Bölüm 16

856 92 0
                                    

Jennie

Yol boyunca konuşmayacağımızı düşünmüştüm ama eve yaklaştığımız sırada YoonGi arabayı köşeye çekip bana döndü

"Neden durdurdun? "

"Bu seninle son görüşmemiz. "

"Evet biliyorum. Bir an önce eve gitmek istiyorum. Lütfen devam edelim. "

"Sana yaptıklarım için özür dilerim. Elimden geldiğince sana zarar vermemeye çalıştım. "

"Bak bunlar gerçekten umrumda değil. Bir an önce eve gidip arkadaşlarıma kavuşmak istiyorum. Bütün bu olanlardan sonra seni ya da hepinizi affetmemi bekleme benden. "

"Ayrılığımızın güzel olmasını istemiştim. Madem senin umrunda değildi keşke senin canını gerçek bir kaçırılma olayındaymış gibi acıtsaydım. En azından heyecanlı olurdu. Neyse unut önceden söylediklerimi. "

Tekrar önüne dönerek arabayı sürmeye başladı. Ne bekliyorsun ki? Kafama dayandığınız silah, kaçırmanız, Lisa'yı tehdit etmeniz ve adam öldüren birisini savunmanız. Gerçekten bu gösterdiğim tavır bile fazla size. Bir de utanmadan bana keşke canını acıtsaydım diyor. Eğlenceli olurmuşmuş.

"Bu arada aranızdan biri polise giderse bu seferki kaçırmaktan fazlası olur. "

"Sizinle bir daha karşılaşmamak için elimden geleni yapacağım. Buna polise gitmek de dahil. Umarım yaptığınızın karşılığını alırsınız. "

Hafif gülümseyerek yola bakmaya başladı. Gülüşünde yüzüme karşı söylemediği ama içinden geçen alay cümleler vardı. Umrumda oluğunu mu sanıyorsun?

Eve vardığımızda arabadan çıktığımda koşarak kapıya ilerledim. Çaldıktan hemen sonra kapıyı açtılar. Hepsi zaten beni bekliyordu. Kısa süreliğine de olsa hepsini o kadar özledim ki. Kocaman bir sarılmadan sonra hepsinin ağzından sana bişey yaptılar mı dökülüyordu. Hepsinin içini rahatlattıktan sonra içeriye geçtik. Arkamızdan YoonGi de geldi.

"Hadi Jimin gidiyoruz. "

İçeride oturan Jimin'e seslendi. Bunun üzerine Jimin ayaklandı ve YoonGi'nin yanına adımladı. Onlar kapıya doğru giderken Rose de peşlerindeydi. Nesi var bu kızın? Kendileri yolu bulabilir. Zaten bütün yaptıklarından sonra eve bile girmemeleri gerekiyordu. Rose döndüğünde birkaç havadan sudan sohbetten sonra Lisa hepimizi şaşırtacak bir şeyle çıktı karşıma.

"Şimdi YoonGi'yi de tanıdığına göre başka birisini bulmalıyız unnie. "

"Neden bahsediyorsun? "

"Ünlü olmaktan bahsediyorum. "

"Lisa o konu hala kapanmadı mı? Neden hala uğraşıyorsun? Onları bir daha görmeyeceğiz işte. "

"Hayır. Bir adam öldü ve bunu gören kişilerden biri ben olmama rağmen susturuldum. Üstüne seni kaçırdılar. Ben iki unniemin kafasına dayanmış silah gördüm. Bunların altında kalmayacağım. "

"Lisa gerçekten bırak artık. Hayatını yaşa. Okulunu bitir. "

"Hayır. Sizle ya da siz olmadan ben devam edeceğim. Bu yükü ben taşıyamam. "

Ayağa kalkıp odadan çıktı. Ardından kapı sesini de duyduk. Hepimiz donuk bir ifadeyle birbirimize bakıyorduk. Onu yalnız bırakmayacağımızın herkes farkındaydı. Ama bu iş böyle halledilmez. Anlamıyor. Eğer üstlerine gidersek herşey daha da kötü olacaktı. Dayanamayıp ben de ayaklandım ve arkasından koştum. Dışarıya çıktığımda çok ilerlememişti. Hemen yetiştim.

"Lisa! "

Arkasını dönerek sinirli bir şekilde bana baktı.

"Efendim. "

"Gel hadi eve. Bu saatte gitme. Konuşalım. "

"Konuşacak bir şey yok. Anlamıyor musunuz? Bunu yapmak istiyorum. "

"Tamam. Gel hadi. Diğerlerini de ikna edelim beraber. "

"Diğerlerini ikna etmeye ihtiyacım yok. "

"Lalisa! Derhal gir şu eve! Beni sinirlendiriyorsun! Hadi. "

Sesim yükseldikten sonra beni dinleyeceğine en başından dinlesen de beni yormasan keşke Lisa. Beraber eve girdik. Jisoo unnie ve Rose bıraktığım gibiydiler.

"Lisa için bunu yapalım. "

"Nasıl yapacağız? Bunun daha stajyerlik yılları var. Gittiğimiz gibi ünlü olamayacağız. Bunu biliyorsunuz. "

Rose haklıydı. Ama Lisa için bunu yapacaktım. Sonuçta onlar Tae için bize o kadar şey yaptılar. Biz sadece şarkıcı olacağız. Fazla bişey yok.

"İnternette gezinirken YG'nin seçmeleri olduğunu öğrendim. Eğer elemeleri geçersek bence yapabiliriz. "

Biraz düşündüler. İkisi de emin değildi. Lisa ise gözlerindeki hevesle verecekleri cevapları bekliyordu.

"Hadi ama. Bu kadar abartacak bişey yok. Sadece elemeleri geçeceğiz. Çok çalışırız. Zaten aramızda sesi kötü olan kimse yok. Bunu başarabiliriz. "

"Evet Jennie unnie haklı. Benim için yapın. Bunu gerçekten istiyorum. "

Hala kararsızlardı. Bunda bu kadar düşünecek ne var ki?

"Hadi ama sadece evet diyeceksiniz. "

"Tamam yapalım. "

Jisoo unnie onayladıktan sonra Rose de bişey demeyerek onayladığını belli etti. Kocaman bir grup kucaklaşması sonunda mutluluktan havaya uçan bir Lisa, kafası karışık olan Jisoo unnie ve Rose, bir de bu yaptığıma umarım pişman olmam diyen ben vardım. Çok çalışmamız gerekecek. Ayrıca şarkıcı olmakla kalmayıp hemen yükselmemiz gerekiyor. Çünkü yükselmediğimiz sürece kariyerimiz olmaz ve bu da Lisa'nın hayalleri yatar demek oluyor. Umarım güzel şeyler olur.

Umutları bir kenara bırakıp grup kucaklaşmasını bırakıp ayrıldık. Onlar otururken ben odadan çıkıp dışarıdan içecek bişeyler almaya karar verdim. Elimde poşetlerle döndüğümde hepsi şaşkın ifadelerle bana bakıyordu.

"Ne bakıyorsunuz öyle? Dönüşümü kutlamayacak mıyız? "

Bu cümlelerin ardından hepsinde gülücükler gördüm. Mutfağa giderek hepimize birer bardak getirdim. Dolaplarda zaten atıştırmalık bişeyler vardı. Bardakları bıraktıktan sonra geri dönüp atıştırmalıkları da aldım. Orta masanın üzerine hepsini yığdıktan sonra hepsini yiyip içmeye başladık. Gece olması umrumda değildi televizyondan açtığım şarkı bize eşlik ediyordu. Playlisti hazırladım. İlk başlarda dans edip eğlensek de işin sonlarına doğru hepimize bir hüzün ve halsizlik çökmüştü. Elim telefonuma uzanıyordu. Ama yapmamalıydım. Mesaj atarsam sabah kalktığımda pişman olacağımı biliyordum. Kendime küfürler yağdırmak istemiyordum. Jisoo unnie çoktan sızmıştı bile. Her birimiz sarhoşluğa ilerlemeden Lisa'dan yardım istedim ve Jisoo unnieyi yatağına götürüp yatırdık. Geri döndüğümde playlistte slow bir şakı çalıyordu. Biraz daha içtikten sonra ne kadar kendime engel olmaya çalışsam da telefonu elime alıp rehberden numarasını buldum.

"Dönüşümü kutlamak için biraz içtik. Lütfen beni engelle ve mesajlarımı görme. "

Eğer beni engellerse böylece sabah kendime küfür etmeyecektim. Kafam güzel olsa da gerçekten hala çalışıyor. Tek yapması gereken cevap vermekti. Lütfen sabah pişman olmayayım ve kendimden nefret etmeyeyim.

Playing With FireHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin