Hatırlamıyordum. Neyi hatırlamadığımı bile bilmiyordum fakat bir şeyleri unutmuştum. Bundan artık emindim çünkü sürekli rüyalarımda gördüğüm o kız sahte olamazdı. O kız gerçekti, ama kimdi? Ve ben neden hatırlamıyordum? Bir kaza falan geçirmiş olabilir miydim?
"Asya!" İrkildim ve gözlerim şeyma hocayı buldu. Bu hoca ne ara gelmişti ya?
"İki dakikadır sana sesleniyorum neden cevap vermiyorsun?" Duymadım desem fazla mı yalancı durumuna düşerdim? Ama gerçekten duymamıştım. Sanırım olur olmadık yerlerde kendimi düşüncelerime kaptırmaktan vazgeçmeliydim.
"Pardon hocam başka bir şey düşünüyordum da" Şeyma hoca göz devirip elinde ki içi kahve dolu kupayı elime tutuşturdu.
"Neyse ne, kahvemi odama bırak sonrada bahçeye gel. Yeni öğrenciler gelece ve onlara bölümümüzü sen tanıtacaksın" biz bir ara öğrencilere bölümü daha iyi anlatabilmek amaçlı bir sunum yapmıyormuyduk? doğru ya Selvinaz hoca okuldan gitmişti. Gittiğini ben bile yeni öğreniyordum, kafamı son günlerde o kadar çok şeyle meşgul etmiştim ki sıra o sunuma hiç gelmemişti.
Aradan iki gün daha geçmişti. Yağız evden gittikten sonra bütün gece uyumamış ve çok düşünmüştüm. Bunun sonucunda da en azından oyun girdiği delikten çıkana kadar hayatıma hiç bir şey olmamış gibi devam etmeye karar vermiştim. Tabi Cenanla arada konuşuyor ve pamiri bulup bulmadığını hâlâ öğrenmeye çalışıyordum. O adamın gerçekte kim olduğunu bulacaktım! Bu konuda fazla kararlıydım ve son günlerde bana geçmişimi unuttuğumu söyleyen rüyalarım sayesinde artık yeni bir konu vardı düşünce sistemimde. Evet artık ona düşünce sistemi diyordum çünkü her konuyu aklıma takıp bir sonuca varana kadar kafamı yormakta ustaydım.
Şeyma hocanın dediği gibi önce hızlı adımlarla odasına gitmiş ve kahvesini masasına bırakmış ardından koşarak okuldan çıkmış ve bahçeye ulaşmıştım. Bu hocayı gerçekten sevmiyordum! Şeyma hoca gittikten sonra onun yerine Şeyma hoca gelmişti ve kendini beğenmiş insanlardan biriydi!
Şeyma hoca beni görünce yandan bir bakış atıp önüne döndü. Normalde bugünkü derslerim bitmişti fakat Şeyma hoca sağolsun bir saat daha buradaydım! Bir kaç kişi kapıdan girince tam o öğrencilerin geldiğini düşünüp boğazımı temizlemiştim ki gelen kişilerin Saye, Özgür, Aden ve yağız olduğunu görünce sadece yüzlerine bakıp gözlerimi tekrar kapıya vermiştim.
"Durun bakayım siz! Yeni öğrenci falan mısınız? Alan tanıtımına mı geldiniz?" Bu hoca gerçekten ciddi miydi? Saye ve Aden birbirlerine baktılar.
"Kim biz mi?" Şeyma hoca göz devirip eliyle beni işaret etti.
"Yok ona diyorum ama size bakıyorum. Orada sizden başka biri var mı evladım" dudaklarımı birbirine bastırdığım sırada Özgür hocaya tek kaşını kaldırmış bakıyordu. Yağız ise gülmemek için kendini zor tutuyordu. İki günde kendini toparlamasına içten içe sevinmiştim. En azından gülebiliyordu artık.
"Siz bizi yanlış anladınız, biz zaten bu okulun öğrencileriyiz" Şeyma hoca dördünü de süzdü ve bana döndü.
"Daha önce gördün mü bunları?" Sayeleri öyle bir iğneleyici ifadeyle göstermişti ki sayenin kaşlarını çattığını fark etmiştim. Omuz silktim ve dördüne de sanki hatırlamaya çalışıyormuş gibi baktım.
"Gözüm bir yerlerden ıssırıyor hocam bırakın geçsinler" yağız sanki onlara hakaret etmişim gibi kaşlarını kaldırdığı esnada yüzlerine daha fazla bakmadım. Şeyma hoca ise eliyle 'git' işareti yaparak "iyi o zaman hadi kapatmayın kapıyı" diye onları kibarca kovdu.
"Gözü bir yerlerden ıssırıyormuş! Lafa bak ya kardeş dedik o kadar demez olaydık!" Saye öyle bir bağırmıştı ki Şeyma hocanın onu duymaması için sağır olması gerekiyordu. Aden ise Şeyma hocaya bakıp tekrar sayeye döndü. Büyük ihtimal onu susturmaya çalışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
ChickLitHerkes isterdi sevdikleriyle mutlu olmak. insan sevdiği biri yanındayken kendini mutlu ve huzurlu hissediyordu, Fakat hayat insanlara her zaman mutlu olmaları için bir şans vermezdi. katili bulduktan sonra hayatının bir düzene girdiğini sanan Asya...