Bölüm 71

213 23 5
                                    

Susturucusunu taktığım silahtan çıkan iki el kurşun karşımda duran adamların kafasının içinden geçmiş,silahın sesi geceyi gelmişti. Alim sandalyesinden düşmüş, Ziya da kafası geride öylece kalakalmıştı. Bunların hepsi yaklaşık dört dakikada olmuştu.

Alınlarında merminin az önce geçtiği yerde, delik olmuştu. Silahı masaya sertçe bırakıp Uraza baktım.

Olayın şokunu dışarı yansıtmamak için çaba sarf ediyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Olayın şokunu dışarı yansıtmamak için çaba sarf ediyordu. Böyle bir şeyi beklemediği kesindi.Uraz  gözlerini sabit bir noktaya dikmiş bana ya da Vedata bakmaktan kaçınıyordu.

"Temizleyin" Vedat yerinden kalkarken ceketinin kollarını düzeltiyordu. Terası terk etmek için içeri ilerleyen kapıya ilerliyordu ne ben ne de Uraz onun gittiği tarafa bakmıyorduk.

"Benim felsefem..." Vedatın ayak sesleri kesilmişti. "İstediğini elde eden yolda kimse gerçekten dost değildir" sonra tekrar yürüdü ve kapı ardından kapandı.Buraya gelirken lafı kesilmeden hemen önce bana bahsettiği felsefeydi bu.

Uraz kafasını kaldırıp, Vedatın çıktığı kapıya sonra hala kıpırdamamış olan bana baktı. "Anladın mı neden en iyisi benim? Eğer ölüm emrini vermiş olsan sen de ölü olacaktın. Senden her ne bekliyorsa, bu seni şimdilik koruyor ama inan bana Uraz, zamanı geldiğinde senin de sonun onlar gibi olacak" ben yerimden kalkıp silahımı aldığımda o hala oturuyordu.

"Senin de bir garantin yok, sen onun için bir tetikçisin sadece"dediğinde kafamı salladım sadece.

"Ama beni öldürmek için bir hamle yapamaz" ben de Vedatın çıktığı kapıya doğru ilerlemiştim ki Uraz konuştu.

"Henüz" Haklıydı. Henüz öldüremezdi ama elbet peşime düşecekti. Bir şey demeden kapıdan çıkıp gittim. Cesetleri hallederlerdi. Burada durdukça kendi kendimi sogulamaya başlamıştım ve bu beni rahatsız hissettiriyordu.

Ben asansöre ilerlerken nefesim daralmaya başlamıştı.Sanki ilk defa yaptığım iş yüzünden kendimden nefret ediyordum. Ama bunun sebebi az önce iki adamın kafasına sıkmış olmam değildi. Kendimi bu hayattan kurtaramıyor olmam ve artık bir evimin olmamasıydı.

Asansör zemin kata ilerlerken bu defa Medusaya bakamıyordum sanki o bile benim hayatımın yokuş aşağı gittiğinin farkındaydı. Asansör ufak bir sesle açıldı ben de kendimi dışarı attım.Beni bekleyen arabanın önüne, şemsiye ile aynı adam eşlik etti. Kapıyı açmıştı ki, uzakta duran taksilere baktım.

Kapıyı hızla çarpıp arabanın yanından uzaklaştım. Ben taksiye gidene kadar yağmur damlaları acımasızca tenime vuruyordu. Arabanın arka koltğuna kendimi attığımda Çukurdaki mezarlığın adresini verdim. Araba çalışırken ceketime sarıldım.

Mezarlığın önünde duran arabadan inmiş mezarlığın içine doğru ilerliyordum. Ayağımdaki ayakkabı çamura girdikçe sinirleniyor sinilendikçe ağlıyordum. Ama bunun farkında bile değilim. İki mezarın hemen önünde durduğumda, şimşekler çaktı sanki ses beynimin içinden geliyordu.

ÇUKUR: AZRANIN DÖNÜŞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin