"Neden içki içiyorsun? Hem de yalnız?"
"Aslında bir nedeni yok. Yalnızlık sanırım. Alışığım yalnızlığa. İçince rahat bir uyku çekiyorum. Çok güzel rüyalar görüyorum."
"Anlıyorum. Ama içmeni istemezdim yani. Neden alıştın yalnızlığa?"
"Arkadaşım bile yok yani o kadar. Hayat boyu yalnız yürüdüm ben. Bir şikayetim yok."
"Buna biraz sevindim ;) "
"Neden sevindim?"
"Sevgilin falan da olmamıştır diye ;) "
"Saçma"
"Bak ben seninle ilgileniyorum tamam mı? O yüzden sevgilinin olmaması hoşuma gitti ;) "
"Yine de saçma. Boşver sen ya neyse senden bahsedelim biraz."
"Benden mi? Bilmem ne konuda bahsedelim?"
"Mesela sokağın başında neden duruyorsun?"
"Ne sokağı?"
"Bizim sokağın başında dikilen sen
değil misin?""Hayır ne alakası var? Sizin sokağın başında biri mi var?"
"Evet ve şuan o da telefonla uğraşıyor"
"Nasıl? Sen nereden görüyorsun onu?"
"Balkondayım da biraz"
"Gece vakti, öyle biri var karşında ve sen balkondasın öyle mi?"
"Evet uzun zamandır köşede bekliyor her gece. Ama korkmuyorum yani önemli birşey değil."
"Saçma. Öyle birinden korkmuyorsun yani. Anlayamadığım nasıl korkmazsın? Tuhafsın"
"Evet tuhafım. Kabul ediyorum. Ve korkmuyorum."
"Tamam ben bir bakayım kimmiş o"
"Saçmalama ya sanane hem"
"Seninle ilgileniyorum diyorum sanane mi diyorsun?"
"Bu benim hayatıma müdahale edebileceğin anlamına gelmez"
"Ama sana sarhoşken yardım edip kıyafetlerini bile değiştirdim."
"Saçma! Ben sana yardım et mi dedim? Ayık olsam izin vermezdim zaten"
"Sinirlenme hemen. Sana yardım etmek istedim hepsi bu."
"Ha bir de evime, odama nasıl girdin sen?"
"Camdan girdim. Sarhoşken açık bırakıyorsun."
"Havasız odada uyuyamam ben. Bir daha sakın öyle birşey yapma. Hem madem sen değilsin köşedeki içtiğimi, sarhoş olduğumu nerden bileceksin? Güldürme beni"
"Off tamam ya. Benim o. Neden havasız odada uyuyamazsın yoksa astım falan mı?"
"Evet malesef"
"Üzüldüm. O zaman camını açık bırak her zaman"
"Sayende artık kapalı uyuyacağım"
"Bu kötü oldu. Uyumazsan seni o kadar yakından göremem ki"
"Gerçekten değişik birisin. Benimle neden ilgilendiğini hâlâ anlamadım yani"
"Evet senin kadar olmasam da değişiğim biraz. Sen anlamasan da olur zaten. Ben senden hoşlanıyorum sadece bu önemli."
"O kadar önemliyse kim olduğunu bilmeye hakkım var demektir."
"Öğreneceksin yakında zaten."
"İyi o zaman"
"İyi :) "
Birkaç gün konuşmuştuk. Yine de anlayamamamıştım. Fotoğraflarımı çekiyordu ama nasıl olduğunu, nereden çektiğini bilmiyordum. Samimi konuşmasından etkilensem de umursamaz davranıyordum. Buna aldırmaması da başka bir merak konusuydu. Ama hoşuma gitmişti tavırları. Arkadaş gibi sohbet ediyorduk.
Yine Cuma gecesi içkimi içmiştim çakırkeyf bir halde müzik dinliyordum. Biraz daha içtim ve kendimi balkona attım. Sigaramı yaktım ve derin bir nefesle zehri ciğerlerime yolladım. Elimdeki şişeyi bitirirken gökyüzünü izledim bir süre. Bunu seviyordum. İyi hissettiriyordu. Yine o köşede dikiliyordu her geceki gibi. Sigaranın ateşinin aydınlattığı yüzüme bakıyordu. Biraz baktım sonra dışarı çıktım. Bahçeden çıkınca beni gördü ve panikledi. Ama yerinden kıpırdamadı. İçkinin de verdiği cesaretle ona doğru gittim. Yaklaşınca sokak lambasının altındaki gölgeli yüzünü ve parlayan mavi gözlerini gördüm...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umursamaz
Genç KurguStandart hayatının sona ermesiyle karanlığına çekilen canlar... Bir insan ne kadar umursamaz, ne kadar güçlü olabilir? Ya da insanın acı veya umursama sınırı nedir? Öğrenmek zor değil... Karanlığıyla aşkı, arkadaşlığı, düşmanlığı tadan Tuğba'nın hi...