Sarhoş Kafa

7.9K 327 9
                                        

Söyledikleri kafamda bir süre dolaştı. Samimi olduğuna inanmıyordum. Okuldan çıkınca hiç beklemeden taksiye bindim. Sahile gidip banklardan birine yayıldım. Bir saat kadar denizi seyrettim duman eşliğinde. Yere atıp ayağımla ezdim izmariti. Yağmur yağmaya başlayınca biraz daha durup eve döndüm.

Hava karardığında sokak lambasının altında dikildiğini gördüm. Camdan bir süre baktıktan sonra yatağıma uzandım. Onun yüzünden yağmur sonrası kokusunu alamıyordum. Camımı açık bırakmak istemiyordum çünkü. Sözlerini biraz düşündüm. Yine ona güvenim olmadığından kafamdan atmaya çalıştım. Biraz derslere bakıp bir film açtım. Mısır ile film keyfi yaptıktan sonra kalkıp pijamalarımı giydim. Pijamalarımı görünce aklıma yine geldi. Cama yöneldim. Oradaydı. Hemen perdeyi kapatıp yatağa uzandım. Tumblrda blogumda her gün yaptığım gibi biraz dolaşıp birşeyler yazdım. Bazı düşüncelerimi paylaşmak zorundaydım.

'Güven... En gerekli olan şey bir insan için. Hayatta güveneceğin bir tek kişi bile olmayınca bir boşluğa düşersin. İnsanlar güvenini haketmeyince veya kaybedince o boşluk bile daha iyi bir yerdir. O karanlıkta tek başına olmak en iyisidir. Bu korkaklık gibi geliyor bazen. Ama kendini koruma yöntemi bir yerde...'

Biraz daha ana sayfada dolaşıp durdum. Yeni bir takipçi görünce bakayım dedim. 'Efekaranlik' ismini görünce sinirlerim altüst oldu. Burada nasıl bulmuştu beni? Üstelik yazdığım şeyi beğenmiş. Hah! Şimdi kollarına atlarım hemen. Yine birşeyler yazma gereği duydum. Ama vazgeçtim. Sonra uyumak için ışığı kapattım....

Okulda Anıl'ın sorularından kaçmak için epey yorulmuştum. Efe'nin bakışları zaten sinir ediyordu beni. Birkaç gündür ikisi de canımı sıkıyordu. Kafa dağıtmak için Bulut'u aradım.

"Alo. Tuğba?"

"Benim. Naber ya sesin çıkmıyor."

"Evet yaa şu vizelerle meşgulum bu aralar."

"Anladım. Ben de kafa dağıtalım diyecektim."

Bir iki kere dışarıda buluşmuştuk. İyi çocuktu, arkadaş olduk kısa sürede. Beni kırmadı tabii. Okul çıkışı için sözleşip telefonu kapattım. Cuma günü olması dolayısıyla kafa dağıtmaya hakkım vardı. Ailemle iki haftadır karşılaşmamıştım. Okuldan sonra bir kafede buluşup sohbet ettik. Bir süre sonra arkalarda bir masada bana bakan Efe'yi gördüm. Bulut ile eğlenmeye devam ederken bize sinirli sinirli bakıyordu. Lavaboya gitmek için ayaklandım. Çıktığımda Efe duvara yaşlanmış bir halde beni bekliyordu. Yanından geçecekken attığı adımla önüme geçti. Yüzüne baktım.

"Kim o sevgilin mi? Bakıyorum baya eğleniyorsunuz."

Yüzüne boş boş bakınca üzerime geldi. Kıpırdamadan dimdik durdum karşısında.

"Ben Anıl'la çıkarsın sanmıştım. Üniversitelilerle mi takılıyorsun?"

Kaşlarımı çatıp baktım ona.
"Bitti mi?" diye sordum.

"Hayır bitmedi. Ya senden hoşlanıyorum diyorum. Anlasana. Bana bir açıklama yapamaz mısın?"

Nefesi hızlanmıştı. Ama sesini yükseltmiyordu.

"Sana cevap vermek zorunda değilim." dedim ve yanından geçip masaya ilerledim.

"Kalkalım mı?" diye sorunca Bulut da ayaklandı.

Çıkışa doğru yürürken "O çocuk eski sevgilin falan mı?" dedi.
Şaşkınca ona baktım. Kafamı salladım hayır anlamında.

Dışarda vedalaşıp aksi yönlere ilerledik. Bir tekel bayi bulmak için arandım biraz. Biraz daha ilerledim ve karşıma Efe çıktı.

UmursamazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin