Bölüm 87

328 53 25
                                    

Jennie

Ortaya çıkan kızların sevinciyle mutlu bir gün geçiriyordum. Sonra birden ortaya Jimin'i unutmaya uğraşan ve bu yolda başarıyla ilerleyen bir ChaeYoung çıktı. Ben gerçekten anlayamıyorum. Nasıl o kadar süren ilişkinin üzerine bu kadar kolay başkası olabiliyor. Ben hala YoonGi'nin bana yazdığı "Bana bir öpücük borcun var başına bişey gelmesine izin verme. " dediği yerde kalmıştım. Hep de YoonGi'de kaldım zaten. Bu işi tersine çevirmek zorundayım. Bu böyle değildi. Biz mutluyduk. ChaeYoung Jimin'le, Jisoo unnie Jin'le ve Lisa da bana sorarsak Jungkook ile gayet iyiydi. Ama şimdi saçma sapan şeyler oluyordu. Ayrıca şu an onların Las Vegas'ta olduğunu düşünürsek ortalık tamamen boş kaldı demekti. Jimin yoksa dedesi hasta olan çocuk var, Jungkook yoksa Lisa'yı avlamayı bekleyen birçok kurt olabilir. Jisoo unnie hakkında bir şey yok. Biz ikimiz gayet sadığız ilişkilerimize.

Kızlarla konuşurken düşündüklerim bunlardı. Öyle ki dakikalar sonra içeriye giren stajyer Kai ve Suho'yu fark etmemiştim bile. Kai gelip yanıma oturdu.

"Biraz önce CEO ile konuştuk. Bize arkadaş olmamızı söyledi. Hani eğer partnerinle arkadaş olursan daha iyi çalışırsın ya. Ondan sanırım. "

"Güzel çünkü şu an birilerinin tavsiyesine çok ihtiyacım var. Sana anlatabilirim. "

Bir erkekle konuşmanın kuralları:

Kural 1 : Birini seviyorsan ya da bir sevgilin varsa belli et ki karşındaki kişi senden hoşlanmasın.

Kural 2 : Çok yakın davranma. Altından her anlam çıkabilir.

"Tabi seni dinliyorum. "

"Şimdi kendini benim yerime koy. Bir arkadaş çevren var diyelim. Sen de bir çocuktan hoşlanıyorsun ama bu çocuk seni zamanında bıraktığı için dönmekte emin değilsin. "

"Bak gerçekten ilişki işlerinden anlamam. "

Güzel. Bundan anlamıyor olması benden hoşlanmayacak demektir. İkinci bir erkek sendromunun yaşandığı dizilere dönmek istemiyorum.

"Konu o değil. Senin arkadaş grubunla hoşlandığın kişinin arkadaş grubu da yakındı ve aralarında sevgili olanlar vardı. Ama şu an şirket yüzünden ayrılar. Ve ayrı kalmaya devam ederlerse bu arkadaş grubu onlardan tamamen kopacak. Kopmaması için ne yapardın? Her şeyi eski haline döndürmek için ne yapardın? "

Biraz karışık olmalı ki düşündü. Uzun bir süre. Ben de cevap vermesini bekledim. Beş on dakikalık sürenin ardından konuşmak için ağzını açtı.

"Bazen yenilikler iyidir bence. Eğer değerli olsaydı eski olmazdı. "

"Eski iyidir. Sağlamdır. Eskiyi her zaman özlersin. Çocukluğun gibi. "

"Siz daha önceden sevgiliyseniz ve aranıza giren bir şey varsa eğer gerçekten seviyorsan o aramıza giren şeyden kurtulmalısın o zaman. "

Ama bunu yapmak demek şirketi bırakmak demek. Bunu yapamam ki.

"Aramıza giren şirket. Bunu yapamam. "

"O zaman kaderine razı olacaksın. Senin hayalin ne? Ünlü biri olarak yaşamaya devam etmek mi? Yoksa o mu? Şirkette çalıştığın sürece onlar izin vermeden bir şey yapamazsın. Sadece seçim yapman gerekiyor. "

"İkisini de bırakamam. "

"O zaman akışına bırak. "

Akışına bırakırsam da her şey değişecek. Değişmemeli. Ben eskiden mutluydum.

"Teşekkür ederim. "

"Rica ederim. "

Kalkıp odadan dışarıya çıktım. Telefonumu çıkarttım. Las Vegas ve burası arasındaki saat farkına baktım. Şu an büyük ihtimalle Billboard'da eğleniyorlardır. Ama umrumda değil. Numarasını tuşladım. Uzun bir süre çaldı. Açmayacağını düşünüp telefonu kulağımdan indirdiğimde ekranda açtığını gördüm.

Playing With FireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin