Üzerimden sıyrılan kıyafetlerin arasından geçip buhar ve erkek duş jeli kokusu ile kaplanan banyoda, Yamacın yanına dar duş kabinin içine adım attım. Beni biraz süzdükten sonra konuştu.
"Birazdan bizi arayacaklar"
"Arasınlar" dedim suyun altına ilerlerken. "Seninle yan yana olabileceğim bir anı benden çalamazlar"
Elimi uzatıp yüzünü kavradıktan sonra onu kendime çektim. Su başımızdan aşağı süzülürken, dudaklarımızdan karınlarımıza bir çizgi oluşturdu. O çizgiyi takip edip elimi Yamacın karın kaslarından aşağı indirirken, dudaklarım dudaklarındaydı. Titrediğinde bunu ben de hisettim. Sanki onun vücudundan geçen bir elektrik akımı ikimizi de sarsmıştı.
Ona gerçekten dokunduğumda, dokunmamı istediği şekilde, dokunmamı istediği yere, gözleri kapandı. Vücudu kıvrılırken, hareketlerime hız ekledim. Yamaç sağ elini göğsümden aşağıya, göbekdeliğimin altından bacaklarımın arasına kaydırdı. Ağzımı aralayıp, öpüşmemizi bozdum, havaya, dumanlı banyoya karışan inlemem dolu ve istekliydi. Elimi duvara dayadım. Yamacın bir eli arkamdaki duvarda duruyordu. Kolunun beni düşmekten kurtaracağını umarak, duvardaki elimi geri çekip arkamda duran koluna doladım. Gözlerimi kapattığımda, karanlıkta kıvrılan altın renklerini görebiliyordum.
Yamaç aniden elini geri çekince, gözlerim hızla açıldı. Şaşkınlıkla ona baktım. Durmasını istemiyordum. Beni belimden yakaladı , diğer eli ile popomu kavrayınca beni hızlı bir hareketle duvarla arasına aldı, vücudumu yukarı itti. Elleri popomda duruyor beni destekliyordu. Yanaklarım alev alev yanıyordu. Ama vücudum adeta bir alev topu olmuştu.
Hiçbir uyarı olmadan bacaklarımın arasında yerini alınca, ağzımdan boğuk bir çığlık koptu ancak Yamacın ağzı benim ağzımın üzerine kapanınca onun çıkardığı küçük inlemeler arasında bu çığlık dağılıp kayboldu. Kollarımı ona doladım. Beni tuttmasa bacaklarımın beni yere bırakacağını o da biliyor gibiydi. Yavaşça ya da nazikçe hareket etmiyordu.
Aç, doyumsuz ve fazlasına muhtaç bir şekilde hareket ediyordu. Ona uyum sağlayan vücudum öne doğru kıvrılıyor, bacaklarım kasılıyordu. Yamaç daha da hızlanırken ben daha çok titrer olmuştum. Ellerim Yamacın sıcak dersine gömüldü. Bana yaslanıp burnunu boynuma dayadı.
"Buna... asla...doyabileceğimi... sanmıyorum" her duruşunda kendini bana daha fazla iterken, göz kapaklarım titredi. Ona cevap verecek halde değildim. Bunu biliyordu.
"Yamaç" ona doğru fısıldadım. Dudaklarını boynuma bastırdı. Bu sessiz izni ile çözüldüm ve onun da ardımdan çözüldüğünü hisettim. Düşmemek için ona tutunuyordum. O ise beni kendi vücudu ile duvar arasında sıkı sıkı tutuyordu.
Dünyaya dönmem birkaç uzun saniyemi aldı. Yamacın beni ayaklarım üzerine bırakmasını takip etti bu saniyeleri, beni dengede tutmak için elini belimde tutuşu. Benim nefeslerimi derinleştirmem. Göğsüne yaslanıp deli gibi atan kalbini dinlemem ve ona sıkıca sarılıp sahip olduğum tek şey oymuş gibi ona tutunman dakikalara dönüştü. Saçımı yıkamasına izin verirken sessizce seksin verdiği uyuşukluğun tadını çıkardım. Sonunda sudan çıkmak için suyu kapattı. Beni havlulardan birine sardıktan sonra kendi bornozunu giydi. Duşakabinden çıkıp odaya ilerlerken, belimden bana sarılmıştı. Odaya girdiğimde buhardan çıktığım için derin nefesler aldım. Burnuma sadece Yamacın kokusunun dolmasına minettardım.
Ben giyinmiş saçımı saçımı kurularken, Yamaç da yeni giyiniyordu. Saadet bizi çağırmak için yaklaşık beş dakika önce kapıyı tıklatmıştı.Yamaç birazdan aşağıda olacağımızı söyleyip onu göndermişti.
Banyo kapısının önünde durmuş beni izleyen Yamaca baktım. "İn sen ben geliyorum" ona gülümsediğimde kafasını sallayıp omzumu öptükten sonra kapıya yöneldi.Kapı çarpılınca ben de aynaya döndüm. Arkamda beliren Geceyi görünce irkildim. "Neydi şimdi bu? Başkaları ile davetlere gidiyorum, senin arkandan iş çeviriyorum seksi mi?" nefesimi dışarı verirken saç kurutma makinesini kapattım.
![](https://img.wattpad.com/cover/209429081-288-k181343.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR: AZRANIN DÖNÜŞÜ
FanfictionSilahların sesi boşlukta yankılandı. Böyleydi işte kızın hayatı. Ansızın geliyordu intikam peşinden, sinsice...Talep ediyordu sahip olduğu canı, nereye kadar kaçabilirdi böyle? O da biliyordu, ölüm onun daimi sevgilisiydi. Nerede olursa olsun gelip...