El ele asansöre doğru yürürlerken, Yamaç hala az önce söylediklerinin etkisindeydi. Bu kadını gerçekten sevdiğini biliyordu. Onun da kendini sevdiğine emindi. Yürümeye devam ederlerken onu durdurdu. Ve kendi etrafında çevirdi. Alnını onun alnına yasladı.
"Sen eşsiz bir kadınsın" dediğinde Azra onun yüzünü inceledi. Yamacın elleri beline dolanmış yüzü hemen kendi yüzünün önündeydi.Azra elleri ile onun yüzünü kavradı. "Sen beni eşsiz hissettiriyorsun" deyip onu öptüğünde Yamaç onu daha da kendisine çekmişti. Azra geri çekilip onu inceledi.
"Az önce birini öldürmem hakkında söyleyecek bir şeyin yok mu?" onun yüzünü inceledi. Yamaç kafasını iki yana salladı.
"Senin olayın bu. Gittiğin yerde ardında ceset bırakmayı seviyorsun" onun dalga geçmek için söylediği bu cümle Azranın canını sıkmıştı. Ellerini yüzünden çekip asansöre yürümeye devam etti. Buna kızmasının sebebi doğruluk payı mıydı yoksa onda bıraktığı etki miydi, kendisi de bilmiyordu. Yamaç canınnı sıktığını anlayınca peşinden yürüdü.
"Yapma Azra, neden öyle dediğimi biliyorsun" ona yetişmiş yanında yürüyordu. Azra kafasını salladı. "Biliyorum" demekle yetindi. Ona kızmıyordu ama bunun gerçek olması canını oldukça sıkıyordu.
"Sana kızmadım" dedi Yamacın elini tutarak. Asansörün önünde durduklarında Azra kat sayısına asansör çağırma tuşunun olduğu yerden bakıyordu. Orada duran birini fark ettiğinde adrenalin onu adeta nefessiz bıraktı. Sakin kalıp dikkatle bakmaya devam etti. Ve sonunda onun kim olduğunu anladı. Adriana koridorda durmuş ondan tarafa bakıyordu. Göz ucu ile Yamaca baktığında onun da henüz fark ettiğini gördü. Elinde duran elini daha sıkı tuttu. Koridordaki tüm korumalar az önceki olay yüzünden içeriye girmişlerdi ve henüz çıkmamışlardı. Azra içinden küfürler etti.
"Sen bacağımdaki silahı alacaksın ben senin belinde duranları. Asansöre sıkarak gireceğiz. Asansöre biner binmez lobi tuşuna bas" Azra sessizce Yamaca talimat verdi. Yamaç onu anladığını belli etmek için gözlerini kırpıştırdı. Asansör bir alt kattayken Azra derin bir nefes aldı. Birkaç saniye sonra asansör onların olduğu katta çınlama sesi ile durdu.
"Şimdi!" dedi Azra. Yamaç eğilerek Azranın bacağındaki silahı çekip çıkarırken Azra ona arkasını dönmüş olan Yamacın belindeki iki silahı birden çıkarırken yavaşça asansöre ilerlediler. Yamaç ileriye adım atarken Azra geriye doğru yürüyor, Yamacın iki tarafından karşı tarafa sıkıyordu. Her iki tarafta da silahlar patlarken Yamaç lobi tuşuna bastı.
"Eğil!" Diye bağıran Azranın dediğini yaptı. Kapılar kapanmadan hemen önce kendini dışarı atan Azranın çıktığını kapılar kapanmadan önce fark eden Yamaç asansörü durdurmaya çalıştı ama yapamadı. Yamacın burada olmasını istemiyordu. Asansör hızla aşağıya ilerlerken Yamaç kapılara vurdu.
Adriana kendine duvarı siper almış art arda sıkıyordu. Azra da daha isabetli atışlar yapmak için bekliyordu. Koridordaki lambalara, duvarlara, tablolara isabet eden kurşunlar tüm katın dağılmasına sebep oluyordu. Adriana'nın mühümmatı biterken Azra yerde duran çantasına uzanıp çantayı yanına çektik ve içinden dolu olan silahı alırken boşalan silahı kenara attı. Dişlerini sıkmış, burnundan soluyordu.
Adriana bir kez daha sıkmaya başlayınca siper almaya devam etti boşluk bulunca iki defa sıktı ama Adriana da kendini koruyordu. En sonunda Adriana ateş etmeyi bıraktı ve Azra mermisinin bittiğini anladı.
Uzun zamandır konuşmamasına rağmen hala pürüzsüz olan Rusçası ile konuştu.
"Yedeğin olmadan gelmiş olamazsın değil mi Adriana?"
![](https://img.wattpad.com/cover/209429081-288-k181343.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇUKUR: AZRANIN DÖNÜŞÜ
FanfictieSilahların sesi boşlukta yankılandı. Böyleydi işte kızın hayatı. Ansızın geliyordu intikam peşinden, sinsice...Talep ediyordu sahip olduğu canı, nereye kadar kaçabilirdi böyle? O da biliyordu, ölüm onun daimi sevgilisiydi. Nerede olursa olsun gelip...