Bölüm 34

407 45 13
                                    

5 YIL ÖNCE/YAVUZ KOMUTAN'IN ASKERİ ÜSSÜ

"Yani onu vurabilirsin öyle mi?" Buradaki eğitimime başlayalı henüz bir yıl olmuştu ama çoğu derste, diğer askerleri sollayıp Aliço ile uzak atışta takılı kalmıştım. Adı ali olmasına rağmen  ona Aliço kısaltmasını kullanmak daha çok hoşuma gidiyordu.

"Vururum, vururum" deyip dürbüne eğildi.Karşımızda duran cam şişelere bakıyordu.Bizden kilometrelerce uzakta olmasına rağmen vurabileceğini söylüyordu.

Bizden kilometrelerce uzakta olmasına rağmen vurabileceğini söylüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Daha önce görmüştüm gerçekten de vurabiliyordu. Eğer ona yetişemezsem kendimi kanıtlama fırsatına erişemeyecektim.

"Rüzgar?"Aliço kafasını salladı. "Rüzgar" diye beni tekrarladı.Yanına uzanmış onu dikkatle izliyordum.Bu çok nadir bir yetenekti.Aliço atışını yaptı ve elbette sekmeden şişeyi vurdu.

Ben bu yeteneğine hayret ederken içten içe ona çok imreniyordum.Burada günlerimiz birlikte geçiyordu.Aliço fiziksel eğitimlere katılmıyordu.Yavuz komutanın bütün zorlamalarına rağmen onun bu eğitimlerin dışında kalması için her seferinde itiraz ediyordum.Benim eğitimlerimden sonra atış çalışmaları yapıyorduk. Ona 'Nişancı' diye sesleniyordum.O ise bana komutanım demeye alışmıştı.

Ben görevlere sadece Aliço ile gidiyordum.O ve ben "7-8" olarak anılıyorduk.Yine bir operasyon  için yola çıkmıştık.Ben Aliçoyu yukarıda bir yere bırakacaktım ben ise aşağıdaki eve girecektim.Evden alınması gereken bir dosya vardı ve dosyaya ulaşan yolun üzerinde de sayısız adam bekliyordu.Aliço çalıların arasındaki yerini alırken ben de yavaş yavaş aşağı inmeye başladım.

"Telsizin açık olsun"Aliço kafasını salladı.Evin dışını çevreleyen duvarın köşesine sinmiş sesleri duymaya çalışıyordum.

"Aliço?"

"Komutanım?"

"Yolumda kaç kişi var?"

"İki adam biri kapının önünde,diğeri bahçede" 

Kulağımdaki elimi çekip çantamdan iki silahımı da çıkardım.Susturucuyu taktıktan sonra çantadaki metalden ince ipi de çıkardım.

"Duvardan atlayacağım" Aliço onay verdiğinde tırmanıp kendimi öbür tarafa attım.İki ayağımın üzerine düştüğümde etrafı taradım.Işıkla aydınlanan taş yolda bir adam ileri geri yürüyordu.Diğeri ise kapıda sağa sola gidip geliyordu.

"Keşke yerinizde dursanız"kendi kendime söylendim.

İpi daha sıkı kavrayıp yerimden çıktım.Adamın boynuna ipi geçirip tek elimle çektim.İp gerilip boğazını sıkarken, kapıdaki adama sıkıp indirdim.İpin diğer ucundaki adam çırpınmaya devam ediyordu.İpi daha sıkı çekerek boynunu kesip nefessiz kalmasına sebep oldum.Adam hareket etmeyi kesip yere düşünce ön kapıya yürüdüm.

ÇUKUR: AZRANIN DÖNÜŞÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin