Hayatımda ilk defa içkiden bu kadar etkilenmiştim. Midemin bulantısı mı desem yoksa başımın ağrısı mı? Herşey bulanık bir hal almıştı o ağrılardan sonra. Yattığım yerden pencereden sızan ışığa bakarken bir siluet camdan içeri girmişti. Havasızlıktan bunalıp açtığım camdan biri girmişti odama. Ama ben parmağımı bile kıpırdatamıyordum. Olaylardan soyutlanıp dışarıdan üçüncü bir göz gibi izliyordum o anlarda kendimi. Sokak lambasının odaya vurduğu ışıkta bile belli olan mavi gözleri görünce adeta kanım donmuştu. Ben o gün onu terkettiğim halde odama gelmişti. Buna mı şaşırayım yoksa garip bir şekilde onu gördüğümde akan gözyaşlarıma mı bilemedim o an. Bana yaklaşıp dikkatle yüzüme baktı. Sanki neyim olduğunu anlamış bir şekilde kafasını iki yana sallayıp beni kucakladığı gibi kapıya yöneldi. Kilitli kapıyı açıp hızla evden çıkardı beni. Arabanın arka koltuklarına beni yatırıp öne geçti. Sonrası pek de hatırlayamadığım uğultulu sarsılmalardan ibaretti.
Gözlerimi hastane denen yerde açtığımda midem hala bulanıyordu. Başımda zonklamaktan vazgeçmeyen ağrımla doğrulmaya çalıştım. Bir anda sırtımda hissettiğim ellerin sahibine baktığımda şaşırdım. Çünkü Efe değil Anıl'dı karşımdaki. Bozuntuya vermek istemesem de nerede olduğunu merak ediyordum.
"Efe nerede?"
Şaşkın bakışları aynı zamanda öfkeliydi. Dişlerini sıktığı belli olurcasına çenesi gerildi. Sonra toparlayıp gülümsedi.
"Efe yok, benimle idare edeceksin?"
Tamam anlamında kafamı salladım. Ama Onu susturmaya yetmemişti bu.
"Neden o kadar çok içtin? Kendini öldürmeye bu kadar meraklı mısın?"
Derin bir nefes alıp sıkılarak verdim.
"Hayır intihar düşüncesi aklımdan bile geçmedi. Sadece bu defa sarhoş olmakta zorlandım ve sanırım fazla kaçırdım."
Açıklama yapmama sevinmiş gibi bir hali olsa da sinirli bakışları yüzümdeydi.
"Tamam intihar etmedin. Ki zaten bunun için fazla umursamazsın. Ama neden içki içiyorsun? Bunun nedeni rahatlamak değil bunu bilecek kadar hem içtim hem de seni tanıyorum."
Beni anlaması şaşırtmıştı. Her zaman ki gibi beni yine şaşırtıyordu. Ne diyeceğimi bilemediğimden çoğu zaman yaptığım gibi sorusunu havada asılı bıraktım. O da sormaktan vazgeçmiş bir şekilde koltuğa oturdu.
O geceyi hastanede geçirmenin de etkisiyle sinir küpü olmuştum sabahında. Pazar günümü de evde geçirmek istemediğim için eve gidince üzerimi değiştirip yağmurlu şehrin sokaklarına attım kendimi. Kafeye yürüyerek gittim. Çünkü hiç olmadığım kadar huzura ihtiyacım vardı. Bu da yağmurun sağlayabildiği birşeydi. Az da olsa bulanan mideme istediğini verdikten sonra kahvemi yudumlarken kitabımı okumaya devam ettim. Midemin durumunu göz önüne alırsak bir fincan kahveden fazlasını içmedim ve kafeden ayrıldım.
Yağmurluğumun başlığını başıma geçirip sağnağın altında yürüdüm bir süre. Huzuru iliklerime kadar hissedip depoladım. Toprak kokusu onu hatırlatsa da düşünmemeye çalıştım. Ne yapacağım konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu. Anıl söylediklerinde haklıydı elbette. Ama benim de kendime göre sebeplerim vardı. Belki de Efe ile hiç çıkmamalıydım. Bunları şimdi düşünmek canımı sıksa da teklifini neden kabul ettiğimi anlamaya çalışıyordum. Belki de bana yaptıklarını ona ödetmek istemiştim. Bilmiyordum. Ama herhangi bir amacım yoktu kabul ederken. Ona değer veriyordum ama beklentilerini karşılayacak bir ilgi yoktu bende. Bunu farketmek de etkiliydi kararımda.
Uzun bir sahil yürüyüşünden sonra eve dönüp bir film izlemeye karar verdim. Aksiyon filmi açıp izleyecektim. Sorularla dolu kafamı dağıtmam lazımdı ve bunu içkiyle yapamazdım malesef. Hızlı ve öfkeli serisinden iki tanesini izleyince acıktığımı farkedip telefonu elime aldım. Güzel bir hamburger yedikten sonra kolayı abartmadan tekrar bilgisayar başına geçtim. Ama bir süre sonra çalan telefonum dikkatimi dağıtmıştı. Anıl yine hal hatır sormak için arıyor olmalıydı. Sıkılmışça bir nefes verip aramayı cevapladım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umursamaz
Novela JuvenilStandart hayatının sona ermesiyle karanlığına çekilen canlar... Bir insan ne kadar umursamaz, ne kadar güçlü olabilir? Ya da insanın acı veya umursama sınırı nedir? Öğrenmek zor değil... Karanlığıyla aşkı, arkadaşlığı, düşmanlığı tadan Tuğba'nın hi...