Soğuk Odalar

1.7K 69 10
                                        

Okuldan yalnız çıkmak istedim. Anıl buna ne kadar itiraz etse de kabullenmek zorunda kaldı. Neticede o şerefsizin kim olduğunu bulmak ortak arzumuzdu. Bilerek yürüyerek gidiyordum eve. Takip edeceğini tahmin etmiştim ki biraz sonra arkamdaki adım sesleri de bunu doğrulamıştı. Pis yılışık peşimdeydi. Farketmemiş gibi ilerledim. Aheste aheste yürüyordum. Bir şey anlamasını istemiyordum. Hep gittiğim sahil yoluyla ilerlerken banka oturup bir sigara arası verdim. Dalgaların eşsiz sesiyle dumanın tadını çıkararak başımı geri yasladım. Gözlerim kapalı zehri çekerken yanıma oturduğunu hissettim. Dudaklarımı öne doğru vererek dumanı üflerken gözlerimi açtım. Evet tahmin ettiğim gibi aç bir kurt gibi dudaklarıma odaklanmıştı. Alaylı bakışımla bakmaya devam edip hipnotize halinin bitmesini bekledim. Yüzümdeki alayı görünce sinsi bir sırıtış belirdi suratında. Saçlarımı omzumun üstünden arkaya savurup ayaklandım. İzmariti atıp ezdim. Arkamdan geleceğini bildiğim için dönmeden normal bir sesle konuştum.

"Takip et beni. Bakalım kimmiş bu patronun?"

Eve geldiğimde kapıyı açıp onu beklemeden salona geçtim. Kapının sesini duyunca yanıma gelmesini bekledim. Pis sırıtışı yüzündeki her zamanki yerini almış halde geldi ve dibime oturdu. Soğuk havamı değiştirmeden kaşlarımı kaldırarak baktım suratına.

"Evet beklediğim gün geldi."

Dudaklarımı bükerek bekledim egosunun konuşmasının bitmesini.

"Demiştim ben istediğimi alırım diye değil mi?"

"Haklısın. Ama yöntem skalan baya genişmiş."

"Beni buna sen zorladın bebeğim. Başka yöntemler işe yaramadı sende."

"Evet biraz zordur beni tavlamak. Ama bazıları nasıl olduysa hiç zorlanmadı bunu yaparken."

"Bunları konuşmak istemiyorum. Sevgilini duymak şuan işime gelmiyor. İstediğimi almaya geldim."

"Biliyorum. Az laf çok iş ha ne dersin?"

Yüzündeki pişkinlik içimde kusma isteği uyandırıyordu. Tabii bunu belli etmek elimdeki kuşu kaçırmam demek olduğu için ifadesiz kalmayı tercih ettim. Ayağa kalkıp onu da kaldırdım. Dudaklarıma uzandığı an kafamı çevirdim. Onu öpmek istediğim son şey bile değildi. Yine de bozmadan yakasından çekiştirirken kıkırdadım. Üst kata geldiğimizde odamı es geçip misafir odalarından birine attım Serkan'ı. Üzerindeki deri ceketi çıkarıp t-shirtünü de sıyırdım üstünden. Ben onlarla uğraşırken rahat durmuyor öpmeye çalışıyordu. Tabii sadece çalışmakla kalmıştı. Beyaz tenini ortaya çıkardıktan sonra yatağa attım iri cüssesini. Yüzündeki ifade hem şaşkın hem sevinçli hem de arzuluydu. Gözlerimi devirme isteğimi bastırıp üzerine doğru gittim. Çekmeceden kelepçeyi alma işini kucağında onu sabit tutarken yapmıştım. Nitekim sabit durmuyordu bir türlü. Hakimiyeti isterken bir yandan da benim sert tavırlarım hoşuna gidiyordu. Dudağımı ısırıp rolümü devam ettirerek iki bileğini de kavradım. Memnun ifadesi ile daha fazla yaklaşmamak adına hızla yatağın başına kilitledim bileklerini. Karyolayı sarssa da şimdilik etkisiz kalmıştı. Karşısındaki koltuğa geçip yanımdaki şifoniyerin çekmecesinden bir paket sigara ve çakmak aldım. Yakarken hâlâ beklenti dolu gözlerle beni izliyordu. Bir kahkaha atıp sigaramı tüttürmeye devam ettim. Koltuğa iyice yayılıp yüzüne yerleşen hayal kırıklığını izledim keyifle. Beklediği şey bu değildi tabii. Bir kahkaha daha atmama engel olamadım.

Beş on dakika kadar sigara keyfi yaptıktan sonra ayaklanıp konuya girmek üzere yanına gittim. İyice huzursuzlanmıştı. Yatağa oturmamla yeniden heveslenmişti. Çıplak göğsünde siyah ojeli tırnaklarımı gezdirdim. Titrer gibi kasıldı. Alaylı bir gülüşle baktım yüzüne. Ne yapmaya çalıştığımı anlamak ister gibi bakıyordu. Boynuna çıkardığım tırnaklarımla hafif bir çizik bıraktım beyaz tenine. Kasılan vücudu bir anda başka tepkiler vermeye başladı. Haline bakıp kafamı iki yana salladım. Üzerine doğru eğilip kulağına fısıldadım.

UmursamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin