Serkan bayılana kadar dayak yemişti. E haliyle Efe ve Anıl da yorulmuştu. Sıra küçük köstebeğimize gelmişti. Onu bana bırakmaları da keyfimi yerine getirmeye yetmişti. Gittikçe sadistleşmek istediğim bir şey değildi. Ama elimden başka bir şey de gelmiyordu. Geldiğim nokta buydu. Yapacak bir şey yoktu bu konuda. Aslında patronlarının kim olduğu çok da umrumda da değildi. Ama bir an evvel öğrenmem gerekiyordu. O beni bulmadan onun hakkında bilgi edinmek avantaj olacaktı bizim için. Bütün bunların adımlarıma verdiği emir Heves'in üstüne gitmekti.
Heves yerde titreyerek hâlâ baygın olan Serkan'a bakıyordu. Yanına çömelip saçlarını kavradım. Sarı saçlarının ince telleri çekilmesiyle kırılmaya başlamıştı. Tiz çığlığı kulağımı tırmaladı. Diğer elimle kulağımı ovuşturdum. Yüzüne sakin ve bir o kadar da tehditkar şekilde fısıldadım.
"Kulaklarımı sağır edeceksin. Kes sesini yoksa kesmesini bilirim."
Kafasını sallayarak hıçkırıklarını yuttu. Yüzüme pis bir sırıtış yerleştirip tırnağımı yanağında gezdirdim. Mesajı alan köstebek gözlerini korkuyla kapattı. Sessizce soru sorduğumda aynı korkuyla açtı gözlerini.
"Ne zaman çıkacak ortaya?"
"Bil-bilmiyorum... Bize planlarını
sö-söylemez... Sadece se-seni izlememi istedi. Nerelere gittiğini, ne-neler yaptığını öğreniyor.""Hımmm. Nerede bu adam?"
"Deği-değişiyor. Ba-bana çoğunlukla telefondan ulaşıyor."
"Peki kim oluyor bu pislik?"
"Tek bil-bildiğim Ulaş'ın bir yakını olduğu."
"Adı ne?"
"Sa-savaş"
Gözlerimi koltukta yayılmış ikiliye çevirip bu ismin bir manası olup olmadığını anlamaya çalıştım. İkisi de daha önce duymadıklarını göstererek dudak bükmüştü. Tekrar elimdeki sürtüğe döndüm. Saçlarını bırakıp bir an rahatlamasını sağladım. Tatmin olduğumu sandığı an bir nefes aldı. Ama vermesine fırsat bırakmadan ensesine yapıştım. Yönünü yerde yatan yılışığa çevirdim. Kulağına eğilip yine aynı ses tonumla fısıldadım. Tehditkar olduğum su götürmez bir gerçekti.
"Görüyorsun değil mi şu gerizekalıyı? Onun nedeni belli. Benimle alıp veremediği bir şey var. Peki sen, sen neden o pisliğe çalışıyorsun?"
"Be-ben... Ulaş'a âşıktım. O... o beni reddetti. Sevdiği biri olduğunu
söyle-di. Be-beni sevmemesi sorun değildi. Onu çok se-seviyordum. Ama sen onu öldürdün. O-o artık yok. Sadece nefes alması yeterken bana sen onu benden aldın.""Seni sürtük! Ne olduğunu bilmeden konuşma! Bunu nereden öğrendin?"
"Serkan beni buldu. Öldüğünü söyledi ve intikam imkanı verdi bana. Ulaş son zamanlarda hiç görünmemişti. Senin yanında olduğunu ve onu sevdiği kızın öldürdüğünü öğrendiğim an karar verdim. Serkan da beni o adama götürdü."
"Peki bu gerizekalının kârı neymiş?"
"Ulaş ile arası bozulmuş senin yüzünden. Zaten seni ilk gördüğünde kim olduğunu bilmiyormuş. Ve senin reddetmen ile Ulaş meselesi intikam alması için yeterli gelmiş."
"Hah! Pislik! Kendi hatalarının intikamını benden mi alacakmış? İşte buna gülerim. Ayıldığı zaman bir de ben bayıltacağım."
Heves Ulaş konusundan sonra sesini yükseltebilmiş, kekelemeyi de kesmişti. Sanırım gerçekten nefret ve öfke doluydu küçük köstebeğimiz. Sesine ulaşan kin güç vermişti kendisine. Söyledikleri ile güçlü bir kahkaha can buldu dudaklarımda. Pişmanlık etrafımı bir kafes gibi sarmıştı. Ulaş'ın mutlu olma imkanını elinden almıştım. Onu seven kızla mutlu olabilecekken ben hayatını mahvetmiştim. Üstelik sadece onun da değil onu seven bu kızın da mutluluğunu yok etmiştim. Yine o kahverengi gözler karşımda belirdi. Geriye doğru sendeleyip sehpanın önüne düştüm. Gözlerimi kapatsam bile karşımdaydı. Üstelik suçlayan bir ifade ile de bakmıyordu. Sanırım en çok canımı yakan da buydu. Söylediği sözler aklıma üşüşünce beynimin her noktasına zehirli dikenler batmaya başladı. Ellerimde can verirken benden özür dileyişi, o an bile beni sevdiğini söyleyişi usumda canlanırken kalbim kıskaca alınmıştı. Müthiş bir acı çekiyordum. Yanıma gelip beni saran deniz kokulum bile kıskaçtaki kalbimi kurtaramıyordu. Nefesim daralıyordu. Aklım bana ihanet ederken kalbim de ona eşlik ediyordu. Anıl'ın kollarına sığınıp başımı omzuna koydum. Saçlarımı okşayıp o güzel sesiyle kulağıma fısıldadı.
![](https://img.wattpad.com/cover/40213488-288-k654461.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umursamaz
Teen FictionStandart hayatının sona ermesiyle karanlığına çekilen canlar... Bir insan ne kadar umursamaz, ne kadar güçlü olabilir? Ya da insanın acı veya umursama sınırı nedir? Öğrenmek zor değil... Karanlığıyla aşkı, arkadaşlığı, düşmanlığı tadan Tuğba'nın hi...