Garip Bir Çanta

57 6 0
                                    

     Yaşadığı olayın etkisiyle bilinci kapanan Aleksey'i, kervanda ki köylülerinde yardımıyla dar ve kalabalık Krasnodar sokaklarından geçirerek,uzun yolculuğumuza ev sahipliği yapacak olan geminin revirine götürdüğümüz sırada, tam güverteye binecekken onu gördüm. Aylardır, her gözümü kapattığım an da görmeye alışkın olduğum sonsuz karanlığa nispet yaparcasına uçsuz bucaksız berraklığı ve açık gökyüzünün yansıması maviliği ile deniz, tüm ihtişamıyla gözlerimin önündeydi.   
     Yurdun,harap haldeki kütüphanesinin, tozlu raflarında bulduğum kitaplarda eşsiz güzelliğini anlatan methiyeler okumuştum ama karşımda duran bu görüntü sayfalara sığamayacak kadar muğazzamdı. Hemen arkamdan gelen yaşlı ve sabırsız köylünün, benden gemiye binebilmek için yol istemesiyle kendime gelmesem saatlerce olduğum yerde öylece kalabilirdim.
     Derin bir nefes alıp, hala aklımı meşgul eden, yapmam gereken işlere yoğunlaştım ve büyük bölümünü içleri tıka basa doldurulmuş sandıkların kapladığı ahşap güverteye adımımı attım. Geminin tam ortasında kocaman bir direk vardı ve o kadar sağlam görünüyordu ki adeta bitik durumda olan, üzerlerinde kirlilikten griye dönmüş renkte yelkenlerin asılı olduğu  diğer onlarca küçük direği Karadeniz'in hırçın dalgalarına karşı tek başına ayakta tutuyor olmalıydı.
      Bu eski ve belki de son seferine hazırlanan koca ihtiyarın bakılmaya değer tek parçası da oydu.Hemen girişin solunda ise ilk basamağı kırılmış bir merdiven vardı ve sonradan adının "dümen" olduğunu öğrendiğim, kocaman bir tekerleği andıran ahşap parçaya ulaşımı kolaylaştırırcasına doğrudan üst güverteye uzanıyordu.
     Daha önce her hangi bir gemiye binmemiş olmamın acemiliği ile ilk başta ne yapacağımı bilemedim. Bu durumumu biri daha farketmiş olacak ki tam o sırada omuzumda dostane bir elin dokunuşunu hissettim.
    ---- Yolunuzu kaybetmiş gibisiniz? diye sordu. Merakıma yenik düşüp bu yorgun ve titrek sesin kime olduğunu görebilmek için yönümü ona doğru çevirdim. Bakışlarında ki samimiyetten  anladığım kadarıyla beni tanıyor olmalıydı ama Kartal Yuvası'nda çok az insanla tanışma fırsatı bulmuştum ve bu yaşlı adam bana hiç tanıdık gelmiyordu.
    ---- Ha, yok yolumu kaybetmedim. Aslında tam da olmam gereken yerdeyim,dedim çok ta samimi olmayan bir tavırla. Hemen ardından, onun da beklediği soruyu sordum.
   ---- Beni tanıyor gibisiniz ama ben sizi çıkaramadım, dedim meraklı bakışlarla.
   ---- Tabi.Özür dilerim benim hatam. Lütfen kusuruma bakma. Gorbaçov'un talihsiz ölümününden kısa süre önce siz daha içeriye girmeden kapıda karşılaşmıştık. Ben, Oleg ve rahmetli Peter ile sohbet ederken sen de hemen  arkalarındaydın, dedi ve yaşlı bedeni yorulmuş olacak ki elinde ki çantayı yere koyup hemen arkasında ki ahşap korkuluğa yaslandı.
  ---- Evet hatırladım. İsminiz... dedim ama o gece aklım o kadar çok olay ile meşguldu ki adını hatırlayabilmem imkansızdı. Anlık yaşadığı hayal kırıklığının ardından, numara yaptığımı da farketmiş olacak ki kısa bir sessizliğin ardından beklediği sorunun cevabını daha ben sormadan verme gereği hissetti.
    ---- Adım Kiril. Her ne kadar şu an yaşlılığım el vermese de köyde uzunca bir süre marangozluk yaptım. Bu yüzden bana Kiril Usta'da derler, dedi ve aklına bir şey gelmiş olacak ki düşünceli bir hal aldı. Ardından da dayandığı korkuluklardan yavaşça doğrulup az önce yere koyduğu garip çantasını eline aldı. Garip diyorum çünkü çoğu kişi sandıklar dolusu eşya ile gelmişken o bu hakkını içi neredeyse boş gibi duran sıradan bir çantadan yana kullanmıştı.
    ---- Kiril Usta. Evet şimdi hatırladım,dedim samimi bir tavırla ve tam yanımdan ayrılmak için hamle yaptığı sırada, kendimde bir soru daha sorma ihtiyacı hissettim.
  ---- Peki burada ne işiniz var? Yolculuk uzun ve bilinmezliklerle dolu, dedim.
   ---- Evet, evlat. Zor bir yolculuk olacağının farkındayım. Ayrıca bırakta yaşlı bedenim bu son deniz seyehatimin tadını çıkartsın,dedi ve samimi bir baş selamı verip az ileride ki alt güverteye inen merdivenlere doğru yöneldi.
    Doğrusu, söylediklerinin aksine yaşına rağmen hareketleri oldukça canlıydı. Ayrıca "son deniz seyahatim" demekle neyi kastetmişti. Aklımda onca çözümlenmesi gereken konu varken şimdi bir de üstü kapalı konuşmalarıyla Kiril Usta adında biri çıkmıştı ortaya ve her nedense gemiye biner binmez konuşma ihtiyacı hissettiği ilk kişi de ben olmuştum. Tahminlerime ve deneyimlerime göre bu konuşmayı daha önce planlamış olmalıydı.
    Tam o sırada, arabanın sarsıntısı yüzünden delicesine ağrıyan belimi, az önce Kiril Usta'nın dayandığı ahşap korkuluğa dayayacakken hemen yanımda bir çift asker postalının durduğunu farkettim. Karşımda  aniden beliren bu askeri daha önce Andrey'in yanında bir kaçkez görmüştüm.
    ---- Bayım,dedi nazik bir üslupla ve kısa süreli bir sessizliğin ardından aradığı kişiyi bulmuş olacak ki az öncekinden daha net bir ses tonuyla konuşmasına devam etti.
    ---- Kaptan Andrey, acil olarak kamarasında sizi bekliyor.
   
   

Kara KutuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin