Hayatta ki en büyük korkunuz neydi? Allah dışında tabi, aslında insanların Allah'tan başka kimseden korkmaması gerekiyordu fakat maalesef ki korkuyorduk. Bir böcekten korkuyorduk, baba ya da annemizin bize kızmasından korkuyorduk, ruhani varlıklarlardan korkuyorduk sayamadığım daha bir çok neden vardı. Benim ise korkum sevdiklerime zarar gelmesiydi, sevdiğim insanları kaybetmekten yorulmuştum bu yüzdendi Alperden ayrılma sebebim. Farkındaydım, kaybetmemek için ondan ayrılmış fakat bu sefer de onu kaybetmiştim fakat bunun başka bir yolu yoktu.
Yağıza kıyamazdım, diğerlerinin de ölmesini istemiyorsam susup saçma ayrılık sebebime tutunmak zorundaydım.
Alper beni tezgahla arasına almış bir şekilde sorusunun cevabını beklerken ben ise öylece kalakalmıştım. Ben ne diyecektim yahu bu adama?
"Gerçekleri söylersen neden olmasın?" Bana aynen bu soruyu sormuştu fakat benim buna nasıl bir cevap vermek gerekiyordu ki? Neden benim kadar zeki birine aşık olduysam! Bende salaktım!
"Hangi gerçekler inan anlamıyorum ve izninle gitmek istiyorum" koluna dokunup çekmek ve bu lanet atmosferi dağıtmak istemiştim fakat pek başarılı olduğum söylenemezdi çünkü Alper kolunu çekmeme izin vermemişti.
"Asya sen zeki birisin, bahsettiğim şeyin de farkındasın" derin bir nefes alıp yüzüne bakmaya çalıştım. Büyük bir çaba harcamam gerekiyordu gözlerine bakmak için çünkü şuan çok yakındık ve ondan ayrı durmak çok zordu.
"Alper..." Hı diye bir ses çıkarmış ve gözlerime anlamadığım bir ifadeyle bakıyordu. Kabul ediyorum fazla derin ve anlamlıydı.
"Bizi bekliyorlar" omuz silkti.
"Beklesinler" elimde ki tuzluğu gösterdim.
"Bunu götürmem gerekiyor"
"Sonra götürürsün" buyrun cenaze namazına! Biraz daha böyle kalırsak kesinlikle her şeyi dökecektim ortaya!
"Sakladığım bir şey yok!" Tek kaşını kaldırdı.
"Otelde saye ile senin başına silah dayalıyken sayenin söyledikleri neydi o zaman? Ya da saçma ayrılık sebebin? Yağız bile seni çok iyi tanıyor ve böyle bir sebepten ayrılmayacağının farkında!" Yutkundum.
"Anam bir tuz istedim, onu bile getiremedi beceriksiz!" Duyduğum sesle Alperin omzumdan başımı kaldırıp gelen kişiye baktım. Yağız söylene söylene mutfağa girmiş, biz böyle görünce de şaşkınlıkla gözlerini irileştirmişti. Alper bıkkınlıkla derin bir nefes alıp benden ayrılırken çok şükür insan gibi nefes almaya başlamıştım. Dengemi bozuyordu bu adam!
"Ovvv yanlış bir zamanda mı geldim?" Alper sinirle yağıza bakarken yağız ikimize de bakmış ardından bana doğru ilerleyip kolumdan tutmuş ve beni arkasına almıştı.
"Uzak dur kardeşimden! Onu sana yar etmem!" Ben şaşkınlıkla yağızın yaptığı şeye anlam vermeye çalışırken Alper tek kaşını kaldırdı.
"Yağız boş yapma ağzın yamulmasın" yağız omuz silkerek bana döndü.
"Hayırdır kız? Heyecanlı haller falan. Bu hayırsızla bir daha baş başa durmayacaksın sende düş önüme" ben bir şey demeyip kaçmanın verdiği rahatlıkla önden ilerlerken yağız da peşimden gelmişti. Masaya oturmamızın ardından sadece yemeğime odaklanmıştım. Masadakiler ise koyu bir sohbete girmişti. Yemek Faslı gittikten sonra sofrayı da birlikte kaldırmış ve mutfağı toparlamaya yardım etmiştik. Efsun abla her ne kadar oturun dese de onu dinlememiştik. İşlerimizi bitirdikten sonra Alperlerin maç oynadıklarını fark etmiştim. Pes oynuyorlardı.
Etrafı toparladıktan sonra saye ve Aden soluğu sevgililerinin yanında almıştı tabiki de, biz ise efsun abla ile balkona çıkmış oturuyorduk. Efsun abla gülümseyerek bana baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
ChickLitHerkes isterdi sevdikleriyle mutlu olmak. insan sevdiği biri yanındayken kendini mutlu ve huzurlu hissediyordu, Fakat hayat insanlara her zaman mutlu olmaları için bir şans vermezdi. katili bulduktan sonra hayatının bir düzene girdiğini sanan Asya...