Bölüm 98

222 19 4
                                    

Kahvaltı için eve gelmişler ve Azra evdekilerle konuşmuş, onlara neden gitmeleri gerektiğini detaylara girmeden açıklamıştı. Herkes çantalarını toplarken Azra evin içinde geziyor, odalara bakıyor. Gitmek üzere olan ailesine bakıyor ve onlara tekrar görüşebilecklerini garanti etmeyi umuyordu. Ancak bunu yapamazdı.

"Söz verme, sözler acıtır. Tutamadığın zaman özellikle. Beklenti acıtır. Biz insanlar, beklenti ile yaşamak için oldukça güçsüzüzdür"

Annesinin sözleri aklından geçerken Azra, Karacanın odasının önünden ayrıldı. Diğer odaların da önünden sessizce geçti. Yamaç bir süre daha kalacağını o günün sabahında gideceğini söylemişti. Azra buna karşı çıkmadı. Kafasını sallayıp sadece Yamaca baktı. Gitmeye ikna olmuş olması dahi yeterliydi.

"Azra?" Damla odasının önüne iki valiz bırakırken Azraya baktı. "Gelsene" dedi onu odaya çağırırken. Azra, Damlanın peşinden odaya girdi. Azra bebek, yatağın üzerinde uyuyordu. "Gel otur" dedi Damla odadaki koltuğun üzerindeki kıyafetleri kaldırırken.

"Ben Azranın yanına otursam?" dedi Azra ricasını dile getirmeden yutkunup. Damla kafasını salladı. Öğle uykusunda olan bebeğin nefes alış verişleri o kadar sıktı ki. Göğsü hızla inip kalkıyordu.

Azra onun yanına uzanıp yüzüne bakmaya devam etti. "Ne zaman geri döneriz?" diye sordu Damla Azranın küçücük kıyafetlerini tek tek katlayıp valize koyarken. Azra kendine engel olamayıp uzandı ve minik Azranın yanağında elini gezdirdi.

"Bilmiyorum Damla. En kısa zamanda diye umuyorum. Hem biraz uzakta olmak hepiniz için iyi olur" bebeğin hareketlendiğini fark eden Azra irkilerek elini geri çekti. Neyse ki uykusu bölünmemişti.

"Azra, korkuyor musun?" Damlanın beklenmedik bu sorusu ile Azra yattığı yerden kalktı. Durup düşündü.

"Bitmesini beklediğin bir şey sona çok yakın. Ama sen onsuz nasıl yaparsın bilmiyorsun çünkü çok uzun zamandır seninle birlikteydi bu. Yani bitsin istiyorum. Ama ya bitince yeterli olmazsa? Ya ben intikamımı alamamış gibi hissedersem? Ya tüm hayatım boyunca bununla yaşamak zorunda kalırsam?" Azra düşüncelerini sıralarken fark etmişti ancak. Korkuyordu. Hatta ödü kopuyordu. Dolan gözlerini bir iki defa kırpıştırdı.

"Eğer beklediğim gibi gitmezse, beni öldürürler" bir süre durdu Azra. Sonra Damlaya bakıp tepkisini ölçmeye çalıştı. "Yamaç ne olacak Damla?" elini ağzına bastırdı sessiz kalmaya çalışıyordu. Damla hızla yanına gelip ona sarıldı.

"Şşş, tamam. Bir şey olmayacak. Sen bunu da başaracaksın Azra" Damla onu sıkıca tutmuş, sırtını sıvazlıyordu.Azra ise kendini toplamaya uğraşıyordu.Kapı tıklatınca yerinden kalktı. Gözlerini temizleyip pencereye ilerledi. Arkasını odaya dönmüştü.

"Azra burada m-" onu arayan Yamaç odadan içeri girince Azra derin nefesler alarak sakin kalmaya çalıştı.

"Burada burada" dedi Damla kıyafetleri katlamaya devam ederken.

"Sevgilim?" Yamacın yumuşak sesini duyunca dudaklarının titremesine engel olamadı Azra. Yamaç arkasından yaklaşıp ona sıkıca sarıldı.

"Sevgilim" diye yanıtladı Azra sesi titrememişti ama ardından burnunu çekti. Yamaç kaşlarını çatıp hemen onu kendisine çevirdi. Kızarmış gözlerine bir süre baktı.

"Ne oldu? Neyin var?" dedi yüzünü incelemeye devam ederken.

"Ben bi Cumaliye bakayım" Damla ikisinin konuşmasına zaman tanımak için odadan çıktı. Onlar ise devam etti.

"Bir şey yok. Her şey yolunda"

"Neden ağlıyorsun o zaman?" baş parmakları ile gözlerini silen Yamacın şefkatli ellerinin dokunuşu onu öylesine güzel hisettirmişti ki.

ÇUKUR: AZRANIN DÖNÜŞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin