Sokağın başında durup gidişini izledim. Göz yaşlarım sel gibi akarken elimden hiç bir şey gelmedi. Kendimi hiç sıkmadan ağladım. Her şeyi kusacak şekilde döktüm yaşlarımı. Düşünemiyordum sanki beynim durmuştu. Sadece o cümle yankılanıyordu kulaklarımda. Nedenini söylemeye bile lâyık görmeden bırakıp gitmişti. Hiç hakkım yokmuş gibi açıklamadı. Sanki hiç bir şey yaşamamıştık. En çok canımı yakan da buydu sanırım. Değersiz bir eşya gibi kenara atılmıştım. Dikilmeyi bırakıp içeri girdim. Evden girer girmez etrafta ne bulursam devirdim. Her yeri kırıp geçirdim ama geçmedi acım.
Saatlerce etrafı kırıp dağıttıktan sonra yorgunluğumu atmak için kıpırdamadan yattım koltukta. Gözlerimde yaş kalmamış halde uyuyakaldım orada. Uyandığımda altı saat uyumuş olduğumu farkettim. Hemen ayaklanıp odamdaki işlerimi hallettim. Üzerimi değiştirip evden çıktım. Yılın son yağmurları yağarken arabama atladım. Sabah saatlerinde uzun zamandır gitmediğim kafeye gittim. Kahvaltımı yapıp kahve eşliğinde kitabımı okudum bir süre. Bir saatten fazla orada oyalandım. Yağmurun tadını çıkarmak amaçlı dışarı attım kendimi.
Sahilde biraz yürüyüp rahatlamaya çalıştım. Olmayacağını beş dakika sonra anladım. Ne denizin kokusu ne dalgaların sesi fayda etti. Sigaramı yakıp banka oturdum. Dinen yağmurun izlerini izlerken telefonumdan müzik açıp kulaklığımı taktım. Sigaranın dumanıyla dinlediğim şarkı gözlerimi yaşlarla doldurdu.
"Yar gidiyor soğuk gecede
Yüreği ihanette yüreğime
Ah duvarlar benim sırdaşım
Aman vermiyor hasret bedenimeDur dinle kara gözlüm gitme
Yapma bana küsme
Özlüyorum deli gibi muhtacım sevgineSon bulsun ah derin ayrılık
Tükensin acıları geldiğinde
Ah sokaklar benim yoldaşım
Kahrolsun o mutsuzluk dön gönlümeDur dinle kara gözlüm gitme
Yapma bana küsme
Özlüyorum deli gibi muhtacım sevgine..."Kafayı yiyecek gibi hissettim şarkıyı dinlerken. Gözlerimden yaşlar sicim gibi akarken daha fazla dayanamayacağımı anladım. Telefonu çantama fırlatırcasına atıp ayaklandım. Nedenini deli gibi merak ettiğim soruları bir kenara bırakmam gerekiyordu. Sormayacaktım. Kararım kesindi. Ne olursa olsun karşısına bile çıkmak istemiyordum. O bana gelmemişti. Ben de gitmeyecektim. Ulaş'ın da Anıl'ın da. İkisini de tamamen hayatımdan çıkaracaktım. Olması gereken de buydu. Beraberlik bana göre değildi. Efe'nin dedikleri aklımı karıştırmıştı. Ama ona da soru sormamaya kararlıydım. Zihnimi bir kişi boşaltabilirdi ve o kişiyi biliyordum. Attığım telefonu bulup Bulut'u aradım.
"Güzellik?"
"Bulut! Naber?"
"İyi ne olsun? Sesin iyi gelmiyor iyi misin?"
"İyiyim. Nerdesin. Müsait misin?"
"Evet evet. Buluşalım mı?"
"Süper avm ye gel bir saat sonra."
"Tamam güzellik orada görüşürüz. Öptüm."
"Görüşürüz."
Arabaya atlayıp eve döndüm. Kotumu değiştirip üzerine ekoseli bir gömlek geçirdim. Saçlarımı da açıp bir şapka taktım. Tam alışveriş moduna girdim. Spor ayakkabı da giyip kasamdan para aldım. Cüzdanımı kontrol ettim. Kartlarım ve param tamamdı. Kimliğimin olduğundan da emin olup cebime attım. Telefon ve anahtarlarımı da alıp hemen çıktım. Arabayı çalıştırırken saate baktım. Yarım saatten fazla vardı. Avm ye gidene kadar ağır rock şarkılar dinledim son ses. Kesinlikle daha iyi geliyordu. Slow şarkı bana göre değildi. Duygularımı mühürlemek istediğimi anladım o an. Yapacağım şeyin bu olduğundan emin oldum. Avm ye varınca otoparka arabayı parkedip çıktım. Bulut'u arayıp birinci katta olduğunu öğrendim. Yanına gidince sıkıca sarıldım. İyi ki Şule'yi getirmemişti. Yanlış anlamasını veya moral günüm olduğunu bilmesini istemiyordum. Bir şeylerin ters gittiğini anladığı belli oluyordu Bulut'un. Ama üstüme gelmedi. Belli ki kendiliğimden anlatmamı bekliyordu. Anlayışlı arkadaşım benim Anıl'ı hiç sormadı ve sinema katına sürükledi beni. Bir komedi filmine bilet alıp seans saatine kadar zaman geçirmek için mağazalara girdik. Bir sürü kot ve
t-shirt aldık üç beş mağazadan. Ben ona o bana seçiyordu. Ellerimiz torbalarla doluyken bir mağazanın önünden geçiyorduk. Bulut kolumdan tuttuğu gibi içeri soktu beni. Görevliye dönüp başladı emirleri saydırmaya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umursamaz
Teen FictionStandart hayatının sona ermesiyle karanlığına çekilen canlar... Bir insan ne kadar umursamaz, ne kadar güçlü olabilir? Ya da insanın acı veya umursama sınırı nedir? Öğrenmek zor değil... Karanlığıyla aşkı, arkadaşlığı, düşmanlığı tadan Tuğba'nın hi...