Lisa
ChaeYoung ben yola devam ederken birden ortadan kaybolmuştu. Bari giderken söyleseydi. Eve gitmek istemiyordum. Bu yüzden onu arayayım bahanesiyle şirkette gezinip duruyordum. Birden "Lisa!! " diye bir bağırma sesi geldi. Döndüğümde Jennie ve Jisoo unnie koşarak bana geliyordu. Umarım üstüme atlamazlar diye düşünürken yaklaştıkça yavaşladıklarını gördüm ve biraz olsun içim rahatladı. Bana sıkıca sarıldıktan sonra koluma iki kere tokat yedim.
"Ahh! Acıdı!! "
"Acıması gerekiyor zaten! Nerdeydiniz?! Neden bize söylemeden gittiniz?! " diye bağırmaya başladı Jisoo unnie. Şimdi beni sevecekler mi dövecekler mi? Bir karar versinler çünkü böyle beynim yanıyor.
"Sorun yok kızlar. Bana durumu açıkladı. Rose iyilik peşindeymiş. "
Arkamı döndüğümde CEO'yu gördüm. Sonra kızlara dönüp evet anlamında başımı salladım. Oraya neden gittiğimiz ChaeYoung ve benim aramda sır olarak kalmalıydı.
"Lisa benimle gel. "
"Evde konuşuruz. " deyip yürümeye başladım. Derken CEO'nun durmasıyla ben de durdum. Arkasını dönüp kızlara baktı.
"Jennie, Jisoo siz de gelin. "
Beraber asansöre binip CEO'nun odasının katına geldik. Kapının önünde üç kişi duruyordu. Kapıya geldiğimizde "İçeri gelin. " dedi onlara. Toplam altı kişi içeriye girdik. Biz sağ tarafta onlar da sol tarafta ne olduğunu anlamadan bakıyorduk. Neyse ki açıklama da geç kalmadı.
"Kızlar sırayla Kai, Suho ve Chayeol. Çocuklar siz zaten kızları tanıyorsunuzdur. "
Eğilerek birbirimize selam verdik. Tamam da onların adının bizimle ne alakası var?
"Bu üç arkadaş YG'nin yeni stajyerleri. Ve sizinle birkaç iş birlikleri olacak. Hatta Lisa senin ve Chaeyeol'ün çoktan hazır bile programı. Sadece tanışmanız için sizi çağırdım. Olaylardan haberiniz olsun diye. Yani Lisa ve Chanyeol dışındakiler çıkmakta özgür. "
Jisoo ve Jennie unnieyle beraber diğer iki çocuk da çıktı. Biz içerde kalmıştık ve programın ne olduğunu merak ediyordum.
"Evet biz ne yapacağız? "
"Yarına sizin için çekim ayarladım. Beraber VOGUE dergisinin bu ayki kapağında olacaksınız. Aslında Jennie için de aynısını yapabilirim. "
"Tamam peki yarın kaçta? "
"Sabah 9 gibi bu verdiğim adrese gidin. " diyerek ikimize de kağıt uzattı. "Çıkabilirsiniz. " dedikten sonra biz de çıktık. Ne yapacağımı bilmiyordum. Onunla konuşmalı mıydım? Yoksa bişey demeden yanından gitmeli miydim?
"Sizinle birlikte olduğum için mutlu oldum. Yarın görüşmek üzere. " diyerek beni kurtardı.
Gülümseyerek "Görüşürüz. " dedim. Ancak ikimiz de aynı yönde ilerliyorduk. Yani ayrılmamıştık.
"Sanırım bunu şirketten çıkınca konuşmalıydık. " dedi. Güldüm. O da gülüşüme güldü.
"Ne zamandır stajyersin? "
"Uzun zamandır. "
"Seni hiç görmedim. "
"Ben seni çok kez gördüm. Sanırım önemsemediğin içindir. Sonuçta her gün şirkete gelene kadar bir çok insan görüyorsun ama akşam eve gidene kadar hepsini unutuyorsun. Çünkü onlar önemsiz. Tıpkı benim gibi. "
Çok mantıklı konuşuyordu.
"Evet haklısın. " dedim.
Önemli olmak mı istiyordu? Anlamadım.
"Benim açımdan bakarsak sen önemli olduğun için seni gördüğüm zaman bir daha unutamıyorum. "
Anladım tamam. Önemli olmak istiyordu.
"Tıpkı diğer üyeler gibi. BlackPink'in hayranıyım. "
Tamam şimdi de önemli olmak istemiyor. Bu çocuk ne istiyor? Anlamak neden bu kadar zor?
O konuştuktan sonra kafa sallayıp bir şey söylememiştim. Bir daha da konuşmadık. Kapıya geldiğimizde tekrar birbirimize "Görüşürüz. " dedikten sonra ayrıldık. Şimdi eve gittiğimde hesap vermem gereken iki ablam vardı. Yine eve gitmekten vazgeçtim ve şirkete döndüm. Dans pratik odasına doğru ilerledim. Canım sıkıldığında her zaman buraya geliyordum. Kapıyı açtığımda Jisoo ve Jennie unnie buradaydı. Neden buradasınız ki? Ben sizden kaçmaya çalışıyorum.
"Lisa gel. Anlat bakalım neler oldu? "
Çok güzel. Yalan söylemekten nefret ediyordum ama bu sefer mecburdum. O zaman konuyu saptırmalıydım.
"Chanyeol ve ben VOGUE çekimleri için birlikte çalışacağız. Aynısını sen ve Kai için de düşünüyor. " dedim Jennie unnieye.
"Ben ne zaman gidecekmişim peki? " diye sordu. Konuyu saptırma başarılı.
"Bilmiyorum. Gidip sorabilirsin. "
"Peki ya ben? "
Jisoo unnie de konuya dahil olduğuna göre şu an önceki konudan eser kalmamıştı.
"Bilmiyorum senin hakkında hiçbir şey söylemedi. Çıkış yapacaklar sanırım. Yoksa neden böyle şeyler yaptırsınlar ki? "
"Evet. Bize de çıkış yapacağımız zamanlar böyle yapmışlardı. "
Konuyu daha da ilerletmeliydim ki eski konuya hiç dönmeliyim. Ya da başka bir konu açıp iyice kafalarını dağıtmalıydım.
"Haberler gördünüz mü? BTS- "
"BTS hakkında hiçbir şey duymak istemiyorum. "
Artık her tarafımız BTS olmuştu. Bütün ülkeyi geçtim bütün dünya onları konuşuyordu. Bu yüzden sıkılmış olmaları normal. Ama bu hiç bitmeyecek.
"Üzgünüm ama benden duymasan bile her yerden duyacaksın. Çünkü her yer BTS diye bağırıyor. "
"Ne yapmışlar yine? "
Bıkkınlıkla soran Jisoo unnieye döndüm. ChaeYoung'u ararken internette gezinmiştim. Ve bu konu tamamen Jisoo unnieyi ilgilendiriyordu.
"Jin internette en çok aranan kişi olmuş. Soldan üçüncü kişiymiş ve yakışıklıymış. Herkes öyle söylüyor. "
"Harika! Normaldeki yakışıklılığı bitti bir de dünya geneli yakışıklı oldu! Rakiplerim artıyor. Bu hiç iyi değil. "
Anlamadım? Jin hyung ondan ayrıldığında hiç böyle değildi. Ondan nefret ettiğini söylediğine eminim. Şu an ise kıskanıyordu. Hem de tüm dünyadan.
Kapı aniden açıldı ve ChaeYoung içeriye girdi. Hem de 32 diş. Ben soracaktım ki Jennie unnie sordu. Aynı şeyi düşünmüş olmalı.
"Neden bu kadar mutlusun? Jimin mi aradı? Barıştınız mı? "
Hala gülerek "Hayır. " dedi. Tam bir aptal gibi görünüyordu.
"Ne oldu o zaman? "
"Lisa anlatmıştır belki yardım ettiğim çocuğu. Biraz önce yanından ayrıldım. Mutlu olma sebebim o. "
"Jimin'den ne çabuk vazgeçtin. Üstelik ondan ayrılan da sendin. Hem de şirket yüzünden. "
"Biliyorum. Ama mutluyum işte. Bütün günüm onunla harika geçti. Beraber alış veriş yaptık. Ona birkaç kıyafet aldık. Ayrıca her gün onu görmek için dedesini ziyaret edeceğim. "
Jimin'den gerçekten de bu kadar kolay vazgeçebilir mi? Peki ben vazgeçecek miyim? Yani karşıma ondan vazgeçebileceğim kadar iyi biri çıkacak mı? Sonuçta Tae de Jungkook da beni istemedi. Beni isteyebilen biriyle karşılacak mıyım?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Playing With Fire
Fanfikce[TAMAMLANDI] İkinci kitap Blood Sweat & Tears'a beklerim ^_^ *** "Hyung seni görmeye ihtiyacım var. " "Sorun ne? Nerdesin? " Beni daha telefonu açtığım gibi endişelendirmişti. Daha merhaba ya da alo demeden beni görmeye ihtiyacı olduğunu söylemişti...