İnsanlar hep hayatın zorluklarından bahsederdi. Hatta bahsetmekle kalmayıp bununla yakınırlardı. Fakat nedense kimse o zorluklardan nasıl kurtulacağımızı bize söylememişti.
Mesela anne babalar çocuklarını el bebek gül bebek büyütürlerdi. Ya da tam tersi çocuklarını kötü bir şekilde büyütürlerdi. Her seferinde de hayatın zorluklarından bahsederlerdi fakat kimse o zorlukla nasıl başa çıkmamız gerektiğini söylemezdi. Çoğu şeyi yaşayarak öğrenirdik. Fakat bazen yaşadığımız şeyler o kadar zor geliyordu ki yaşamak için bile mecalimiz kalmıyordu.
Beyza ile mağazanın önüne geldiğimiz esna da bizimkilerin gözleri beni bulmuştu. Aden rahatlayıp nefesini verirken, saye ise gözleriyle beni azarlıyordu. Evet, kesinlikle şuan beni azarlıyor hatta onlardan habersiz gittiğim için bana kızıyordu.
"Nerdesin sen ödüm koptu!" Alper bana sarılınca sarılışına karşılık vermiştim. En azından artık beni gerçekten merak eden bir ailem vardı değil mi? Bu da bişeydi. Birbirimizi ne kadar kırsakta biz aileydik. Zamanla o kırgınlıklar da düzelirdi değil mi?
"Hava almaya gitmiştim sadece" cevabımla birlikte adının çağrı olduğunu öğrendiğim adam Alpere baktı ve gözleriyle beni işaret etti.
"Demiştim sana Beyza iledir diye" Beyza gülümseyerek çağrıya doğru ilerlemiş ve koluna sarılıp başını omzuna koymuştu. Çağrının ona aşkla baktığını fark etmiştim. Çok seviyorlardı birbirlerini fakat Beyzanın onlara olan kırgınlığını aşamadığını öğrenmiştim. Umarım zamanla unuturdu çünkü birbirlerine çok değer veriyorlardı. Alperle ayrıldıktan sonra Alper gözlerimin içine baktı. Gözlerinde saf korku vardı.
"Bir daha habersiz kaybolma" başımı salladığım esna da Arda denilen adamın bize göz devirdiğini fark etmiştim.
"Anam gören de peşiniz de biri var falan sanar, o nasıl bir korku Allah sizi ne etmesin" hepimiz Ardaya bakmış fakat hiç birimiz gülmemiştik. Tek gülen kişi oydu. Çağrı Arda'nın kafasına vurup gözlerine baktı.
"Boş boş konuşma lan!" Arda kafasını tutarak çağrıya baktı ve işaret parmağını ona doğrulttu.
"Bu gece koltukta yatacaksın Çağrı yılmaz!" Elif kaşlarını çatarak Ardaya bakınca Arda bir anda kendini toparlamış ve yağıza dönmüştü.
"Evet tanıştığımıza memnun olduk, bir daha görüşmemek üzere!" Elif kollarını göğsünde birleştirerek Ardayla umursamaz bir bakış atıp bize döndü.
"Bakmayın siz şu salağa! Hem ben sizi çok sevdim"
Ne ara sevmişti?
"Ne ara sevdin sen onları yuh!" Dedi Arda. Elif ise gülümseyerek sayeye baktı.
"Hiç biriniz beni anlamıyorsunuz, beni anlayan hatta kendim gibi birini bulmuşum bırakır mıyım?" Sözlerinin ardından Saye de gülümsemiş ve başını salladı.
"Ay haklısın valla! Ben de sıkılıyorum bazen şu arkadaşlardan. İyi geldi"
Anlaşılan aralarında ki kavgayı halletmişlerdi. Elif ve sayenin elinde ki poşette bunun kanıtıydı. Aden, özgür ve yağız sayeye 'öyle mi?' dercesine bakarken Beyza gülümsedi.
"Sizin aranızda ne geçti?" Beyzanın sorusuyla birlikte Elif elini boşver dercesine salladı. "Sonra anlatırım, ee yarın buluşmaya ne dersiniz?" Saye heyecanla bize bakmış fakat bir cevap alamamıştı çünkü biz buraya buluşup eylenmeye gelmemiştik. Bir amaç uğruna buradaydık ve hallettikten sonra İstanbul'a geri dönmemiz gerekiyordu. Fakat gene de Sayeyi günler sonra bu kadar mutlu görmek beni de mutlu etmişti. Sanırım onun için bu buluşma değerliydi. En azından Elif ve Saye açısından. Onlar dışında kimsenin birbirine ısındığı söylenemezdi. İnsanlara hemen güvenen bir insan değildim, Beyzaya fazla güvenmemiştim fakat hislerim bana iyi biri olduğunu söylüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
OYUN
ChickLitHerkes isterdi sevdikleriyle mutlu olmak. insan sevdiği biri yanındayken kendini mutlu ve huzurlu hissediyordu, Fakat hayat insanlara her zaman mutlu olmaları için bir şans vermezdi. katili bulduktan sonra hayatının bir düzene girdiğini sanan Asya...