Playing With Fire

Bölüm 13

Jennie

Arabayla ilerliyorduk ama nereye gittiğimiz hakkında hiç bir fikrim yoktu. Bir şey sormaya da korkuyordum. Tek yapacağım şey oturup beklemekti. Kafamı aşağıya eğmiş kıpırdamadan duruyordum. Bizden ne istediklerini de söylememişlerdi. YoonGi'nin böyle biri olacağını tahmin bile edemezdim. Bütün yol boyunca sesimi çıkartmadım. Onlar aralarında konuşsalar da dinlemedim. Düşüncelerim içinde kaybolmuşken etrafı nasıl dinleyebilirdim ki?

Araba durdu. Herkes tek tek indikten sonra sıra bana gelmişti. Arabadan indiğimde karşımda büyük bir ev gördüm. YoonGi yanıma gelip arkamdan kapıyı kapattı. Elini belime uzatarak beni yürütmeye başladı. Önden Jungkook ve arabada adının Jimin olduğunu öğrendiğim çocuk, arkalarından da biz ilerliyorduk. Evin kapısına geldiğimizde kapıyı çaldılar. Kapıyı açan bir bayan oldu. Beraber içeriye girdik. İçerisi de büyüktü. Biraz ilerleyince karşıda salon duruyordu. YoonGi elini belimden hala çekmemişti. Jimin ve Jungkook salona ilerlerken salona olan girişin sağında ve solunda olan merdivenlerden sağdakine doğru ilerledik. Merdivenlerden çıktıktan sonra uzun ve büyük bir koridor vardı. Sonuna kadar ilerleyip sağdaki kapıya geldik. Kapıyı açtıktan sonra bir yatak odasıyla karşılaştım. YoonGi konuşmaya başladı.

"Odan burası. Bir süre bizimle kal. Sonra seni göndereceğiz. Eğer odadan çıkmak istemezsen anlarım. Ama yanımıza gelip bizimle de oturabilirsin. Yemek hazır olduğunda seni çağırırım. Birkaç kıyafet var üstünü değiştirmek istersen. Telefonunu almam gerekiyor ama almayacağım. Senden sadece kızları aramamanı rica ediyorum. Eğer ararsan almak zorunda kalırım. Yemekte görüşürüz. "

"Beni neden aldığınızı söylemeyecek misiniz? "

"Bunları yemekten sonra Jin hyungla konuşursunuz. "

Arkasını dönüp gittikten sonra ben de odaya girdim. Oda da ev gibi büyüktü. İçerde olan banyoya girerek kısa bir duş almaya karar verdim. Üstümü çıkartıp duşa girdikten sonra kendimi rahatlamış hissediyordum. Kısa olmasını istiyordum ancak o kadar çok ihtiyacım varmış ki tahmin ettiğimden uzun sürdü. Banyodan çıktıktan sonra odaya geçtim. Yatağın üzerinde bir kağıt duruyordu.

Yemek hazır. Banyoda olduğundan çıktığında uygun vaziyette olmazsın diye notu bırakıyorum. Üstünü değiştirip gel.

Kağıdı tekrar yatağın üzerine bıraktım. Üstümü değiştirdikten sonra dolapları karıştırıp saç kurutma makinesi aramaya başladım. Bulduğumda önce havluyla kurulayarak sonra makineyi çalıştırdım. Tamamen hazır olduğumda odadan çıkarak aşağıya indim. Ancak neresi mutfak bilmediğimden salona doğru ilerledim. İçeriye girdiğimde hepsi beraber bişeyler konuşup eğleniyorlardı. Onlar burada kahkahalar atarken dışarda kızlar ne durumda. Onların nasıl olduğunu hiç önemsemiyor gibiler. Zaten neden umursasınlar ki? Onları umursayan burda sadece ben varım. Girişte dikildiğimi fark eden Jimin hemen ayağa kalktı.

"Birileri sonunda yanımıza gelmiş. Yemeğin hazır mutfakta. "

"Mutfak ne tarafta? "

YoonGi hemen ayaklandı. O ayağa kalkınca Jimin oturdu. Yanıma doğru geldi. O gelince ben de dışarıya çıktım. Sol tarafımızda bir kapı vardı. Oraya doğru gidip kapıyı açtı. Masanın üzerinde yemek duruyordu. Benimle içeriye geldi. Masaya oturup yemeğimi yemeye başladım. Karşıma geçip o da oturdu.

"Biri beni izlerken yemek yiyemiyorum. "

"Özür dilerim. "

"Bana karşı çok iyisin. Oysa Lisa'ya karşı hiç öyle değildin. "

"İkinizin gözümdeki yeri farklı. "

"Neyse. Beni kaçırmanız konusunda kiminle konuşacaksam onunla konuşmak istiyorum. Seninle değil. "

"Tamam. "

Oturduğu yerden kalkıp dışarıya çıktı. O çıktıktan birkaç dakika sonra başka birisi girdi içeriye. O da gelip karşıma oturdu.

"Adım SeokJin. Seni dinliyorum. "

"Soru basit. Neden buradayım ve Lisa'yla aranızda olanlar ne? "

"Buradasın çünkü Lisa'nın gözünün korkması gerekiyor ki başka bir yanlış yapmasın. Lisa'yla aramızda olanları da Lisa'nın sana anlattığını düşünüyorum. "

"Hayır anlatmadı. "

"Tamam. Öyleyse anlatayım. Bir gece TaeHyung eski sevgilisinin evinin önünde onunla konuşmak için cesaretini topluyordu. "

"Bir dakika. TaeHyung kim? "

"Onu da mı bilmiyorsun? Bugün Lisa'nın karşısında oturan konuştuğu kişi. "

"Tamam. Kim olduğunu bilmiyorum ama simasını hatırlıyorum. Devam edelim. "

"O sırada da Lisa eve gelmiş. İçeri girmiş. Lisa evine girdikten sonra ardından Tae apartmana girmiş. Lisa da o sırada dışarıya çıkmış. Tae sevgilisinin evinin kapısına geldiğinde kapı açıkmış. İçeriye baktığında kızın yeni sevgilisinin kızı dövdüğünü görmüş. Dayanamayıp yanındaki cam şişelerden birini kafasında kırmış. Sonra elindeki parçayı da karnına sokmuş. Sonuç olarak ise adam aşırı kan kaybından ölmüş. Ve bütün bu yaşananlar o gece Lisa tarafından görülmüş. Diğer gün de Lisa polise bir şikayette bulunmuş. Biz de bunu öğrendiğimizde Lisa'yı alıp önüne iki teklifle geldik. Tekliflerden biri para, diğeri de silahtı. Lisa da parayı aldıktan sonra iki kere üst üste bize karşı plan kurup Tae'yi içeriye attırmaya çalıştı. Biz de buna engel olmak için seni kaçırdık görüntüsü verdik. Ama YoonGi'nin isteği üzerine bu evdeki kimse sana zarar vermeyecek. Lütfen bunu kullanıp da kaçmak gibi şeyler yapmaya kalkışma. Yoksa YoonGi'ye verdiğim sözü es geçmem gerekecek. Başka sorun var mı? "

"Lisa şimdi yalancı şahitlik mi yaptı? "

"Evet. "

"Karşılığında da para aldı. "

"Evet. "

Kendimi Lisa'nın yerine koydum. Ben olsam ne yapardım? Ölmeyi göze alır mıydım? Büyük ihtimalle almazdım. Bu yüzden Lisa'yı suçlayamıyorum.

"Peki Rose ve ben elinizdeyken Lisa ve Tae içerde ne konuşuyorlardı? "

"Tae kendini çok suçlu hissetti. Lisa'yla buluşup ona suçunun bir bedeli olması gerektiğini söyledi. Hapishaneye girmesi için Lisa'dan yardım istedi. Lisa kabul edeceği sırada biz engel olduk. "

"Anladım. "

Tae ve Lisa vicdan azabı duyuyordu. Tae adam öldürmekten, Lisa ise yalancı şahitlikten dolayı. Ama vicdanlarından daha güçlü olan bir şey vardı. O da SeokJin. İkisine de engel oldu. Tae'ye kızamıyordum. Zaten Lisa'nın hiçbir suçu yoktu. Onlara yardım etmem gerekiyordu. Adaletten ziyade Lisa'nın vicdanını rahatlatmam gerekiyordu. Ama nasıl?