Tae
Araba Jin hyungun evine vardığında inip eve doğru ilerledim. Sanki iki sene öncesi gibiydi. Eve gidince herkesi içerde bulacak gibi hissettim. Ama hepimiz ayrıydık. Bu beni biraz üzüyordu. Yavaş adımlarla geldiğim kapıyı çaldım. Çalışanlardan birisi kapıyı açtı. Baktığımda çalışanların değişmediğini fark ettim. Beni güleryüzle karşıladılar. İçeriye girdiğimde salondan gelen seslerle Jin hyungun orada olduğunu anladım. Sanırım telefon görüşmesi yapıyordu. Salonun kapısına doğru ilerlediğimde konuştuğu şeyleri duyabiliyordum.
"Evet dediğimiz gibi yaptım. Yarınki toplantıda zaten her şey belli olacaktır. Sorun olacağını düşünmüyorum. Zaten bu ayki harcamaları da bu projeyi düşünerek yaptık. Para açısından bir sıkıntımız yok. "
Dediklerinin ne hakkında olduğunu anlamıyordum. Sonuçta bir şirkette çalışmıyorum. Arkasına dönüp bana baktığında telefonu "Neyse sonra konuşuruz. " diyerek kapattı. Ona işiyle alakalı birkaç soru sormak isterdim ama sorsam bile anlayacağımı sanmıyorum. Gerçi basit yolla da anlatabilir ama nedense önemsemedim. Buna rağmen o bana açıklamasını yaptı.
"Yarınki küçük toplantı hakkında konuşuyordum. Aslında pek de küçük sayılmaz. Umarım her şey güzel olur. "
Gülümseyerek ona baktım. Umarım der gibi bir yüz ifadesi takındım. Koltuklardan birisine oturdum. Ben oturunca Jin hyung da oturdu. Meraklanmış olmalı ki "Noldu neden buradasın? " diye bir soru sordu. Hiç uzatmak istemiyorum direk konuya gireceğim.
"Bana neler olduğunu anlat hyung. Ben yokken iki sene boyunca neler yaşadınız? "
"Uzunca mı? "
"Fark etmez. En baştan başla. "
"Tamam başlayayım. Bişeyler içer misin? "
Kafamı hayır anlamında sağa ve sola salladım. O bişeyler içecek olmalı ki mutfağa doğru ilerledi. Kendine kahve hazırlayıp geldikten sonra tekrar koltuktaki yerini aldı. Sonra da anlatmaya başladı.
"Senin içeriye girdiğin günden başlıyorum. Hepimiz eve geldik. Artık bir arada kalmamızın bir anlamı olmadığına karar verdik. Zaten biliyorsun YoonGi baştan beri bizimle kalmak istemiyordu. O müziğe kendini kaptırmış. "
"Evet biliyorum. "
"İlk yanımızdan ayrılan o oldu. Zaten Jennie ile araları da o sıralar kötü olduğu için yalnız kalmak istediğini söyledi. O günden sonra YoonGi ile hiç görüşmedim. Senin çıktığını görmek için geldi. İki senedir ne yapıyor bilmiyorum. Belki diğerlerinden yanına giden vardır. Biliyorsun HoSeok dansa meraklı olduğu için o da dans çalışmalarına başladı ailesinin yaşadığı şehirde. Jimin ve Jungkook aynı şehirde yaşıyor. O yüzden çoğu zaman görüşmüşlerdir diye düşünüyorum. Sen gittikten sonra birbirimizle pek konuşmaz olduk. Jimin Rose ile birlikte bir ilişkiye başladı diye duymuştum. Hala devam ediyorlar galiba. Aynı zamanda Jungkook'la beraber şarkı üzerine çalışıyorlar. Belki YoonGi'yle bu yüzden görüşmüşlerdir. Ben ise şirket işlerine devam ettim işte. Bildiğin gibi klasik hayat. "
"Peki sen ve Jisoo nasıl oldu? Ya da Jungkook ve Lisa arasında ne var? HoSeok hyung? "
"Ben ve Jisoo nasıl oldu bilmiyorum. Birden bire oldu. NamJoon bu konuda bana kırgın olduğu için onunla seni görmek için geldiğimiz gün bile konuşmadık. Sanırım ondan hoşlanıyordu. Ama kız kimi seçerse odur değil mi? " diyerek güldü. Benim beklediğim Jungkook ve Lisa'ydı. O yüzden dinlemeye devam ettim.
"Bu arada HoSeok ve Jennie'nin yakın olduğunu duydum. YoonGi'den ayrıldığı zaman ağladığında yanında olmuş HoSeok. İnsanlar ağladıklarında yanlarında birilerinin olmasına ihtiyaç duyarlar. O sırada da Jennie'nin yanında HoSeok varmış. Ama sevgililer mi bilmiyorum. Gerçekten inanılmaz. YoonGi sırf o yüzden iki yıl bizimle konuşmadı ama HoSeok bunu göz ardı edip Jennie'yle birlikte olabildi. Yine de HoSeok'u biliyorsun. Zamanında sevgili konusunda kötü bir olay yaşadı. O yüzden Jennie'ye güveniyorsa bu ilişkiye karışmayacağım. Bence YoonGi de karışmamalı. "
Dediğinden bir şey anlamamıştım. Sevgili konusunda ne yaşadığını bilmiyordum. Bir anlık Lisa'yı önemsemeyi bırakıp ne olduğu sordum. Duyduğum cevapla şok oldum.
"HoSeok eski sevgilisinin onu aldattığından şüpheleniyormuş. Bir gün telefonunu karıştırırken bir erkekle cinsel içerikli konuşmalara rastlamış. O günden sonra hiçbir kıza güvenemedi. Sanırım Jennie onun için doğru seçim olacak. "
Ağzım açık söylediklerini dinledikten sonra tekrar konuyu Lisa'ya getirmeye çalıştım. Hatta çalıştım da değil direk getirdim.
"Aaa Lisa ve Jungkook. Onları unutuyordum. Sen içeriye girdikten sonra Lisa'nın sana seni beklemeye söz verdiğini duydum. Kimse farkına varmasa da hepsini takip ettim. Başlarına bişey gelmeme ihtimaline karşı. Birkaç kez Jungkook'un Lisa'yla görüştüğünü öğrenince işin derinine indim. Jungkook Lisa'ya ondan hoşlandığını söyledi. Ancak Lisa seni bekleyeceğini söyleyip ondan hoşlanmadığını belirtti. Lisa seni iki yıl boyunca bekledi Tae. Tıpkı sana söz veridiği gibi. "
İstemsiz bir şekilde yüzüm güldü. Demek ki içeride kırk yıl kalsam kırk yıl da beklermiş. Onun bu aşkına sadık oluşu ona biraz daha aşık olmamı sağlıyordu. Hatta bunu duyduktan sonra koşarak ona sarılabilirdim ancak o yoktu. Telefonumu çıkartıp ona mesaj attım. Biraz konuşursak belki artık aramızda bir şeyler olabilirdi. Kafamı telefondan kaldırdığımda telefona şok olmuş bir şekilde bakan Jin hyungla karşılaştım. Telefonu elinden alıp baktığımda gördüğüm haberle ben de şok oldum. Ben gittikten birkaç dakika sonra gazeteciler Jungkook ve Lisa'nın resmini çekmişti. Eğer bu haberleri bütün olanları öğrenmeden okusaydım sinirlenip Lisa'ya kızabilirdim. Ama Lisa'nın Jungkook'u sevmediğini beni beklediğini biliyor olmamla habere sadece gülüp geçtim. Telefonu Jin hyunga geri verdim. O da önemsemediğimi anlamış olacak ki fazla takılmadı. Kahvesini konuşma arasında bitirmişti. Eline bardağı alıp mutfağa doğru ilerledi. Ben de peşinden ilerledim. Mutfağın balkonunda biraz hava almaya çıktı. Ben de yanına gittim.
"Hyung benim biraz önce aklıma çılgın bir fikir geldi. "
Meraklı bir şekilde bana bakmaya başladı.
"Lisa BlackPink adında grupla çıkış yaptı. YoonGi hyung stüdyoda müzikle uğraşıyor. Jimin hyung ve Jungkook şarkı üzerine çalışıyor. Ayrıca dansları da gayet iyi. Yani iki sene önce öyleydi. Dans demişken HoSeok hyungu da geçemeyiz tabiki. Onda gerçekten dans yeteneği var. "
"Ne demeye çalışıyorsun Tae? "
"Diyorum ki senin bir şirketin var. Yani gerekli parayı bize karşılarsan belki başka bir şirket altında biz de çıkış yapabiliriz. Hem böylece bir daha tehlikede olmayız. O kadar hayran varken etrafımızda o kadar koruma varken artık bizimle kimse uğraşmaz. Hem de bizi seven milyonlarca insanla tanışırız. Düşünsene herkes şarkılarımızı söyleyip konserlerimize gelir. Harika olamaz mı? "
"Tamam Tae rüya görme. Kendine gel. Böyle saçma şeyleri düşünme. "
Neden saçma olsun ki? Eğer ünlü olursam Lisa'yla olan birlikteliğim de o kadar göze çarpmaz. İki ünlü kişinin sevgili olması gayet normalken iki sevgiliden birisi ünlüyse insanlar bunu daha çok konuşuyor. Ayrıca belki aynı şehirlerde konser verirsek aynı otelde kalırız. Onu gittiğinde özlemek zorunda kalmam. Onları ikna edeceğim. Bizden de harika bir grup çıkar bence.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Playing With Fire
Hayran Kurgu[TAMAMLANDI] İkinci kitap Blood Sweat & Tears'a beklerim ^_^ *** "Hyung seni görmeye ihtiyacım var. " "Sorun ne? Nerdesin? " Beni daha telefonu açtığım gibi endişelendirmişti. Daha merhaba ya da alo demeden beni görmeye ihtiyacı olduğunu söylemişti...