"Zifiri"
"Yamaç" ona doğru tekrar bir adım atmaya çalıştığımda elini havaya kaldırdı.
"Azra eve dönelim" yerde yatan kadına bakıyordu. Yüzü hala bembeyazdı.
"Önce beni dinle" burada durmaya devam ederek hayatımızı riske atıyordum ama onunla konuşmak şuan önceliğimdi."Yamaç dinle beni" gözleri gözlerimi bulduğunda, bakışının soğukluğu ürpermeme sebep oldu.
"Sana söyledim. Arkada kimseyi bırakamazdım"
"Öldürmek zorunda değildin"
"Ne yapacaktım? Onu kendimizle mi götürecektik? Görmek istedin bende gösterdim! Al bu işte! Bu kadar! İki kurşun! Bundan ibaret benim hayatım! Tek gerçek şey sensin. Sen de elimi tutmaktan kaçıyorsun"
"Bundan kaçıyorum" dedi yerdeki cesetleri göstererek.
"Bunlardan" dedi arka tarafta duranları işaret ederek."Ellerinde kan var Azra, belki de masum insanların"dedi elime uzanıp havaya kaldırdı. Kana bulanmış elime baktım.
"Bunun yükünü sen taşıyabiliyorsun ama ben aynısını yapamam"
"Yamaç"sesim çok zayıf çıkmıştı.
"Eve gidelim"dedi tekrar gerisin geri uçaktan inerken. Ellerime ve yerde yatan cesetlere baktım. Gece uçağın kapısında belirmişti.
"Ona zaman ver, senden fazla uzağa gidemez"dedi sıcacık bakan gözlerle. İyimser bir yanımın bu kadar kanlı bir hayatta nasıl yer bulduğunu anlayamıyordum.
Cebimdeki çakmağı çıkardım.Uçaktan inip yakıt deposuna yürüdüm.Yamaç uçağın hemen dışında arkası dönük duruyordu.Yakıt deposunu açıp yerde yatan adamlardan birinin üzerindeki ceketi çıkardım.Ceketi depoya sıkıştırdım.Orada olan diğer uçaklara da aynısını yaparken Yamaç olduğu yerde durdu.
"Motorun yanında bekle beni" deyip çakmakla karşısına dikildim.Bana ve elimde duran metal çakmağa baktı.
"Sana Kırlangıcı da burada, şimdi yak kül et desem, yapar mısın?" gözlerimin içine baktı ama korku ile bakmıyordu. Umuttu bu gördüğüm.
"Onun bir umudu sende"
Damlanın sözleri zihnimde canlandı.Yamaç için bunu yapardım ama bitirmem gereken bir görevim vardı.
"Aklından bile geçirme Azra. Benim intikamım ne olacak?" Gece Yamacın hemen yanında belirdiğinde irkildim. Yamaç kaşlarını çattı.
"Ben" kekeledim. Yamaç cevap bekliyordu.
"İntikamımı almazsam burada bende kül olmayı hak ediyorum demektir"Yamaç gözlerini başka tarafa çevirdi. Sonra bana bakıp çakmağa uzanıp elimden çekip aldı. Uçağa doğru gidip çakmağı çaktı.
"Yamaç, dur!" ben ona yetişip çakmağı alamadan bez parçası alev aldı.
"Yanalım! Sen, ben, Kırlangıç! Neden seni çıkarmaya çalışıyorum karanlıktan? İkimizde yanalım gitsin, amına koyayım!" bağırışı duvarlara çarpıp bana dönüyordu. Eline uzanıp tutum.
"Yürü!" alevler hızla yayılmaya başlamıştı.
"Hayır! Duracağız!"dedi elini elimden çekip arkasında bağlarken.
"Yamaç"arkadaki camlar patlattığında ne o ne de ben gözümüzü kırpmadık. Göz göze bakıyorduk.
"Ne oldu Azra? Sanırım kaybetmekten korktuğun şeyler var"
"Var!" ona doğru yürüyüp yakasından tuttum. Duruşunu bozmadı.
"Var! Sen elimde kalan tek şeysin! Çocukluğumsun lan! Bir yanda sen bir yanda bu cehennem! Benim elimi tut diyorum! Sarıl bana ya! Düşmeme izin verme!" kısa zaman önce yaptığımız konuşmayı hatırlayarak böyle konuşmuştum. Sesim gitgide cılızlaştı sonra boğazımda yumru oldu. Yamacı sarsmayı kestim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR: AZRANIN DÖNÜŞÜ
FanfictionSilahların sesi boşlukta yankılandı. Böyleydi işte kızın hayatı. Ansızın geliyordu intikam peşinden, sinsice...Talep ediyordu sahip olduğu canı, nereye kadar kaçabilirdi böyle? O da biliyordu, ölüm onun daimi sevgilisiydi. Nerede olursa olsun gelip...