Bölüm 2

2.1K 137 4
                                    

Lisa

Kızlarla partide eğlendikten sonra sıra eve kim bırakacak konuşmasına geldi. Hepimiz neden olduğunu bilmediğimiz bir şekilde hem gülüyor hem de konuşuyorduk. Sonuç olarak Jennie unnienin bırakmasına karar verdik. Kendi arabamı orda bıraktıktan sonra Jennie unnienin arabasına bindim. Kendime araba alacak parayı biriktirmeme rağmen yeni ve güzel bir ev için bir türlü para biriktiremedim. Sonuçta bu zamanda ev fiyatları çok yüksek.

Açtığımız son ses müzikle gecenin bir yarısı herkesi uyandırmaya çalışıyorduk. İçimizdeki enerji hala bitmemişti. Dans ederek şarkı sözlerine eşlik bile ediyorduk. Bu eğlenceden ilk ayrılan Rose unnine oldu. Onun evi en yakın evdi. Sonra Jennie unnienin evi geliyordu ama bizi bırakacağı için kendi evine en son gidecekti. Rose unnie arabadan inse bile biz eğlencemize devam ettik. Bu bitmek bilmeyen enerji nereden geliyor hiçbir fikrim yoktu. Eve gittiğimde uyumak zorunda olacağım için kendimi yorarsam daha iyi olur. Sonuçta yorulursam daha çabuk uyurum. Jennie unnie artık başının ağrıdığını söyledi ve müziğin sesini kıstı. Biz de sanki annesinden azar işiten küçük çocuklar gibi sesimizi kestik.

Sırada ise Jisoo unnienin evi vardı. Onu da eve bıraktıktan sonra bana sıra gelmişti. Gerçekten en uzak nasıl benim evim olabiliyor? Buluşmamız gerektiğinde en erken kalkan hep ben oluyorum. Bu haksızlık. Yol boyunca Jennie unnieyle bir şey konuşmadık. Eve geldiğimde ona veda ve teşekkür edip arabadan indim. Dışarıda bekleyen birisi vardı. Onu daha önce buralarda hiç görmedim. Biraz baktıktan sonra önemsemeden yanından geçip gittim. Merdivenlerden çıktığımda yine iki sevgilinin kaldığı evden bağırış sesleri geliyordu. Her zaman kavga ediyorlardı. Ve kavga ettiklerinde saatin bir önemi olmuyordu. Bazen sabaha karşı bağırışmalarla uyanıyordum. Kapılarının önüne gidip kapıyı çaldım. Kapıyı açan bayana gülümsedikten sonra konuşmaya başladım.

"Bakın eğer anlaşamıyorsanız ayrılın. Kendinizi geçtim biraz bizi düşünün. Sizin yüzünüzden uyuyamıyorum. Kesin artık. "

"Eğer istemiyorsan başka yere taşın! "

Kapıyı suratıma çarptıktan sonra kapıyla yüz yüze kaldım. Aşırı çarpmadan olsa gerek kapanmayan kapıyı da önemsemedim. Hatta içimden umarım hırsız girer de demiş olabilirim. Ama bunları hırsız bile halledemez. Evleri bomboş kalsa da kavga ederler. Oğlan kıza bağırır kapıyı kapatamadın diye. Ordan alevlenir. Resmen aralarında aşktan çok nefret var.

Neyse. Yapmam gereken tek şey evime girip uyumak. Kapıyı açıp içeriye girdim. Ve aldığım pis kokuyla bugün çöpü atmadığımı hatırladım. Koşarak çöpü aldım ve evimden uzaklaştırdım. Merdivenlerden inerek dışarıya çıktıktan sonra kaldırım kenarında bir yere fırlattım. Biraz önceki çocuk artık yoktu. Sanırım birisini bekliyordu ve gelmeyince gitti. Tekrar eve doğru yol aldım. Merdivenleri çıkarken duyduğum çığlık sesi sevgililerin evinden geliyordu. Koşarak kapılarının önüne gittim. Kapı sonuna kadar açıktı. İçerde o çocuk vardı. Elindeki kırık şişeyi adamın karnına geçirdi. Geçirmesiyle kızdan bir bağırış yükseldi. Gözlerimden akan yaşa engel olamadım. Bir süre donuk bir şekilde ona baktıktan sonra beni fark etmemesi için koşarak eve girdim. Ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Kapıyı kapattığım gibi önüne çöküp ağlamaya başladım. Böyle bişeyle karşılaşmak beni şoke etmişti. Ağladıkça daha da ağladım. Sonunda durdum. Düşündüm. Gecenin bu vakti yapabileceğim bir şey yoktu. Gidip uyumalıydım. Yarın hastahaneye gidip adamı ziyaret eder sonra da polise gidip o çocuğu şikayet edebilirdim. Gözyaşlarımı sildikten sonra üzerimi değiştirdim. Şoktan dolayı olsa gerek uzun bir süre yatakta bir sağa bir sola döndüm. İşin sonunda bütün günün yorgunluğuyla kendimi uykunun kollarına bıraktım.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Playing With FireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin