5.Sezon: Dost Mu? Hain Mi?

76 7 0
                                    

       Kendimi moralsiz hissettiğim anların çoğunda, her zaman sıcaklığıyla içimi saran, sıradan aile yaşantısıyla da beni her daim mutlu etmeyi başaran o iki katlı ev ve içerisinde ki kalbi tertemiz insanlar, yaşadığım onca olaya rağmen unutamayacaklarım listesinde ilk sırada ki yerlerini her zaman koruyacaklar. Bende bıraktıkları izler o kadar derinki son nefesimde dahi onları hatırlayacağımdan eminim. O an karşımda ki şefkat dolu manzaranın da etkisi ile günlerdir aklımı ve düşüncelerimi karmakarışık hale getiren, alacağım kararları dahi anlık ruh halimin yönettiği yaşanmışlıkları bir kenara bırakıp biraz olsun beni mutlu eden eski anılarımı hatırlamak istedim ama bu dostlarıma haksızlık olurdu.
      Şu an birçare halde yanımda duran Aleksy ve artık hayatta olmayan Niko, birlikte güzel şeyler yapabildiğim ender insanlardı ve almış olduğum kararların olumlu ya da olumsuz sonuçlarını bugüne kadar hep birlikte göğüslemiştik. Niko'nun ölümünden sonra Aleksy'in yaşadığı tarifi zor acı onu tamamen bitkin hale getirmişti. Ben ise onun yasını dahi tutamadan sonu bilinmez bir çıkmaza sürüklenmiştim ve Kaptan Andrey ile birlikte başıma nelerin gelebileceği hakkında da hiç bir fikrim yoktu.  
    Odanın rutubetli denebilecek havasını ciğerlerime doldurdum ve akşama kadar biraz olsun dinlenebilmek için artık taşımaktan yorulduğum başımı dostum Aleksey'inkinin yanına koydum.
Uzunca bir uykunun ardından kendime gelmeye başladığım, göz kapaklarımı zifiri karanlığa araladığım sırada ani ve hafif bir dürtmeninde etkisiyle bir an irkildim. Biri beni uyandırmaya çalışıyor gibiydi. Gözlerimi tamamen açtığımda hala parlaklığını kaybetmeyen dolunayın yaydığı ışığında etkisiyle görebildiğim tek şey dostum Aleksy'in tedirgin yüz ifadesiydi.
    Sonunda tüm gün süren derin uykusundan uyanmıştı ve şimdi de sıra bendeydi. Garip bir heyecana teslim ettiği bakışlarını bana çevirmişti ve bir şeyler mırıldanıyordu.
    ---- Karl, uyan Karl. Dışarıda bir hareketlenme var, dedi kısık bir ses tonuyla.
O an aklıma Kaptan Andrey'in sabah ki dehşet verici tepkilere de sahne olan garip toplantıda söylediği sözler geldi. "Bu akşam yola çıkıyoruz" demişti. Dostum Aleksy'i bir anlığına şaşkına çeviren ani bir refleks ile ayağa kalktım ve tek bir gaz lambasının dahi yakılmadığı, neredeyse tamamen karanlığa teslim olmuş kulübede paltomu aradım. Uyuduğum sırada üzerimden çıkartılmıştı ve şu an, daha önce Oleg'i yatırdığım, şimdi ise kimsenin olmadığı dağınık yatağın hemen baş köşesinde duruyordu. Onu oraya kim koymuştu? Ani bir hareketle elimi sağ cebime götürdüm ve artık varlığından rahatsızlık dahi duymaya başladığım kolyeyi aradım. Neyse ki hala yerindeydi ve gerçek sahibinin avuçları arasındaydı. Az önce ki hareketimle birlikte şaşkına dönen Aleksy hala aynı sorgulayıcı gözlerle bana bakıyordu.
  ---- Dostum, senin neyin var böyle,sakin ol, dedi tedirgin bir ses tonuyla.
  ---- Şey, ne diyordun? bir hareketlenme mi var? diye sordum. Söylediklerine anlam veremediğim bir tavırla fakat kulübeye girdiğimde uyuduğunu ve yolculuğun erkene alındığını ona söyleyemediğim aklıma geldi.
  ---- Evet, köy meydanında bir kervan hazırlığı var. Kaptan Andrey de başında ve sanırım bir yere gidecek,dedi.
  ---- Biliyorum. Yani nereye gittiğini biliyorum ve bizim de ona katılmamız gerekecek sevgili dostum, dedim ve usulca elimi sol omzuna koyup kararlı bakışlarla gözlerinin içine baktım. Beni çıkacağım bu çetin yolda yalnız bırakmayacağını biliyordum fakat aynı zamanda da hayatından endişe ediyordum. Niko'dan sonra onu da kaybetmenin acısını taşımak bana çok ağır gelebilirdi.
  ---- Her zaman seninleyim dostum. Şu koca dünyada benim senden,senin de benden başka güvenebileceğimiz kimse kalmadı. Sonunda ölüm dahi olsa seni yalnız bırakmam,dedi. Aynı kararlı tavır onda da vardı ve karşımda ki adam söylediklerinde yalan olmadığına tüm kalbimle inanabileceğim tek insandı.
  ---- Biliyorum dostum, biliyorum. Hadi hazırlanıp çıkalım,dedim ve hala elimde duran paltomu tek bir hamle ile sırtıma atıp kolumu geçirdim. Bu tek kollu hayata hiç bir zaman alışamayacakmışım gibi geliyordu fakat elimden daha fazlasının gelemeyeceğinin da farkındaydım. Tam hazırlığımızı bitirip kulübeden çıkmak için kapıya doğru yöneldiğimiz sırada, biz daha ulaşamadan kapı ardına kadar açıldı ve tüm heybetiyle gökyüzünü aydınlatan dolunayın ışığını kapatacak kadar büyük bir beden ve donuk bir çift göz içeri girdi. Kaptan Andrey asker üniformasını çıkartıp köylü kıyafeti giymişti ve aceleci bir hali vardı. Söyleyecekleri olmalıydı. Kısa bir süre ikimizi de baştan aşağı süzdükten sonra sakin bir tavırla konuşmasına başladı.
  ---- Ani ziyaretim için kusura bakmayın beyler ama atacağımız adımların hatasız olabilmesi için kararlarıma uyulduğundan da emin olmak zorundayım,dedi kendinden beklenilmeyecek bir nezaketle. Sözleri biter bitmezde Aleksy araya girdi.
  ---- Bizden yana bir şüpheniz olmasın Kaptan Andrey. Hazırız ve istediğiniz zaman da yola çıkabiliriz, dedi.
Bu sözlerin ardından Kaptan'ın bakışları bir anda ona yöneldi ve bir süre bekledikten sonra sakince konuşmasına devam etti.
  ---- Bu güne kadar söylediklerinize ve davranışlarınıza karşı en ufak bir şüphem asla olmadı Aleksy fakat her türlü duruma hazırlıklı olup tedbir almak zorundayız. Lütfen sizin için hazırlattığım bu kıyafetleri giyin ve en kısa zamanda da aramıza katılın. Çok geçmeden yola çıkmış oluruz,dedi ve adamlarına ellerinde ki torbaları bırakmalarını işaret etti. Ardından alelade bir baş selamı verip, iki adamını bizimle bıraktıktan sonra girdiği gibi hızlıca kulübeden çıktı ve köy meydanına doğru yöneldi.
    Davranışlarına ve tepkilerine bakılırsa bu göreve olması gerekenden çok daha fazla önem veriyordu ve sadece bu durum bile beni tedirgin etmeye yetiyordu. Ya gerçekten babamın hatırasına büyük saygı duyuyordu ya da özellikle kendi için başka planları vardı.



Kara KutuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin