyle mutlu olmak. insan sevdiği biri yanındayken kendini mutlu ve huzurlu hissediyordu, Fakat hayat insanlara her zaman mutlu olmaları için bir şans vermezdi. katili bulduktan sonra hayatının bir düzene girdiğini sanan Asya...