Açık sahneler var dikkat! :)
"Anne fazla zayıf düşmüş. Yorgun vücudu bebeği besleyememiş. Kan değerleri normalin çok altında. Psikolojik olarak da durumu iyi değil sanırım. Tehlikeli bir hamilelik dönemi var önünüzde. Dikkatli olmalı."
"Teşekkürler doktor."
Kapının sesini duyduğumda gözlerimi aralamaya çalıştım. Bir yandan da fısıltı halinde konuşmaya çalıştım.
"Öz-özür dilerim."
"Shhhh. Sevgilim buradayım. Geçti hepsi geçti."
Yatağımın yanında diz çökmüş elimi sıcak avcunun içine almıştı. Sol gözümden düşen gözyaşım yüzümü yaktı. Doğrulup o damlayı dudaklarıyla sildi Anıl. Dudakları hala yanağımda dururken fısıldadı tekrar.
"Yanındayım Tuğba'm. Söz verdiğim gibi buradayım. Hiç bırakmayacağım sizi."
Eli karnımda dairesel hareketlerle gezinirken biraz olsun rahatlamıştım. Ama bebeğime zarar vermiştim ve bu kabullenecileceğim bir şey değildi. İki damla yaş daha yanaklarımda yerini alırken kapı açıldı ve içeriye Efe ile Bulut girdi. Bulut elindeki çiçeği yanımdaki komodine bırakıp yanağımı öptü. Ciddi ifadesi ile aynı tonda sordu.
"İyi misin?"
"İyiyim."
Derin bir nefes bıraktı ve sandalyeye çöktü. Efe onun boş bıraktığı yeri doldurup alnımı öptü. Yanağımı okşayıp ayrıldı benden.
"Çok korkuttun bizi."
"Ben de çok korkuyorum."
Sözümü anlamayıp Anıl'a döndürdü gözlerini Efe. Bulut da merak içinde bekliyordu. Anıl açıklama yaparken saçlarımı okşuyordu. Direkt gözlerime bakarak konuştu.
"Bir bebeğimiz olacak."
O gülümsüyordu ama ben içimdeki acıyla baş edemiyor deli gibi ağlamak istiyordum. Efe ve Bulut şaşkınlıkla açılmış ağızları ile bize bakıyordu. Anıl açıklamasının yeterli olmadığını görüp devam etti ciddiyetle.
"Bebeğimiz beslenememiş. Alkol de kullanınca biraz zarar görmüş sanırım. Düşük tehlikesi var. Bir de bizim bilmediğimiz bir konu daha var -ki bunu ben de çok merak ediyorum- şok yaşamış."
Hepsinin gözleri bana dönmüştü. Bulut ve Efe hüzünle bakarken Anıl'ın bakışları merak ve umut doluydu. Bebeğine bir şey olmayacağına o kadar emindi ki sanki garantisi vardı. Artık açıklamam gerekiyordu.
"Ulaş... Ulaş çıktı karşıma."
Hepsinin gözleri fal taşı misali açılmıştı. En sonunda konuşan Efe oldu.
"Nasıl olur? Öldü o."
"Bilmiyorum. Bir kere de değil birkaç kere gördüm. İlk başta deliriyorum sandım. Size söyleyemedim. Çünkü kafayı yediğimi düşünmenizi istemedim. Zaten başınıza yeterince bela açtım."
"Saçmalama Tuğba. Sen benim hayatımsın."
"Evet Tuğba saçmalıyorsun. Biz hep yanındayız."
Önce Anıl sonra Bulut haksız olduğumu söylemişti. Efe ise kafasını yere eğmiş düşünüyordu.
"İlk gördüğümde baya sarsılmıştım. Hayal olduğunu düşünmek daha da etkiledi sanırım. Ve ilk haftalarıydı sanırım bu olayın. Ondan travma geçirmiş olabilir."
"Bebekler ilk andan itibaren her şeyi hissedermiş. Bundan sonrasını düşünelim. İyi olacak merak etme."
"Sadece bu da değil."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umursamaz
Teen FictionStandart hayatının sona ermesiyle karanlığına çekilen canlar... Bir insan ne kadar umursamaz, ne kadar güçlü olabilir? Ya da insanın acı veya umursama sınırı nedir? Öğrenmek zor değil... Karanlığıyla aşkı, arkadaşlığı, düşmanlığı tadan Tuğba'nın hi...