Playing With Fire

Bölüm 54

Şu an saat 2.57. Büyük ihtimal uyuyorsunuzdur. Uyuyanlar güne yeni bir bölümle başlamanın mutluluğunu yaşar umarım. Hepinize iyi okumalar...

SeokJin

Şirkete vardığım gibi BigHit'i araştırdım. Tae'nin durumunu öğrenirlerse onu şirkete almayabilirlerdi. Yine de bunu göze alarak bu işlere kalkışacaktı. Telefonumda KakaoTalk'a girdim. Onlarla olan gruba tıkladım.

"Şirketi araştırdım. Bugün seçmelere gidebiliriz. "

Bu fikre uzak bakan ben şimdi onları seçmeler için birleştiriyordum. Hepimiz tek tek katılacaktık.

"Busan'dayım. Siz gidin. Ben geleceğim. "

Jimin'in Busan'da ne işi var? Tamam bu işi kurcalamayacağım. Sonuçta ailesi orda. Onları ziyaret etmek istemiş olabilir. Şirketten çıkıp eve doğru ilerledim. Jungkook ve HoSeok'un orada olduğunu biliyordum. Belki YoonGi de evdedir. Hatta Tae ve NamJoon da. Dışarda kimsenin nerde olduğunu bilmiyordum. Sadece evde olmadıklarını biliyordum. Kısa süre sonra eve vardım. Kapının önünde bizi BigHit'e götürmek için araba bekliyordu. İlk başta işe stajyer olarak başlayacağımız için bu seçmeleri fazla büyütmeye gerek yoktu. Sonuçta direk çıkış yapmayacağız değil mi? Eve girdiğimde onlar çoktan hazırlanmış beni bekliyordu. Sadece Jungkook ve HoSeok buradaydı.

"Diğerleri gelecek mi? "

"Hayır. Onlar orada bizi bekliyor olacak. " diye cevap verdi Jungkook. Neden dışarda olduklarını merak etmiyordum. Sonuçta önemli bir şey olsa bana söylerlerdi değil mi?

"Senin neden moralin bozuk? "

"Gayet iyiyim hyung. "

Yüzü hiç öyle söylemiyordu ama Jungkook'a ne zaman "İyi misin? " desek "İyiyim. " derdi zaten. O bize sıkıntılarını pek göstermezdi. Sanırım bizim moralimizi bozmamak için böyle yapıyordu. O yüzden fazla zorlamadım. Beraber dışarı çıkıp arabaya bindik. Şirkete varmamız da uzun sürmedi. Sonuçta arabayla gidiyorduk. Kapının önünde YoonGi, Tae ve NamJoon bizi bekliyordu. Tek eksik şu anda Jimin'di. Hep beraber içeriye girdik. Elemelere gelen bir sürü insan vardı. Hepimiz giriş yaptırdıktan sonra numaralarımız verildi. Bunun olmasını istemesem de içimde bir heyecan vardı. Oturmak için banklara doğru ilerledik. Üç kişilik banklara Tae, NamJoon ve YoonGi oturdu. HoSeok, Jungkook ve ben ayakta duruyorduk. Hepimize tek tek sıra geldi. HoSeok ve Jungkook dans üzerine başvuru yaptığı için onlar bizden önce çağırıldı. Şarkı söylemeyi başarabilen birçok insan vardır ama dans etmek o kadar da kolay değil. En son sıra da benimdi. Numaram söylendiğinde yavaş adımlarla içeriye girdim. Kalbim ağzımda atmaya başladı. Diğer yandan aklım hala Jimin'deydi. Acaba yetişebilecek mi? Yetişmese de sorun olmaz. Diğer günler var sonuçta.

Çağırıldığım yere gittiğimde sahneye çıkıp şarkıyı söylemeye başladım. Kendimden beklemediğim bir performanstı. Düşündüğümden daha iyi söyledim. Tabi bu benim için geçerliydi. Ordan çıktıktan sonra çocukların yanına döndüm. Anında bize geri dönüş yapmayacakları için hiçbirimiz bir şey beklemiyorduk.

"Jimin hala gelmedi mi? "

"Busan'dan Seoul düşündüğümüz kadar yakın değil galiba hyung. "

Ailem Seoul'da yaşadığı için pek bir yere gitmedim. Okulumu da burada okudum. İş hayatına da burada erken yaşta atıldım. Bu yüzden tam olarak yolun ne kadar sürdüğünü bilmiyordum. Telefondan Jimin'in numarasını tuşladım.

"Hyung? "

"Jimin-ah nerdesin? "

"Bu otobüs düşündüğümden daha yavaş gidiyor. Siz beni beklemeyin eve gidin. "