"Beni yak, kendini yak, herşeyi yak
Bir kıvılcım yeter ben hazırım bak
İster öp okşa istersen öldür
Aşk için ölmeli aşk o zaman aşk
Aşk için ölmeli aşk o zaman aşkSeni içime çektim bir nefeste
Yüreğim tutuklu göğsüm kafeste
Yanacağız ikimiz de ateşte
Bir kıvılcım yeter hazırım bak
Aşk için ölmeli aşk o zaman aşkAllah'ım Allah'ım ateşlere yürüyorum
Allah'ım acı ile aşk ile büyüyorumBeni yor hasretinle sevginle yor
Sevgisizlik ayrılıktan daha zor
Dilediğin kadar acıt canımı
Varlığın da yokluğun da yetmiyor
Varlığın da yokluğun da yetmiyorAllah'ım Allah'ım ateşlere yürüyorum
Allah'ım acı ile aşk ile büyüyorum..."Ne yapmam gerektiğini kestiremiyordum. Kafam karışıktı. Yaptıklarımı neden yaptığımı bilmiyordum. Her zaman içimden ne geldiyse yapmıştım. O gece ve sabah da öyle yaptım. Elini tutmak istedim ve tuttum. Onunla uyumak istedim uyudum. Kokusu o kadar iyi geliyordu ki. Toprak kokuyordu. İçime çekmek istedim ve çektim. Yıktığı o güven duvarını onarabilecek gibiydi kokusu. Söylediği şarkıyı düşününce yüzümde bir gülümseme oluştu. En sevdiğim şarkılardan biriydi. O kadar güzel söylemişti ki. Sesi güzeldi gerçekten. Dinlerken hissettiklerimi hatırladım. Kafam daha da karıştı. Değişik duygulardı. Daha önce hissetmediğim şeylerdi. Anlam veremediğim bir çekimle ona sürükleniyordum. Bunun farkına varmak çok zor olmuştu.
Onu yanımda isteyip istemediğimi bilmem gerekiyordu.
Birilerinin fikrini almak istiyordum. Ama hayatımda böyle şeyleri danışabileceğim bir annem yoktu. Telefonumu alıp Bulut'u aradım."Neredesin?" diye sordum direkt.
"Evdeyim ve iyiyim."
"Off naber?"
"Ne oldu ne ofluyorsun?"
"Kafam çok karışık. Akıl verecek, beni dinleyecek birine ihtiyacım var. Yani sanırım."
"Neredesin?"
"Dışarıdayım."
"Yerini söyle geleyim."
"Yok avm ye geçeceğim. Orada buluşalım?"
"Tamam bir saate oradayım."
Telefonu kapattıktan sonra kafeden ayrıldım. Sahilde biraz oturup sigara tüttürdüm. Biraz olsun rahatladığımı hissettim. Bir sigara daha yakıp gözlerimi kapattım. Dumanı içime keyifle çektim. Sigarayı söndürdüm ve yola doğru yöneldim. Bir taksi çevirdim. Avm ye vardığımda Bulut'u aradım. Beş on dakika sonra geldi.
Güzel bir film seçip biletlerimizi aldık. Bir kahve içerek zaman geçirelim dedik. Kafelerden birine girip oturduk. Güzel bir kahve eşliğinde Bulut'a olanları baştan sona anlattım. Beni dikkatle dinledi.
"Bu çocuk biraz tuhaf."
"Bence de ama ne yapayım şimdi ben?"
"Bence samimi. Yani istersen kalbini dinleyip bir şans ver derim."
"Öyle mi dersin? Denemekten bir şey çıkar mı?"
"Aslında eğer kapılırsan kaybedecek bir şeyler var tabi. Ama denemeden bilemezsin."
"Anlıyorum. Ama kalbimin ne dediğini anlamıyorum ben."
"Zamanla anlarsın. Ona bakınca ne hissediyorsun?"
"Bilmiyorum. Aslında o kadar yaptığından sonra bile sanki nefret etmiyorum. Önce nefret ettiğimi düşünüyordum. Ama sanki nefretten farklı bir şeyler de var."
![](https://img.wattpad.com/cover/40213488-288-k654461.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umursamaz
Teen FictionStandart hayatının sona ermesiyle karanlığına çekilen canlar... Bir insan ne kadar umursamaz, ne kadar güçlü olabilir? Ya da insanın acı veya umursama sınırı nedir? Öğrenmek zor değil... Karanlığıyla aşkı, arkadaşlığı, düşmanlığı tadan Tuğba'nın hi...