Aşk Senin Adın

1.3K 46 32
                                    

Bardan sonra havada uçuşan soru işaretlerini yok etmek amaçlı hep beraber eve geçtik. Kendi evimiz hazır olana kadar mecburen kalmaya devam edecektim o evde. Hazırlıklarda aksilikler çıktığı için taşınma işi ertelenmişti.

Hepimize kahve yapıp istenen kız misali tepsiyle tuttum. Bulut kıkır kıkır gülüyordu halime. Efe yine somurtuyor, Anıl ise kafası karışık olduğu belli olan ifadesiyle duvara bakıyordu. Aklını kurcalayan şeyin ne olduğunu tam olarak bilmesem de bir tahminim vardı tabii. Efe'nin verdiği tepki hoşuna gitmemişti. Benim gibi o da Efe'ye takılmıştı. Ama sanki başka bir şeyler daha vardı kafasında. Bulut'un yanı daha güvenli ve her ikisini de görüyor diye oraya yerleştim.

"Evet beyler. Niye surat asıyorsunuz bakalım?"

Soru Bulut'dan gelmişti. İkisi de ses çıkarmayıp fincanlarla ilgileniyordu. Bir ona bir diğerine bakmaktan şapşala dönmüştüm. Ben de kahvemi yudumlamayı seçtim mecburen. Boğazım kahvenin aromasıyla ıslanınca derin bir nefes koyverdim.

"Anıl neyin var?"

"Hı? Dalmışım. Ne dedin Tuğba?"

"Neyin var? Ne düşünüyorsun derin derin?"

"Ah! Evin sorunlarını ya. Ertelenmesine canım sıkıldı da."

"Peki sen, Bohem Bey?"

"Boşverin beni ya. Sizin daha önemli sorunlarınız var."

"Sorun ne Efe?"

"Bir şey yok Tuğba! Üsteleme!"

"Nasıl bir şey yok? Şu ifadene bak!"

"Ben biliyorum onun derdini."

"Neymiş derdi?"

"Evleneceğimizi duyunca karalar bağlamadı mı?"

"Saçmalama Anıl!"

"İnkar etsin hadi!"

"Etmiyorum var mı lan! Etmiyorum!"

"Efe! Saçmalıyorsun!"

"Hayır en azından dürüst arkadaş. Yine de sıkı bir dayağı hak etti!"

"Ah! Yeter be! İkiniz de oturun ve sakin olun. İki yaş da olsa sizden büyüğüm. Saygılı olun lan!"

Bulut'un atarından sonra şaşkınlıkla karışık öfkeli ifadeleriyle karşılıklı yerlerine oturdular. Ben de Bulut'dan böyle bir tepki beklemediğim için şok içinde koltuğa sindim. Ayakta sadece Bulut kaldı. Bir öğretmen edasıyla ikaz edercesine konuşmaya başladığında üçümüz de pür dikkat onu izliyorduk.

"Sen Anıl. Abi senin muhatabın belli. Tuğba kabul ettikten sonra Efe zaten engel olmaz biliyorsun. Onun hislerini baştan beri biliyorduk değil mi? Ha eğer korkuyorsan ki Efe Tuğba'nın fikrini değiştirir orasını bilemem. Sana gelelim Efe Bey. Senin yaptığın biraz adice kusura bakma. Aylardır görüyorsun aralarındaki sevgiyi. Kardeş gibi olduğun adamın evleneceği kıza artık öyle bakamazsın!"

Daha fazla dinlemek istemediğim için bir hışımla kalkıp mutfağa gittim. Yere çöküp kafamı ellerim arasına aldım. İçim sıkılıyordu. Ellerim de titremeye başlamıştı. Efe'nin böyle tepki vermesini beklemiyordum. Anıl'ın da üstüne gitmesi üzmüştü beni. Ama onu da anlıyordum. Evleneceği kişiye hislerini uluorta söyleyince sinirlenmiş olmalıydı. Sesleri geliyordu yine de bulunduğum yere. Anıl bağırmaya başladı.

"Benim şüphem yok Tuğba'dan! Ama bu piç neden hâlâ vazgeçmiyor! İlla görüşmeme kararı mı alalım!"

"Bunu yapamazsın! O benim arkadaşım!"

UmursamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin