Bölüm 90

378 55 26
                                    

Hikayenin biraz sıkıcı olduğunu düşündüm ve içine biraz heyecan kattım. Umarım beğenirsiniz! 😄

Rose

Erken saatte uyandım. Bugün grup olarak yapabileceğimiz bir şey yoktu. İki gün sonra TaeYang'ın konserine konuk olacaktık sadece. Bunun için de yarın konser alanına gitmemiz gerekiyordu. Ben de bu yüzden günümü Sehun ile geçirmeyi düşündüm. Kahvaltımı yaptıktan sonra da kızlara haber verip çıktım. Jimin'den sonra hissetmeyeceğimi düşündüğüm o heyecanla hastahaneye doğru yürüyordum. Bu resmen kaderdi. Kaderimde o olduğu için onunla karşılaştım. İyi ki Lisa'yla gitmişim. Ama diğer yandan onunla olamazdım çünkü uymam gereken şirket kuralları vardı. Tabi eğer Sehun da bizim şirkette çalışmazsa. Şirket içinde sorun olmaz sanırım. Gizli tutulduğu sürece.

Ameliyatı yapıldıktan sonra taburcu olmayı bekleyen dedesinin yanı başında oturuyordu. Açık olsa da kapıyı çalıp içeriye girdim. Birden dönüp bana baktı. Gülümsedi. Dedesinin yanına ilerledim.

"Bugün nasılsınız? "

"Çok iyiyim kızım. Teşekkür ederim herşey için. "

"Rica ederim ne demek. Siz iyileştiniz ve önemli olan da bu. "

Yatağının kenarına oturdum. Sehun gülümseyerek bana bakıyordu.

"Aslında ben sizinle bir şey daha konuşmak istiyorum. "

"Buyur kızım? "

"Hemen ümitlendirmek de istemiyorum. Ama Sehun size bakmak için okul okumadı. Ben de diyorum ki bizim şirketle konuşsam. Belki ona uygun bir şeyler olabilir. Hem düzgün bir gelir kaynağınız olur. Ne dersiniz? "

Dedesi gülümsedi. Tam ağzını açacakken Sehun alaycı bir şekilde güldü. Bunda alay edecek ne olabilirdi ki?

"Şaka mı yapıyorsun? Asla. Şirketin emirleri altında çalışan aptal idollerden biri olmak istemiyorum. Hepsi onların kölesi. "

Pardon? Aptal derken? Farkında mı bilmiyorum ama ben de o 'aptal' idollerden biriyim.

"Efendim? " dedim tek kaşımı havaya kaldırarak.

"Rose özür dilerim. Ben seni düşünerek söylemedim. Yani biliyorum sen öyle biri değilsin ama- "

Toparlamaya çalışıyordu ama çoktan batırdığı için bunun imkanı yoktu.

"Tamam. Ben anlayacağımı anladım. Size iyi günler. Şirketimin emirleri altında çalışan aptal bir idol olarak oraya geri dönsem iyi olacak. " diyerek ayağa kalktım. Kalktığım gibi kolumdan tuttu.

"Rose gitme. Lütfen. "

Gitmeymiş. Bunu şimdi mi düşünüyor?

"Dedenin yanında sana bağırmak istemiyorum. O yüzden bırak kolumu. "

Kolumu sertçe çekip dışarıya çıktım. Hızlıca merdivenlere ilerleyip koşarak indim. Sadece onun iyiliğini düşünüyordum ama birden aptal durumuna düştüm. Tamam aptal demesi o kadar önemli değil. Sonuçta her arkadaş birbirine söyleyebilir. Ama o küçümseyen alaycı bakışları aklıma geldikçe deliriyordum.

"Rose! "

Hastahaneden çıkıp sokakta hızlı adımlara yoluma devam ederken arkamdan seslendi. Aslında dönüp bakmak istemiyordum ama hastahanede içimde kalanları ona söyleyebilirim. Döndüm.

Playing With FireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin