Büyüleyici Ruhlar

149 11 3
                                    

           Kedi, onu farkettiğimi anladığı anda üst kata çıkan merdivenlere doğru koştu.İstemsizce onu takip etme isteği duydum ve ani bir kararla kapıya doğru ilerledim.Ağır adımlarla salonun ortasına kadar geldiğimde ,havanın oturma odasından çok daha soğuk olduğunu farkettim.Kollarımı birbirine kenetleyerek biraz olsun vücut ısımı korumayı denedim ama çokta bir yararı olduğu söylenemezdi. Kedi, merdivenin üst kata yakın olan basamaklarından birinde oturur vaziyette beni izliyordu. Üst kata çıkıp çıkmama arasında kararsızdım.Kararsız kaldığım her durumda olduğu gibi gözlerimi kapattım ve içimdeki sesi dinledim.
           Çoğu zaman, gözlerimi kararımı vermiş bir şekilde açardım ama bu sefer öyle olmamıştı.O an kendimi hiç olmadığı kadar yalnız hissettim.Bu yalnızlık hissi beni ürkütmüştü ve arkadaşlarımın yanına, oturma odasına geri dönmek için ilk adımımı attığımda anlayamadığım bir şey oldu.İlk duyduğumda anlam verememiştim ama sanki biri bana seslenmişti.Arkadaşlarıma baktım ama hepsi yerlerindeydiler ve hala uyuyorlardı.
           Etrafıma bakındım ama evde bizden başka kimse yoktu.Biri olsaydı bile dün gece farkederdik.Yalnızca evin sahibi yaşlı kadın vardı, oda üst katta uyuyor olmalıydı diye düşünürken sesi bir kez daha duydum. Bu sefer daha netti ve biri benim adımı tekrarlıyordu.Kafamı ellerimin arasına aldım.Bu, beynimin beni yanıltmasıydı,daha öncede olmuştu hatırlasana ama hayır,ses duvarlardan geliyordu.Bu sefer beynim değil, ev benimle oyun oynuyor gibiydi. Sesi hala duyuyordum ve şiddeti her saniye artıyordu.Etrafımda delice dönüp sesin kaynağını aradım ama ne tarafa dönsem ses arkamdaki duvardan geliyor gibiydi.
           Bacaklarım yorulana kadar etrafımda dönmeye devam ettim. Tam yere yağılmamak için duvardan destek aldığım sırada karşımdaki merdivende hareket eden bir gölge gördüm.Daha dikkatli baktığımda sanki giderek bir insana dönüşmeye başladığını farkettim. Ete,kemiğe bürünür gibiydi ve üzerinde uzun bir elbise vardı. Bu bir kadındı ve tüm zerafetiyle basamakları tek tek ardında bırakarak üst kata çıkıyordu.
         Bu, o kadındı.Tabloda gördüğüm kadın,karşımdaydı ve bana bakıyordu. Esmer teni, kömür karası saçları, yeşil gözleri o cansız kâğıt parçasından çok daha canlıydı. Ona doğru yürümek hatta tüm gücümle koşmak istedim ama bacaklarım adeta yere çivilenmiş gibiydi.Vücudumun hiç bir yerini hareket ettiremiyordum.Hissettiğim tek şey delicesine atan kalbim ve dünyanın en yüce güzelliğine ulaşamıyor olmanın vücudumda oluşturduğu tarif edilemez acıydı.Bu acı, zaten yorgun olan bedenimi iyice güçsüz düşürmüştü.
          Dünyada isteyeceğim son şey bu büyülü anı sona erdirmek olsada çaresiz vücudum beni dinleyemez haldeydi.Giderek ağırlaşan göz kapaklarımın arasından süzülen tek bir göz yaşı tanesiyle birlikte, salonun soğuktan buz tutmuş zemininde ruhumu ona sunarcasına zamansız gelen uykuya teslim oldum.
           Kendime geldiğimde şöminenin karşısında kırmızı koltukta yatıyordum. Aleksy üzerime yığılmış haldeydi ve uyuyordu.Ama, hatırladığıma göre ben koltuktan kalkmıştım ve salona gidip kapının girişinde bayılmıştım. Ne yani gördüklerim, o kadın...
          Hayır, yaşadığım her şey gerçekti, bunca şey basit bir rüyadan ibaret olamazdı. Hemen, Aleksy'in uyanmasına neden olacak şekilde koltuktan kalktım ve koşarak tablonun asılı olduğu duvara gittim. Evet, tablo hala yerindeydi ve tam da hatırladığım gibiydi. Benim bu ani hareketliliğim Niko ve Sergei'in de kendilerine gelmelerine neden olmuştu. Açıklayacak zaman yoktu. Tabloyu kontrol ettikten sonra hiç hızımı kesmeden doğruca salona koştum. Ardından da kadını son olarak gördüğüm basamakları ardımda bırakarak üst kata çıktım.İlk olarak tam karşımda kar yağışının görülebildiği bir pencere beni karşıladı.Sağımda bir oda vardı. Hiç düşünmeden açmak için kapıyı zorladım ama kapı kilitliydi.
          Ardından sol tarafımdaki uzun bir koridor dikkatimi çekti. Koridorun sonunda bir oda vardı ve kapısı aralıktı.

Kara KutuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin