Dikkat +18 sahneler mevcuttur! :)
Üzerimdeki kısa pileli eteğe bakıp gülümsedim. Anıl'ı kışkırtmak hoşuma gidiyordu. Bazı şeyleri unutmamı sağlayan neredeyse tek etkendi Anıl. Yanımda olduğu için kendimi dünyanın en şanslı insanı ilan ediyordum. Siyah diz üstü çoraplarımı da bacaklarıma çektikten sonra aynaya baktım. Üstümde bana bol gelen ve üzerinde 8 numara yazan siyah bir basketbol t-shirtü vardı. Eteğimin bir kısmını kapatıyordu. Ama oldukça seksi göründüğümü söyleyebilirdim. Saçlarım yeni boyattığım için tek rengim olan siyahtı. Dalgalı olan katlarını biraz daha karıştırıp daha vahşi göründüm. Her gün yaptığım makyajım yoktu yüzümde. Anıl'la olduğum zamanlar fazlalık gibi geliyordu zaten. Hafif ama mükemmel kokumu da sıktıktan sonra aşağıya inmeye hazırlandım.
Salona girdiğimde Anıl dvdyi ayarlıyordu. Korku filmi izleyecektik. Sanki korkmam mümkünmüş gibi. Kapıya yaslanıp beni fark edene kadar onu izledim. Mısırları ve kolaları hazırlamıştı. Cips kasesini de hepsinin ortasına koyduktan sonra dikilip çıkardığı işe baktı. Yüzündeki memnun ifade beni fark edince çapkın gülümsemesine döndü. Tabii bana da bu güzelliğin tadını çıkarmak kalıyordu. Bana dudağını ısırarak yaklaştığı sırada öne atılıp yakasından tuttuğum gibi o dolgun dudaklarına yapıştım. Az önce ısırdığı alt dudağına dişlerimi hafifçe geçirdiğimde inledi ve beni bir çırpıda kucakladı. Bacaklarımı beline dolayıp sıkıca tutundum. Kollarımdan güç almak istercesine boynuna sarıldım. Koltuğa oturduğu anda kumandayla filmi başlattı. Oturuşunu yatış pozisyonuna çevirdi ben üstüyken. Hiç bir zorlanma belirtisi göstermeden bunu yapmasına şaşıyordum. Yanında ufak kalsam da baya iri bir vücudum vardı. O kadar da hafif olmadığımı biliyordum. Uzun boyumdan dolayı ne kadar zayıf olsam da kilo bazında zayıf sayılmıyordum. Filmin açılış müziği eşliğinde çenemi elime yaslayıp göğsünün üzerinden ona baktım. Bana bakarken o kadar harika görünüyordu ki. Aşağıya doğru bakışı beni yerimde eritebilecek güçteydi. Gözlerimi kırpıştırıp aklımı soracağım sorulara verdim.
"Sen spor yapıyor musun? Ya da hangi sporları yaptın diye sorayım."
Sorumu duyunca yüzünde hem kendini beğenmiş hem de beğenilmekten memnun bir gülüş yer aldı. Dayanılmaz bakışları ve gülüşü eşliğinde cevap verdi.
"Küçüklüğümden beri yüzme, basketbol ve kick boksla uğraşıyorum. Son zamanlarda biraz aksatsam da arada sırada yine spor salonuna gidiyorum. Neden sordun? "
"Bir de neden sordun diyor ya! Beni bir kuş gibi kaldırıyorsun da ondan. Hem ne kadar zamandır beraberiz ama hakkında çok da bir şey bilmiyorum."
"Hakkımda bilinecek pek bir şey yok. Seninim işte önemli olan bu."
"Olsun her şeyini bilmek istiyorum. Hangi spor salonuna gidiyorsun?"
"İstersen beraber gidelim. Sen de yaparsın belki boks."
"Süper olur. Zaten şu meselelerden dolayı kendimi savunmayı bilmek işime gelir."
"Kendini savunmanı gerektirecek bir şey olmasını istemesem de böyle ihtimaller var. İyi olur öğrenmen. Tabii öğretmenin ben olursam kabul ediyorum."
"Kendine güvenin varsa neden olmasın."
"Bak sen. Meydan okuyorsun demek. Görürsün ringde o zaman güveni."
"Sabırsızlanıyorum. Zevkli olacağından eminim."
"Ben de."
Göğsüne başımı koyup konuya giriş yapmış olan filmi izlemeye başladım. Bir süre sonra birinin içine giren kötü ruh sırayla bütün gençleri öldürmeye başlamıştı. Gülümseyerek izlediğim filme mısırlarla tahammül etmeye çalıştım. Zira çekilecek film değildi. Tahmin ettiğim her şey oluyordu. Gerilmemiştim bile. Mısırlardan sonra da uyuyakalmışım zaten. Film bitmiş olacak ki Anıl kıpırdandı. Hareketi ile gözlerimi araladım. Yine yukarıdan bakıyordu bana. Enfes göründüğünü söyleyebilirdim. Dolgun dudakları yine o bayıldığım çapkın gülümseme ile taçlanmıştı. Üzerinden biraz doğrulup saçlarımı karıştırırken esnememi bastırmaya çalıştım. Bir bardak gazı kaçmış kolayı kafama dikip sehpadaki sigaraya uzandığım sırada belimden tutup koltuğa çekti Anıl beni. Aslında bulunduğum yer koltuk değil kucağıydı. Gülümseyip boynuna kollarımı doladım. Basketbol t-shirtümün içine kafasını sokup çıplak göğüslerimi öpmeye başladığında başımı geri atıp inledim. Hemen sonrasında emmeye başladığı göğüs uçlarım dikleşmişti. Bir eli bacağımda bir eli belimdeyken kasıklarım onu özlediğini belli edercesine sızlıyordu. Bacağımdaki eli yukarıya doğru hareketlendiği anda titredim. Uzun zamandır beraber olduğumuz halde hala ilki gibi yanıyordum. İki göğsümü uzun uzun emdikten sonra kafasını çıkardı. Dudaklarımda alevli öpücükleri yer edinirken tek yaptığım karşılık verirken saçlarını okşamaktı. Ki bu bile ona yeterli geliyormuş gibi inliyor ve daha ateşli öpüyordu. Dudaklarımı morartacak kadar sert emiyordu. Dili ile yaptığı dans ise aklımı başımdan alıyordu. Elleri de rahat durmuyor kalçalarımı sertçe yoğuruyordu. Özlediği belli oluyordu onun da. Bu kadar sert olmamıştı hiç. Yeniden sahip oluyor gibiydi. Dudaklarımda uzun süre oyalandıktan sonra beni kaldırıp koltuğa uzattı. Bacaklarımı okşayarak aşağılara indi ve çorapları yavaşça çıkardı. Sıyırdığı yerleri sıcak dudaklarıyla şenlendiriyor sabırsızlanmama neden oluyordu. Bacaklarımı tüm çıplaklığıyla gözler önüne serdikten sonra yukarıya doğru öperek çıktı bu defa. Bir eliyle belimi kavrayıp kıvrandırdı beni. Sırtım dokunuşlarıyla gerilirken yavaş hareketleri deli ediyordu beni. Eteğimin altından çamaşırımı kaydırdı diğer eliyle de. Parmakları işinde usta olduğunu belli ediyordu. Kıvranarak inlediğimde dudaklarımı o doyamadığım dudaklarıyla mühürledi. Parmakları zevk içinde kıvrandırıyor, dudakları sakin kalmamı sağlıyordu. Elini çekip üstüme eğildi ve tekrar t-shirtümün içine girdi. Dili ve dişleriyle zevk verirken dudakları da göğüs uçlarımı büyütüyordu. Uzun süren tatlı işkencesine son verdiğinde artık kontrolü elime almak için atağa geçtim. Üstüne çıkıp t-shirtünü sıyırdım. Her ne kadar siyahlar içinde mükemmel görünse de pürüzsüz tenine dokunmak istiyordum. Karın kaslarında ve adonislerinde parmaklarımla, dudaklarımla gezdikten sonra göğsüne çıktım. Dilimi de devreye sokup köprücük kemiklerine kadar uzandım. Altımda kasılmasını hissedince kendime olan güvenim katlandı. Kesik nefesleri saçlarımın arasına karışırken kulak memesini yaladım. Küçük bir ısırık bırakınca inledi ve kalçalarımı sıktı. Aşağıya eğilip kemerini çözdüm ve düğmesini açtım pantolununun. Sabırsızlıkla üstünden sıyırıp bokserının lastiğine geçirdim parmaklarımı. Dışından okşayıp inledim. Dudağımı ısırdığımı o uzanıp öpünce fark ettim. Sertliğini çıkarıp üzerine oturdum. İleri geri hareket ederek kucak dansı yapmaya başladım tecrübesizce. İnlemesi sertleşmiş hırlamaya dönüşmüştü. Çamaşırımı yana kaydırıp içimi onunla doldurdum. Aynı andan derin bir nefes verip hareketlendik. Kalçalarımı sıkıca tutup içimde git gellere başladığında kendimi ona bıraktım ve adını haykırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umursamaz
Genç KurguStandart hayatının sona ermesiyle karanlığına çekilen canlar... Bir insan ne kadar umursamaz, ne kadar güçlü olabilir? Ya da insanın acı veya umursama sınırı nedir? Öğrenmek zor değil... Karanlığıyla aşkı, arkadaşlığı, düşmanlığı tadan Tuğba'nın hi...