Bölüm 43

402 38 10
                                    

Sıçrayarak bir başka rüyadan uyandığımda elimi komodine atarken buldum kendimi.Önce odayı taradım sonra Yamaç ile göz göze geldik. Nefeslerimi düzene sokarken elimde sıkıca tuttuğum silahın titreyen elimden dolayı titremesini izledim.Gözlerimi kırpıştırdım.Yamaç yavaşça elime uzandı.

"Azra,sevgilim" temkinli bir şekilde silahı elimden aldı. "Bir şey yok ben buradayım" deyip beni kendine çekti.Titremem hafiflemişti ama daha da kötü bir his içimde büyüyordu. Zamanım daralmıştı.İntikamımı tamamlayamamıştım. Bunu düşünürken bile kafayı yememeye çalışmak elimde değildi. Kendimi yavaşça Yamaçtan geri çektim.Yerimden kalkıp lavaboya yürüdüm ve ardımdan kapıyı kilitledim.

"Bu işi yapacaksın.Sırayla hepsi ölecek. Önce o adam.Sonra da sıra Yavuza gelecek"baktığım aynadan hemen arkamda duran Geceyi görebiliyordum. "Bir ajan var Gece. Her şeyi biliyor.Oradaydı.Rusyada.Birilerinin ondan haberi olmalı.Benim peşimden bilerek gönderdiler nerede şimdi? Ruslar biliyor mu? Beni izliyor olabilirler mi?" aynadaki yansımama bakarken gözümde canlanan anılar ile iki adım geriledim.

Rusyada odalarımızdaki aynalar çift taraflı yapılmıştı.Bizi gözlemlemek için Rusya hukümetinin kullandığı bir yöntemdi.Aynaya bakmaya devam ederken adeta nerede olduğumu unutmuştum.Hemen lavabonun kenarında duran porselen sabunluğu elime alıp aynaya fırlattım.Ayna gözümün önünde parçalara bölünürken sadece bomboş bir duvar ile karşı karşıya kaldım.

"Burada değiller Azra" Gecenin sesi yumuşaktı ama şüpheciydi.

"Azra?" Yamaç kapıyı yumruklayınca o tarafa döndüm. "Azra aç şu kapıyı!" ilerleyip kitlediğim kapıyı açtım. Yamaç yerdeki cam parçalarına ve bana baktı. Gözlerimde gördüğü bakışa ne kadar yabancı olduğu belliydi.Deliriyor olabilir miydim?

"İyi misin sen?" etrafa göz gezdirdim Gece gitmişti. Kolumda hisettiğim ürpertiyi savuşturmak için kollarımı kendime sardım. "Burada değiller" deyiverdim.Bunu sesli söylemeyecektim ama susamamıştım. "Burada değiller"diye tekrarladım. 

"Kimler?" dedi Yamaç kaşlarını çatarak. "Ruslar" dedim dümdüz bir sesle. Yamaç beni tutup ayaklarım yerdeki camlara değmesin diye kucağına alırken itiraz etmedim.Salona gelince beni kanepeye bıraktı.

"Azra,burada olmadıklarını biliyorsun.Güvendesin.Bak ben buradayım" elimi sıkıca tutan eline baktım.Arkasındaki mutfakta duran fırına gözüm takıldı.Dosya...

Bir şeyler yapmanın zamanı gelmişti.İntikam çanları hiç olmadığı kadar sesli çalıyordu kulağımda.Sokaktan geçen bir tabutun sessizliği vardı o çanlarda ama aynı zamanda bir feryadın sağır ediciliğindeydi.

"Biliyorum" yalandan bir gülümseme takınıp güven vermek için Yamacın elini sıktım.Bir an önce bitecekti bu iş.Kapının zil sesi duyulunca ikimiz de sıçradık.Yamaç yerinden kalkınca onun ardından kalktım. Hala paniktim. Yamaç kapıyı açtığında her an gelebilecek bir darbeye karşı hazır bekliyordum.

"Günaydın"Selimin donuk sesini duyunca bir nefes alıp yumruk yaptığım ellerimi gevşettim."Günaydın abi" dedi Yamaç çekilmesi için onun önünden çekilirken göz ucu ile bana baktı.

"Seni almaya geldim oğlum"

"Hayırdır?" dedi Yamaç ellerini beline koyarken. Selim hafifçe gülümsedi. "Akın eve dönüyor" Yamacın yüzünde oluşan sevinci gördüm.Akını biraz biraz hatırlıyordum.

"Bu çok güzel bir haber abi" deyip abisini kucakladı. 

"Çok sevindim" sevinmiştim bir anlığına kendi derdimi unutacak kadar."Hadi siz çıkın ben de eve gideyim"onları bir an önce gönderme çabam belli olsun istemiyordum. Yavuza gitmem lazımdı.

ÇUKUR: AZRANIN DÖNÜŞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin